Haber Kaynağı: Manşet Gazetesi

Söyleşi: Nevin Bulut Atak

Özel İki Eylül Lisesi Müdürü Engin Topçınar, projeleri, yeni eğitim öğretim dönemi ve değişen eğitim sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. On yıl bakanlığımıza bağlı okullarda öğretmenlik yaptım. Sonra görevimden ayrılıp özel kurumlarda görev yapmaya başladım. Özel sektörde on yedi yıl boyunca öğretmenlik, zümre başkanlığı, idarecilik, eğitim danışmanlığı, tercih uzmanlığı, kurucu müdür olarak çalıştım. Şimdi Özel İki Eylül Lisesi’nde Müdür olarak çalışmaktayım.

“Çağdaş eğitimin takipçisiyiz”

Bir eğitmen olarak günümüz eğitim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son döneme baktığımızda, dünyadaki eğitim düzeyiyle ülkemizdeki eğitim düzeyini karşılaştığımızda ülkemizin bilgi yarışında biraz geri planda olduğunu görüyoruz. Son uygulanan ‘Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Sınavı’, PISA sonuçlarına baktığımızda ülke sıralamamız pek iç açıcı değil. Bu durumda yerel dinamiklerimizden yararlanıp evrensel eğitim düzeyine çıkmamız gerekiyor. Kendi insanımızın donanımlı hale getirilmesi için geliştirilmesi gereken eğitim programlarının ülkemiz yapı ve koşullarına uygun olarak planlanması gerekir. Geleceğini geleceğe taşırken çağdaş bir anlayış gözetmemiz zorunludur. Çağın gerisinde kalma sorununu ortadan kaldırmalıyız. Farklı ülkelerdeki eğitim uygulamalarını uzmanlarca inceleyip kendi özgün uygulamalarımızla örtüştürmeliyiz. Eğitim politikalarımızın günü birlik değil uzun vadeli oluşturulması gerekiyor.

“Önemli olan nitelik”

Eğitim sistemindeki değişiklikler hakkında ne söylemek istersiniz?

Ben kendim de veliyim. Oğlum lise son sınıfta, yıl sonunda üniversite sınavına girecek. Önce TEOG’la ilgili sonra da “Üniversite Sınavı” ile ilgili düzenlemelerin zamanlaması eğitim paydaşlarında bir tedirginlik yarattı. Bu tür düzenleme ve güncellemelerin eğitim öğretim yılı başlamadan yapılması daha doğru olur, diye düşünüyorum. Değişikliklerin de şeklen değil nitelikle ilgili olması gerektiğini düşünüyorum. Her sınav bir sıralama/eleme… İçeriğine göre düzey belirleme özellikleri daha adil ve geçerli olan bir sınav uygulaması geleceğimiz adına daha doğru olur. Güncel yaklaşımların etkisinde kalmış; uzun vadeli ve geçerli bir nitelik taşımayan sınav tipleri öğrenci strese sokuyor. Bu stres veliye ve doğal olarak toplumun her kesimine yansıyor.

Daha yoğun ilgi

Özel İki Eylül Lisesi eğitim modelinden bahseder misiniz?

Öğrencilerin fark yaratması için sizin farklı bir yaklaşımla öğrencinize yaklaşmanız gerekiyor. Ben, “kalabalıklar içinde kaybolmayın” prensibini her zaman savunuyorum. Kalabalıklar içinde kaybolmak demek, çocuğun yeteneği, bilgisi ile ilgili bire bir çalışma yapacak, öğrenci rehberliğini gerçekçi kılacak bir sisteminizin olmaması demektir. Çok öğrencili kurumlarda geniş kitleye hitap etme kaygısıyla öğrenci kitlesinin az bir bölümüyle verimli bir şekilde ilgilenildiğini gözlemliyoruz. Oysa her öğrenci aynı ilgiyi hak etmektedir, bu anlayışla yetiştirilmelidir. Biz bu açıdan lokal çalışmanın, her öğrenciye gereken ilgiyi göstermenin önemini biliyoruz. Bundan sonra da bu tarz uygulamalarımız sürecektir. Standart sayıda, ulaşabileceğimiz sayıda öğrenciyle, onların hakkını vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ne kadar iyi eğitmeniniz olursa olsun kalabalık bir ortamda verimli çalışma olanağı olmuyor. Her veli, çocuğunun ilgisi dahilinde hayata hazırlanmasını istiyor. Bu nedenle daha az sayıda öğrenciyle daha yoğun bir ilgiyle onların hayata atılmalarını sağlıyoruz. Bu konuda da velilerimizden olumlu dönüşler alıyoruz. Amaç eğitsel başarının yanında toplumsal yapıya da katkı sağlamak. Bakanlık müfredatına bağlı eğitim programına özgün dokunuşlarımızda hedefe ulaşıyoruz. Okulumuzda her sınıfın öğretmeni, her öğrencinin adını, soyadını, karakteristik yapısını, aile durumunu… bilerek sınıfa giriyor. Sosyal etkinlik zamanlarında da hep bu ruhla hareket edildiğinden eğitsel sıcaklık sağlanıyor. Öğrencilerimiz her şeyiyle ilgilenen öğretmenlerine daha çok güveniyor. İçini daha rahat açıyor. Siz de ona daha çok yardımcı olabiliyorsunuz. Bunun yanında velilerimizin de bilgilendirilmesi sağlanıyor. Bilgilendirilmiş bir veli kuruma aidiyet duygusuyla bağlanıyor. Hayallerini ve gerçekleri örtüştüren velilerimiz gerçekçi beklentilerle kurumsal yapıya daha çok destek veriyor. Velilerimiz okulda öğrencilerimize ilgi gösterildiğini, onlarla verimli zaman geçirdiğimizi biliyor, görüyor. Eğitimde süreklilik esastır. Kurumumuzda her öğrencinin takibi sonuna kadar yapılıyor. Hangi üniversite, hangi il, hangi branş, hangi bölüm… Bunların hepsi bir plan dahilinde rehberlik servisinde hedeflenip öğrenci ve velilerimizin onayına sunuluyor. Şu bir gerçek ki noktaya getirildiğinde hedeflere çok daha kolay ulaşılıyor.

“Kolej Projesi”

Özel İki Eylül Lisesi ne zaman kuruldu ve projeleriniz nelerdir?

1993 yılında, Coğrafya öğretmeni Cihat Akyol hocamız tarafından kurulan “Genç Atılım Dershanesi” zamanla deneyimini artırarak yıllar içinde binlerce öğrenci ve veliye ulaştı. Zaman içinde İki Eylül adını alarak önce dershane sonra da Temel Lise yapısıyla eğitim sektöründeki en köklü kurum olduğunu kanıtladı. Değişen koşullara paralel olarak biz de kurum olarak yapısal güncellemeye gidiyoruz. Eğitim dünyasındaki yolculuğumuzu öğrenci, veli ve eğitim kadromuzla birlikte sürdürürken yeni bir eğitim yerleşkesi hazırlığının heyecanı içindeyiz. Bu konuda alt yapı hazırlıklarımız sürmekte. Kısa vade planlarımız arasında, kurumumuza, ait yeni bir binada eğitim-öğretim hizmeti vermek var. Ulaşım sıkıntısı ve süresi yaşanmayacak mesafede bir okul binamızla, ‘’Kolej’’ kimliğiyle öğrencimizi ağırlayacağız. Velilerimizin, öğrencilerimizin ve eğitim kadromuzun heyecanla beklediği resmi gelişmeleri uygun ve doğru bir zamanlamayla kamuoyuyla paylaşacağız. 2019-2020 Eğitim- Öğretim yılında yeni binamızda eğitim-öğretime başlamayı planlıyoruz.

“Sorumluluğumuz çok fazla”

Velilerinizden nasıl dönütler alıyorsunuz?

Öğrencilerimiz ve velilerimiz bizim müfettişlerimizdir. Bizler onları mutlu ettiğimiz sürece kendimizi başarılı saymaktayız. Yılların getirdiği bu birlikteliğe böyle bakmaktayız. Velilerimiz, kısa süre içerisinde yaptıklarımıza şaşırıyor. Çocuklarının ders çalışma alışkanlığını bu kadar kısa süre içerisinde edinmelerinin sevindirici olduğunu bizimle paylaşıyor. Kurumumuzun bir havası, bir dokusu var. Bu dokuya uygun çocuklarımız kurumsal kimliğimizi oluşturuyor. Önce saygı, saygının olduğu yerde ilgi, ilginin olduğu yerde de bilgi oluyor. Bu şekilde geleceği planlayıp yürüyoruz. Velilerimiz, “hocam siz ne yaparsanız biz yanınızdayız” diyor. Bizi bilgilendirmeniz yeterli, diyorlar. Bu da bizim sorumluluğumuzu artırıyor. İşimizi daha iyi yapmamızı sağlıyor. Tahtanın başında ter dökerek hedefe ulaşmamız konusunda bizi motive ediyor. En iyi referans ise öğrencimizin okulumuzda iyi bir eğitim alması ve iyi üniversiteye girip hayata mutlu bir şekilde atılması. Bu başarıları elde ettikleri kurum olarak görevini yerine getirmenin mutluluğunu ve gurunu yaşıyoruz.

Editör: TE Bilişim