Türk Eğitim-Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı Haydar Urfalı Öğretmenin Huzurunu Bozmaya Kimsenin Hakkı Yoktur konulu bir açıklama yaptı. Urfalı, "Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk katıldığı televizyon programında öğretmenlerin ders ücretlerinin ödenmesinde sorun yaşanmayacağını ifade etmişti. Ancak uygulamaya bakıldığında durum hiç de böyle olmadı. Kimsenin şüphesi olmasın; öğretmenlerimiz bu olağanüstü salgın döneminde, öğrencilerimizin eğitim süreciyle ilgili gerekeni zaten yapıyorlar, yapacaklar.
    Uzaktan eğitimle başladığımız ve alınan kararlarla yüz yüze eğitim sürecinin kademeli olarak başlatıldığı ve bu hafta itibarıyla yaygınlaştırılmaya başlandığı yeni öğretim yılının üçüncü haftası tamamlanmak üzere. Ancak özellikle ikinci haftadan itibaren özellikle öğretmenlerimizi huzursuz eden tartışmalar gündemi hala işgal etmektedir.
    Sayın Bakan tüm bu tartışmaları bitirecek talimatı daha da geç olmadan 21 Eylül 2020 tarihinden geçerli olmak üzere vermelidir. Çözüm bellidir. Yüz yüze eğitimde olduğu gibi hazırlanmış olan haftalık ders çizelgeleri üzerinden ve bir şarta bağlı olmaksızın ücretlendirmelerin yapılması gereklidir. Bu yapılmaz ise yaşanan karmaşa ve endişeler eğitim çalışanlarının motivasyonunu ciddi seviyede tahrip edecektir. 
•    Bu süreçte öğretmenlerimiz sadece EBA uzantılı değil, farklı programlar üzerinden de canlı ders yapabilmelidir. Bu faaliyetler, öğretmenlerimizin beyanları üzerinden okul idareleri tarafından takip edilebilecektir.
•    Artık görülmüştür ki, uzaktan eğitimde, yüz yüze eğitimden çok daha fazla mesai ve emek harcanmaktadır. Bunun için de ciddi bir hazırlık ve planlama gerekmektedir. Dolayısıyla öğretmenlerimiz için günlük 1 saat ‘hazırlık ve planlama’ kabul edilmeli ve ücretlendirilmelidir.
•    Uzaktan erişim araçlarından yoksun öğrencilerimiz için hazırlanan EBA destek merkezlerinde görev yapan öğretmenlerimizin emeği görülmeli ve onlara günlük 3 saat ücret verilmelidir.
•    Destekleme Yetiştirme Kurslarında hafta içi hafta sonu ücretlendirme farklılığı ortadan kaldırılmalıdır.
•    EBA canlı ders dağıtımında akşam 20:20’ye kadar ve Cumartesi günleri de ders tanımlandığı görülmüştür. Bu kadar uzun sürelerin hem öğrenci hem de öğretmenlerimiz açısından yıpratıcı olması bir yana, mesai saatleri dışında (gece) ve hafta sonu tatilinde yapılan derslerin ücretlendirilmesinin normal ders saati ücretinden ödenmesi de bir sorun alanı oluşturmaktadır.
•    Belli bir sürenin ötesinde çocuklarımızın bilgisayar ekranlarına maruz kalması onların kişisel gelişimleri, psikolojileri ve sağlıkları açısından sıkıntılara neden olabilecektir. Bu olumsuz etkinin azaltılması için ders programlarında, canlı ders ve EBA TV dersleri uyumlu hale getirilmelidir. Hem öğrencilerimizin sağlığı bakımdan hem de uzaktan eğitime erişimde fırsat eşitliğinin en yüksek oranda sağlanması açısından EBA TV yayınlarının daha belirgin kullanılması sağlanmalıdır. Öğretmenlerimizin sayı ve süresi seyreltilmiş olan canlı ders programları, EBA TV üzerinden yayınlanan derslerle senkronize edilmelidir. Böylece şu an adeta belli oranda atıl duruma düşürülmüş olan EBA TV yayınlarının öğretmenlerimizin takip ve denetimiyle verimliliği de artırılmış olacaktır. 
•    MEB uzaktan eğitim uygulamalarını artık yasal bir zemine oturtmalıdır. Sayın Bakanın vurguladığı gibi uzaktan eğitim bundan sonraki süreçte de eğitim öğretim faaliyetlerinin bir parçası olacaksa; bu süreç, yüz yüze eğitim için hazırlanmış mevzuat ile yönetilemez. Yönetmelik ve kararlarlarda “Çevrimiçi eğitim” tanımlanmalı, usul ve esaslar bir standarda kavuşturulmalıdır. 
•    Geride bıraktığımız haftalar içerisinde olduğu gibi genel müdürlüklerin birbiriyle farklı yorumlara neden olabilecek açıklamalarından sakınılması ve uygulama birliği açısından çevrimiçi ve yüz yüze ders tanımlamaları, ders dağıtımları, ücretlendirmeler vs hususlarda tek merkezden açıklamaların yapılması da önem arz etmektedir. 
•    Ve en önemli bir diğer husus; Milli Eğitim Bakanından okul yöneticisine kadar bütün eğitim yöneticileri, hak ve kazanımlarının korunması anlamında süreci ve mevzuatı her daim öğretmenlerin lehine olacak şekilde yorumlamayı sorumluluklarının gereği olarak görmelidirler. 
    Şunun da çok iyi bilinmesini istiyoruz ki; eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarını rencide eden hiçbir gelişme ve uygulamaya Türk Eğitim-Sen asla müsaade etmeyecek, her türlü demokratik ve hukuki imkanı sonuna kadar seferber edecektir."
                
 

Editör: TE Bilişim