Eğitim-Bir-Sen yönetimi akşam üzeri yapılan yumurtalı eylem sonrası açıklamalarda bulundu. Yapılan yazılı açıklama şöyle: Geçtiğimiz hafta yapılan 19. Milli Eğitim Şurasında alınan tavsiye niteliğindeki Osmanlı Türkçesi dersinin liselerde zorunlu olarak okutulması kararı sonucunda bugün sendika binamız önünde yapılan eylem dolayısıyla basın açıklamasına gerek duyulmuştur.
Alınan tavsiye niteliğindeki kararların geçmişimiz ve geleceğimiz arasındaki bağları kuvvetlendirmeye yönelik olduğu aşikârdır.
Gençlerimiz, gündemdeki yanlı ve provakatif haberlerle yanlış yönlendirilmişler, bilmediklerinin düşmanı olmuşlar ve yanlış bir tutum içerisine girmişlerdir. Ancak biz, onların Öğretmenleri, onların bilmediklerini öğretmekle görevliyiz. Nasıl ki, dinimizin öğretmeni Hz. Muhammed Taif olayında, “Onlar bilmiyorlar, eğer bilselerdi böyle yapmazlardı” diyerek, onların yaptıkları yanlışlığı affettiği gibi, bizlerde çocuklarımızı affedeceğiz. Onların doğruları öğrenmeleri için mücadelemize devam edeceğiz. 
           Dünya medeniyetlerinin gelişmiş bütün ülkelerinde gençler tarihi hazinelerini okuyup anlayabiliyorken bizim evlatlarımız zengin kültürel, bilimsel, sanatsal geçmişimize yabancı kalmaktadırlar. Biliyoruz ki; Evliya Çelebi, Farabi, Yunus Emre, Fuzuli, Baki ve dünyaca ünlü birçok Türk düşünürü eserlerinin orijinal haliyle okunmasını bekliyor.
       Gelişmiş ülkelerin hiç birisinde böyle vahim bir olay yoktur. Bir örnek verecek olursak, günümüzde Lise’de okuyan bir İngiliz genci Shakspeare’i birkaç değişen kelimeleri saymazsak rahat okuyup anlayabiliyor. Ya da bir Alman genci Kant’ın, Hegel’in, Bismark’ın dilini anlamakta zorlanmaz. Bir Fransız genci Napolyon’u, Russo’yu, Volter’i okuyabilir, anlayabilir.
Öyle ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1927 yılında Nutuk adlı eserini Osmanlı Türkçesi ile kaleme almıştır. Gazi Mustafa Kemal’in “Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkûmdurlar .” sözü de bu konudaki görüşlerimizi destekler niteliktedir. Bunun gibi birçok hazine tarihin tozlu raflarında okunmayı ve anlaşılmayı beklemektedir. Ecdadımızın her zaman şeref duyduğumuz bin yıllık şanlı bir tarih koridorundan bizlere armağan ettikleri sayısız güzîde eserler fikrî boyutta da bugün çoğumuza, maalesef bir turiste olduğu kadar uzak, anlamsız ve yabancıdır. 
Açıkça görülüyor ki yapılan bu tarz eylemler gençlerimizin bu kararın gerekçesini bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Biz yeni Türkiye’nin eğitimcileri olarak gençlerimizi yarınlara hazırlamak, onları daha donanımlı hale getirmek, inancı, kültürü ve tarihiyle barışık, özgüveni yüksek bireyler haline getirmekle vazifeliyiz. Bu konudaki çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir."
Editör: TE Bilişim