Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "2023’e kadar 10,9 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının himayesinde düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’sinin 9’uncusu başladı. Her yıl farklı bir şehirde düzenlenen zirve, bu sene 9-10 Ekim 2018 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşiyor. Kamu ve özel sektörden enerji sektörü aktörlerini buluşturan organizasyon, güncel sektör sorunlarının tartışıldığı, yeni teknolojik gelişmelerin tanıtıldığı, doğalgaz ve elektrik ve nükleer başta olmak üzere muhtelif enerji kaynaklarıyla ilgili sunumların yapıldığı bir etkinlik olarak 9 yıldır düzenleniyor.

Antalya’da düzenlenen zirveye üst düzey kamu temsilcileri ile yurt içi ve yurt dışından çok sayıda enerji profesyoneli katıldı. Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bu yıl 9. Türkiye Enerji Zirvesi ve ERRA 17. Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansının eş zamanlı olarak düzenlendiğini ifade etti. Yerli ve yabancı paydaşları bir araya getiren her iki etkinliğin, Türkiye’nin enerjideki stratejik pozisyonunu daha da güçlendireceğine inandığını belirten Dönmez, "Küresel enerji denklemi her yüzyılda büyük değişimler geçirdi. Son 25 yılda ise enerji teknolojilerinde ve enerji paradigmasında yaşanan değişimler, beraberinde yeni enerji kaynaklarının ve yeni enerji anlayışının doğmasına zemin hazırladı. Gelişmekte olan ülkelerin artan enerji talebi, yenilenebilir enerji politikaları, enerji verimliliği, iklim değişikliği, çevreci teknolojiler, batarya depolama sistemleri, elektrikli araçlar gibi öncü pek çok yenilik ve değişim yaşadığımız son çeyrek asırdaki enerji politikalarının şekillenmesinde önemli rol oynadı. Özellikle de yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli artan inovasyon yatırımlarıyla birlikte daha önce ulaşılamayan sahalarda üretime geçilmesi ve yeni enerji kaynaklarının doğuşu gibi faktörler daha önce ithalatçı olan ülkeleri ihracatçı pozisyona getirdi. Medeniyetlerin gelişmişlik seviyelerini teknoloji ve enerji kullanımlarına göre sınıflandıran Kardeshev Skalası günümüz medeniyeti için hala bir ütopya olsa da, enerji ve tabii kaynaklara duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor. Bu artış talebinde başı gelişmekte olan ülkeler geçiyor. Yapılan projeksiyonlara göre, 2040 yılına kadar OECD dışı ülkelerin enerji talebinin küresel enerji talebinin yüzde 70’ine tekabül etmesi tahmin ediliyor. Asya-Pasifik ve Hindistan’da elektrik üretiminde fosil yakıtların, Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise yenilenebilir enerjinin ağırlığı artacak. LNG ile doğal gaz ticareti de 2040’lı yıllara geldiğimizde toplam ticaretin yüzde 50’sini geçmiş olacak. Enerji verimliliği çalışmaları enerjinin karbonsuzlaştırılması çalışmalarında önemli bir müttefik olacak. Enerji verimliliği uygulamalarıyla küresel enerji talebindeki artış belli bir seviyede tutulacak. Enerji verimliliği aynı zamanda enerji yoğunluğunun düşmesi için de vazgeçilemeyecek en önemli enstrümanlar arasında" şeklinde konuştu.

"HEDEF 10 BİN MEGAVATLIK KAPASİTEYİ HAYATA GEÇİRMEK"

Türkiye’nin kısa, orta ve uzun dönemli enerji politikalarının, enerjinin bugünü ve yarın evrileceği noktayı göz önüne alarak oluşturulduğunu dile getiren Dönmez, Milli Enerji ve Maden Politikasını hayata geçirirken hem iç hem de dış faktörleri en ince ayrıntısına kadar incelediklerini söyledi. Dönmez, yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması, yenilenebilir enerji ve nükleer başta olmak üzere ulusal enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, enerji verimliliğinin teşvik edilmesi, kaynak ülke ve güzergah çeşitliliğinin artırılması, depolama kapasitesinin genişletilmesi, enerji piyasalarının serbestleştirilmesi, küresel enerji işbirliklerinin geliştirilmesi ve yatırımların teşvik edilmesi gibi pek çok alanda önemli başarılara imza atıldığını kaydetti. Sadece cari açığın kapatılması değil enerji teknolojilerinin geliştirilmesi anlamında da önemli adımlar atıldığını belirten Dönmez, "Yenilenebilir enerji ve madenler başta olmak üzere enerji teknolojilerinde başlattığımız Ar-Ge, inovasyon temelli dönüşüm Türkiye’yi bu alanda önemli bir üretim üssü haline getirecek. Milli Enerji ve Maden Politikamız kapsamında yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı azami ölçüde ve çevre dostu bir şekilde ekonomimize kazandırıyoruz. Kaynaklarımızın mümkün oldukça özel sektör eliyle ve bütün tarafların kazandığı bir sistemle işlenmesi için yeni modeller geliştirmeye devam ediyoruz. Yaptığımız ve yapmayı öngördüğümüz çalışmalarımız kapsamında, yatırımcılarımıza yol haritası olması amacıyla hazırladığımız Yatırım Rehberlerini de bugün sizlerle paylaşıyoruz. Yenilenebilir enerjide ortaya koyduğumuz YEKA modeliyle geçen yıl bin megavatlık rüzgar ve güneş ihalelerimizi dünya rekoru fiyatlarla ihale ettik. Dünyanın önde gelen şirketlerinin yoğun ilgisi enerji potansiyelimize ve güçlü ekonomimize duyulan güvenin de en bariz göstergesi oldu. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin ilk entegre güneş modülü üretim tesisinin temellerini attık. İnşallah rüzgar türbini fabrikasının temelini de en kısa zamanda atacağız. Yenilenebilir enerji yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Dünyanın en büyüklerinden biri olacak bin 200 megavatlık Türkiye’nin ilk YEKA off-shore rüzgar enerjisi için başvuruları bu ayın 23’üne kadar alacağız. Bin megavatlık YEKA GES-2 ilanımızı da geçen hafta Resmi Gazete’de yayımladık. Batarya depolama sistemi için de ayrı düzenlenecek ihaleyle birlikte bu alanda bir ilki daha ülkemize kazandırmış olacağız. Daha önce Cumhurbaşkanımız da defaatle ifade etti, Türkiye’ye yatırım yapan hiçbir zaman kaybetmedi, kaybetmeyecek. Bugün vesilesiyle yerli ve yabancı yatırımcılarımızı yeni YEKA yarışmaları için bir kere daha davet etmek istiyorum. Gelecek 10 yıl içerisinde hem rüzgar ve hem de güneş enerjisinde 10 bin MW’lık kapasiteyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Yerli kömürden alım garantili elektrik üretimi ihalelerinden birini geçtiğimiz yıl yaptık. Burada hedefimiz 5 bin megavata çıkarak yerli kaynakları ekonomimize azami derecede kazandırmaktır. Bunu yaparken önceliğimiz de çevreye duyarlı, yeni nesil termik santrallerle elektrik üretim teknolojilerini kullanmaktır" diye konuştu.

"2023’E KADAR 10,9 MİLYAR DOLAR YATIRIM GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

6 alan, 55 başlıkta hayata geçirilecek Enerji Verimliliği Eylem Planının 2018’in Mart ayında kamuoyu ile paylaşıldığını anımsatan Dönmez, enerji verimliliğinin üzerinde büyük bir titizlikle durulan konuların başında gediğini aktardı. Türkiye’nin kaynak zengini bir ülke olmadığını Söyleyen Dönmez, bu nedenle daha az enerji ile daha fazla katma değer sağlamak, daha az maliyetle daha yüksek verim almak için enerji verimliliğini hayatın her alanında istisnasız uygulamak zorunda olduklarını ifade etti. "2023’e kadar 10,9 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz" diyen Dönmez, "Bu yatırımın karşılığı olarak 2033 yılına geldiğimizde elde edeceğimiz tasarruf miktarı 30,2 milyar dolar seviyesine ulaşacak. Türkiye şu anki haliyle enerji yoğun bir ekonomi. Uluslararası rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak bir kere daha ifade etmek istiyorum ki diğer ülkelerle aynı birim malı daha az maliyetle ve daha az enerji tüketerek üretmek zorundayız. Türkiye’de enerjinin uygun maliyetle sunulması israf edileceği anlamına gelmez. Her kişi ve kurum bu konuda üzerine düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirmelidir. Ülkemiz mevcut yerli ve milli enerji potansiyelinin yanında, gerçekleştirdiği projelerle de bölgemizin enerji güvenliğinde önemli rol üstlenmeye devam ediyor. Bunun en önemli örneklerinden biri, Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan, ’Enerjinin İpek Yolu’ olarak adlandırdığımız TANAP. TANAP enerjide anahtar ülke konumumuzu daha da güçlendirecek. Bölgesel enerji arzının rahat bir nefes almasında önemli bir rol üstlenecek. Diğer bir önemli projemiz de inşası halen devam eden TürkAkım. İki hattan oluşacak projenin 2019 yılı sonunda tamamlanmasını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönem kriterlerimiz çerçevesinde her türlü uluslararası projenin parçası olmaktan memnuniyet duyacağız. Türkiye, sağlam ekonomisi ve güçlü siyasi istikrarıyla uluslararası projelerin vazgeçilmez ortağı olmayı sürdürecektir" dedi.

"ULUSLARARASI HUKUKTAN KAYNAKLI HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KORUYACAĞIZ"

Kara ve denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerinde de önemli mesafeler kat edildiğini anımsatan Dönmez, Fatih sondaj gemisinin önümüzdeki günlerde ilk sondajını gerçekleştireceği bilgisini vererek, "İkinci gemimizin alım süreçlerine başladık. Daha önce ifade ettim. Burada bir kere daha vurgulamak istiyorum. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızı sonuna kadar koruyacağız. Öte yandan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Nükleer santraller mevsim ve iklim koşullarından bağımsız 7/24 elektrik üretme kapasiteleriyle enerji sepetimizin en önemli bileşenlerinden biri olacak. 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Akkuyu’da ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var. Sinop Projesi’nde fizibilite çalışması inceleme süreci devam ediyor. Üçüncü santral için de Çin ile görüşmelerimiz devam ediyor. Doğalgazda çeşitli altyapı projelerinde önemli yatırımlara imza attık. Geçen yıl ilk ve bu yıl da ikinci FSRU terminalimizi işletmeye aldık. Yeraltı doğal gaz depolama kapasite artırma çalışmalarımız da devam ediyor. Temel hedefimiz 2023’e kadar yıllık tükettiğimiz gazın en az yüzde 20’sini depolayacak gelişmiş bir altyapıyı inşa etmektir. Önümüzdeki hafta önemli bir yatırımı daha hayata geçireceğiz. Yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip olan STAR Rafinerisi’nin açılışını haftaya gerçekleştireceğiz. STAR Rafinerisi üretime geçmesiyle birlikte Türkiye’nin işlenmiş petrol ürünü ihtiyacının yüzde 25’inden fazlasını karşılayarak, ülkemizin ithalat bağımlılığının azaltılmasına kayda değer bir katkı sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu.

"SEKTÖRÜN GÜVENİNİN ARKASINDA YATAN EN ÖNEMLİ GÜÇ EPDK’DIR"

Mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasası için önemli adımlar atıldığını dile getiren Dönmez, EPİAŞ’ın kurulmasıyla birlikte, küresel enerji piyasalarıyla bütünleşmiş, rekabetçi, serbest, sürdürülebilir, güvenilir ve şeffaf bir enerji piyasasının temellerinin atıldığını ekledi. Geçtiğimiz ay devreye giren OTSP ile birlikte doğalgaz sektöründe de serbestleşme adına önemli bir ivme yakalandığını kaydeden Dönmez, "İlerleyen dönemlerde hem piyasa hacminin artması ve hem de diğer ülkelerin bu pazara dahil olmasıyla, bölgesel enerji ticaret merkezi olma yönünde çok önemli bir adım atmış olacağız. Enerji Piyasası Düzenleyici Kurumumuzun bağımsızlığı ve özerkliği Bakanlık politikalarımız ve yatırım güvenliğimiz için çok önemli. Hatta arz güvenliği ve finansal sürdürülebilirliğin en önemli ayağı kurumların bağımsızlığıdır. Önümüzdeki dönemde de enerji düzenleme kurumumuzun bu şekilde devam etmesi için gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Bugün sektörün güveninin arkasında yatan en önemli güç bana göre EPDK’dır. Bu güven Türkiye enerji sektörünün derli toplu olmasının ve yatırım rekorları kırılmasının arkasındaki en büyük motivasyondur. Bundan sonra da bütün kararlılığımızla bu yönde adım atmaya devam edeceğiz. Tüm jeopolitik gerilimlere ve zorluklara rağmen, Türkiye, şeffaf ve rekabetçi piyasa yapısı ile öngörülebilir düzenleyici çerçeveyi oluşturmayı başarmış; özel sektör yatırımlarını harekete geçirecek adımlar atmıştır. Siyasi istikrar ve iyi yönetişim, enerji alanındaki özel sektör yatırımlarının hareketini kolaylaştırmıştır. Şüphesiz, Türkiye bölgesinde yatırımcılar için güvenli bir liman ve önemli bir bölgesel aktör olmayı sürdürecektir" ifadelerini kullandı.

Zirvede Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan, Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler ve Erra Yönetim Kurulu Başkanı Mart Ots da yer aldı. Zirve, Bakan Dönmez’in sektör temsilcilerinin sorularını yanıtladığı özel oturum ile devam ediyor.

(İHA)
Editör: TE Bilişim