DEVA Partisi tüm illerde eş zamanlı olarak, idare mahkemelerine giderek, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı”nın iptaline karşı dava açtı.

Geçen hafta başlatılan ‘DEVA Yaşatır’ kampanyası ile birlikte hem ülke genelinde hem de Change.org platformu üzerinden bir imza kampanyası başlatan DEVA Partili kadınlar, bugün ise tüm illerde eş zamanlı olarak açıklama yaptı.

Konuya ilişkin bilgi veren Deva Partisi Kadın Politikaları Başkanı Rana Besler “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı hukuka aykırıdır, yok hükmündedir. Tanımıyoruz!” dedi. Besler şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi aile kurumu ya da geleneksel aile yapısı için bir tehdit değildir. Aksine aile kurumu içinde şiddet gören kadın ve kız çocuklarını koruyan, şiddeti yaşam boyu süren işkence ve kader olmaktan çıkaran bir sözleşmedir. Şiddetin toplum ve aile yapısı içinden arındırılmasını sağlayan koruyan, önleyen mekanizmalar içeren uluslararası uygulanan bir anlaşmadır.”

‘Şiddet sustukça çoğalır’

Bu karar karşısında susmanın şiddete destek vermek olduğunu dile getiren Besler, şunları söyledi: “Biz kadına yönelik şiddete sessiz kalmanın, şiddete ortak olmak anlamına geldiğini bilerek; şiddet sustukça çoğalır diyerek, şiddet karşısında susmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Şiddete uğrayan her bir kadının arkasında susmayan DEVA’lı kadınlar olarak duracağımızın bilinmesini istiyoruz. DEVA YAŞATIR diyerek, şiddetsiz bir Türkiye, şiddetsiz bir Avrupa ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Yok hükmündeki karar düzeltilsin!

10 yıl önce TBMM tarafından onaylanan bir sözleşmeden ancak TBMM kararıyla çekilmenin mümkün olduğunu vurgulayan Besler, şöyle konuştu: “2011 yılında AK Parti hükümeti tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden şimdi, üzerinden 10 yıl geçmişken, sırf bazı kesimleri memnun etmek adına çekilme kararı verilmesi yersizdir, hukuksuzdur, mesnetsizdir. 10 yıl boyunca yürürlükte kalan bir sözleşmeyi sudan bahanelerle, üstelik usule aykırı olarak geçersiz saymaya kalkmak kimsenin yetkisinde değildir. TBMM’den onaylanarak geçen uluslararası bir sözleşmeden ancak TBMM kararı ile geri çekilmek mümkündür. Çıktık, oldu, bitti açıklamaları tek taraflıdır. Hukuken yok hükmündedir. Biz bugün bu hukuksuzluğun, yok hükmündeki çekilme kararının düzeltilmesi için Danıştay’a davamızı açıyoruz. Danıştay yetkililerinden beklentimiz; iptal kararını hiçbir etki altında kalmadan, tüm şiddet gören kadınları vicdanlarında hissederek, vicdanlarının sesini dinleyerek Türkiye’deki tüm kadınlar için vermeleridir.”