Haber: Gülnaz Demirok/Bartu Can
BİRSEN, açıklamasında dünyanın neresinde olursa olsun her çocuğun onurunu, yaşam hakkını ve geleceğini savunmanın hem vicdani hem de insani bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
“Çocuklar, insanlığın en masum, en korunmaya muhtaç, en değerli emanetidir. Onların haklarını korumak, yalnızca bir sorumluluk değil; vicdani ve insani bir mecburiyettir” diyen BİRSEN, dünya çocuklarının büyük bir kısmının ne yazık ki güvenli ve huzurlu yaşamlardan uzak olduğunu belirtti. En ağır bedeli ödeyenlerin, savaşın, açlığın, yoksulluğun ve zulmün gölgesinde kalan masum çocuklar olduğunu ifade etti.
Gazze’de Ölen Vicdan: Çocuklar da Etkilendi
Gazze’de aylardır süren insani kriz ve şiddetin en ağır şekilde çocukları vurduğunu aktaran BİRSEN, “Her gün okula gitmesi, hayaller kurması, oyun oynaması gereken binlerce çocuk; bombaların, açlığın ve yoksulluğun altında hayatını kaybetti. Gazze’de her beş dakikada bir çocuk ölürken dünya sessiz kaldı. Bir çocuğun ölümü istatistik değil, insanlığın utancıdır” dedi. Filistinli çocukların haklarını savunmayı insanlık borcu olarak gördüklerini belirtti.
Sudan’da Açlık ve Yoksullukla Mücadele Eden Çocuklar
Sudan’da süren iç çatışmalar nedeniyle yüz binlerce çocuğun açlık, susuzluk ve hastalıkla karşı karşıya kaldığını vurgulayan BİRSEN, “Evlerinden koparılan çocukların çoğu temel gıdaya bile erişemiyor. Açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun çaresiz bakışı, insanlığın tamamına verilen en büyük uyarıdır. Sudanlı çocukların hayat hakkını savunmak, uluslararası toplumun sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
Doğu Türkistan’da Sessiz Kalan Çığlık: Asimilasyon ve Özgürlük Yoksunluğu
Doğu Türkistan’da yıllardır süren baskılar ve kültürel asimilasyon politikalarının çocukların geleceğini yok ettiğini belirten BİRSEN, “Kendi dilini konuşamayan, kimliğini yaşayamayan çocuklar; anne babalarından koparılmakta, eğitim yoksunluğuna ve psikolojik baskılara maruz bırakılmaktadır. Her çocuğun kültürüyle, diliyle ve kimliğiyle yaşama hakkı vardır. Doğu Türkistanlı çocukların sesi olmak ve özgürlüklerini savunmak insan olmanın gereğidir” dedi.
Terörsüz Bir Türkiye: Çocuklarımızın Huzurlu Geleceği İçin
Türkiye’de de her çocuğun barış içinde, güvenli bir ortamda büyümesini sağlamak gerektiğini vurgulayan BİRSEN, “Terörün her türlüsüne karşı durmak, çocukların korkudan, şiddetten ve umutsuzluktan uzak bir ülkede yaşamasını sağlamak en temel hedefimizdir. Terörsüz bir Türkiye, güçlü bir gelecek ve özgürce hayal kurabilen çocuklarla mümkün olacaktır” dedi.
Son Söz: Dünyanın Bütün Çocukları Bizim Emanetimizdir
BİRSEN, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Dünya Çocuk Hakları Günü yalnızca bir hatırlatma değildir; tüm insanlığa yapılan bir çağrıdır: ‘Her çocuk eşittir, her çocuk değerlidir.’ AK Parti Gençlik Kolları olarak; çocukların haklarını savunmaya, zulme uğrayan çocukların sesi olmaya, mazlum coğrafyalardaki her çocuğun yanında durmaya ve Türkiye’de geleceğimizi tehdit eden her türlü karanlığın karşısında durmaya devam edeceğiz. Bir çocuğun gülüşü, dünyanın en büyük umududur. Ve biz, o umudu yaşatmak için buradayız.”