Milli Eğitim Bakanlığına Prof. Dr. Ziya Selçuk’un getirilmesi eğitim camiasında büyük bir sevinçle karşılandı. Esgazete olarak sendika başkanlarına yeni bakanı sorduk. Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman eğitim camiasının Bakan Selçuk’u yakından tanıdığını ifade ederken, Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı ümitli olduklarını söyledi. Eğitim Sen Şube Başkanı Faik Alkan, önyargılı olmadıklarını aktarırken, Eğitim-İş Şube Başkanı A. Kadir Önder ise Bakan Selçuk’un eğitimci olması, kendileri içi tek olumlu yanı olduğunu ifade etti.

İşte başkanların görüşleri:

Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman

Her yeni başlangıç insanların yeni umutlar, heyecanlar duymasın vesile oluyor. Sadece Milli Eğitin Bakanının değil tüm bakanların görevlerinde başarılı olmalarını umuyor, ülkemiz ve dünya için hayırlı vesileler doğurmasını temenni ediyorum. Ziya Selçuk Bey eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı. Akademik çalışmalarıyla eğitim camiasının görüşlerinden yaralandığı kimi zaman seminerlerde karşı karşıya geldiği biri. Bu sebeple eğitim camiasını kendisini yakından tanıyor. Biz ümitliyiz. İyi ve güzel işlerin ortaya çıkacağına inanıyoruz. Milli Eğitim ile alakalı, eğitim sistemi ile alakalı olarak hükümet her daim eksik kalan yerin bazı şeyleri yapamamanın, yapamadıklarını ifade ettikleri bir bakanlık. Burada ana unsur milli eğitimdeki paradigma.  Eğitim sisteminin yetiştirdiği insan profilinin bu ülke topraklarına bağlı insan profili olması lazım. Dolayısıyla yeni Milli Eğitim Bakanımızdan bu paradigma üzerine çalışmalar yapmasını bekliyoruz. Yapacağı her çalışmada sendika olarak yanında olacağız.

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı

Eğitim camiasını ümitlendiren bir isim. Ümitliyim, çünkü yıllardır özlemini duyduğumuz eğitim kökenli bir Milli Eğitim Bakanımız olmamıştı. Gönlümüzden geçen öğretmen kökenli bir bakan olması ama Ziya Hocanın daha önce Talim ve Terbiye Kurulunda başkanlık yaptı. Orada neler yaptığı ortada. Dolayısıyla biz bu ümidi taşıyoruz. Türk Eğitim Sen olarak tek beklentimiz; atama, terfi ve görevlendirmelerde liyakatın esas alındığı adil bir yönetim anlayışının MEB’de hakim kılınmasıdır. Bakanlık merkez ve taşra teşkilatlarının sendika/cemiyet/vakıf görünümlü çetelerden temizlenerek, eğitim çalışanlarının huzur içerisinde görevini yaptığı bir çalışma ortamının oluşturulması en büyük özlemimizdir. İnanıyorum ki, bu irade ortaya konulabilirse Türk milli eğitiminin ve eğitim çalışanlarının yaşadığı problemlerin çözümü ve beklentilerin karşılanması anlamında ilk düğme doğru iliklenmiş olacaktır.

Eğitim Sen Şube Başkanı Faik Alkan

Eğitimdeki sorunlar bakana indirgenerek çözülecek sorunlar değil. Birikmiş, kronikleşmiş sorunlarımız var. Yapısal sorunlarımız var. Açıkçası enkaz devralmış durumda. Sürece iyi niyetle yaklaşıyoruz. Bu sorunları sadece bir bakanın çözeceğini düşünmüyoruz. Yapısal sorunları bilmekten ziyade bunları nasıl çözeceği önemli. Çok önyargılı olmak istemiyoruz ama getireceğimiz tek eleştiri özel sektörün temsilcisi olan bir kişinin bakan yapılması.  Yeni bakanın özel sektörden gelmiş olması bizim için soru işareti. Yani kamunun içinden gelen biri değil. Eğitim fakültesinden gelen bir dekan değil. Yeni bakana ilk sorumuz şu olsun; performans uygulamasını eylül ayından itibaren hayata geçirecek mi? Bu çok önemli bizim için. 

Eğitim-İş Şube Başkanı A. Kadir Önder

Milli Eğitim Bakanımızın eğitimci olması bizim için bir avantaj. Ama tüm yetkilerin tek adamda toplanması sebebiyle bakanlığın yetkisini istediğini gibi kullanabileceğini sanmıyorum. Çok fazla yetkisinin olduğunu düşünmüyorum. Zaten tek adam düzenine geçtik. Cumhurbaşkanı ne derse onu yapacaklardır. Dolayısıyla çok etkili olabileceğini düşünmüyorum. Eğitimci olması, akademisyen olması bizim için tek olumlu yanı. Mevcut sistem değişmişken bizim böyle küçücük şeye sevinme şansımız yok. Umarım eğitimde adaleti sağlayabilir, likayakatı sağlayabilir ve öğretmenler odasındaki ayrışmayı giderebilir ve önceliği eğitim olur.

Editör: TE Bilişim