Evet-Hayır referandum süreci henüz başlamadan toplumun sosyal dokusunu oluşturan fay hatlarında ciddi kırılmaları da beraberinde getiriyor.
 
Spordan, sanata, iş adamından çalışan işçiye varıncaya kadar her kesimden insanlar, Evet Hayır beyanı üzerinde kamplaşmaya, kutuplaşmaya doğru ilerliyor.
 
Son derece tehlikeli olan bu durum toplumsal dokumuzu ciddi hasarlar vermektedir. Eğer bu hızla devam ederse kampanya sürecinde olabilecekleri düşünmek dahi istemiyoruz.
Bu sığ ve tehlikeli kulvardan uzaklaşmak, başlatılan yüksek tansiyonu düşürmek gerekiyor.
 
Peki, bu tansiyonu kim düşürecek? diye haklı bir soruyu sormak durumundayız.
 
Elbette ülkeyi bu hale getiren kimler ise onlar düşürecek. Yüce meclisin çatısı altında yumruk yumruğa girip birbirini ısıran milletin vekilleri düşürecek.
 
Coşkulu kalabalıklar karşısında heyecanlanıp duygularına hakim olamayan, karşısındakini ötekileştirip ayrıştırıcı dil kullanan hatiplere büyük görev düşüyor.
 
Sosyal medyada, whatsapta üye olduğunuz bir grupta yapılan Evet-Hayır tartışmaları bireyler üzerinde algı oluşturmaya yönelik olsa da Evet diyende Hayır diyende doğrusunu söylemek gerekirse ne dediğini bilmemektedir.
 
Özellikle bu günlerde –sanki başka konuşmacı yokmuş gibi-televizyon ekranlarına tünemiş aboneli konuşmacılarda anayasa değişikliği konusunda izleyicileri tatmin edici açıklamalarda bulunmuyor.
 
Stüdyolarda dikkatinizi çekti mi? bilmem ama Evet’çiler masanın bir tarafında karşı tarafta ise Hayır’cılar.
 
Tartışma programlarında bile bölündüğümüzü göstermiyor mu bu oturma düzeni.
 
Bilim insanları objektif olup izleyenlerin önünü meşale gibi aydınlatması gerekirken maalesef bu yapılmıyor. Daha fazla konuşma istekleri, karşı tarafın fikirlerini çürütme hevesi düzleminde sürüp giden sıkıcı konuşmalar.
 
Demem o ki; kamplaşma eksenine kayan tartışmalar özelde iki arkadaş ve dost arasında derin yaralar oluşturuyor.
 
Sosyal medyadan arkadaşım olan iki kişinin referandumda verecekleri oy üzerine yazdıkları yorumlar kavgada bile söylenmeyecek türden. Tartışma öyle bir noktaya kayıyor ki birisi diğerini vatan hainliği ile suçlayabiliyor. İnanılır gibi değil dostlarım. Nedir bu hal.
 
Görüşleri farklı olsa da göz yaşları ve kan renkleri aynı olan bu iki arkadaşın iyi bir vatansever olduklarından hiç şüphem yok.
 
Farklılıklarımızı demokrasinin bir zenginliği olarak kabul etsek ne kaybederiz. Sandıktan Evet de çıksa Hayırda çıksa biz dostuz, kardeşiz hülasa komşuyuz. Bu ülkede birlikte yaşamaya devam edeceğiz.
 
Değil mi ki bu toprakları bize miras bırakan ecdadın torunları olarak olası bir savaş halinde düşmana karşı cephede omuz omuza yurt müdafaasında bulunmayacak mıyız?
 
O halde biraz saygı,sabır, ve hoşgörü.
 
Sözlerimi geçtiğimiz günlerde “Referandum” süreciyle alakalı birlikte katıldığımız seminerde “şiirmatik” olarak bilinen şair arkadaşım İbrahim Gülbay Beyin gönderdiği dörtlükleri sizlerle paylaşarak  tamamlamak istiyorum.
 
 
BAŞKANLIK
Arkadaşlar gelecek için yaşayın olmayın anlık
Darmadağın olursak bizlere samanlık olur kanlık
Bizim Ülkemiz “Tek yürek tek Millettir.” Gayride ise
Küçük devletçikleri birleştirmek içindir “Başkanlık”
 
PARTİLİ BAŞKAN
Dostlar Malatya- Yeşilyurt- Eskişehir- Han- Erzurum- Olur
Duydum büyük makam sahiplerinin dediği hemen olur
Av. Fahri GÜRGENBURAN seminerinden anladığım
Partili devlet başkanı “devletin mi partinin mi” olur!
 
PETROL KANUNU
Dostlar dikkat edin siyasiler bilgilendirir mi?
15 Temmuz- 29 Ekim ilgilendirir mi?
Yabancılara imtiyazlar ne hâlde devrediyor
Ey Millet! “Petrol Kanunu” seni ilgilendirir mi?
 
TİLKİ TÜRKÜSÜ
Çokça görev düşüyor koca- kız- kızan ve de erine
“Ehl- i Beyt- Atatürk” konusunda ne düşer üzerine
Milleti gezin kendince hangi cevapla avunuyor
Tilkinin “40 Türküsü” var kırkı da tavuk üzerine
 
ANAYASA DEĞİŞİMİ
İnsanı ayıran paylaşım- edeb- hâyâ- ar mı?
Sizce bu dünyamız Ümmet-i Muhammed’e de dar mı?
Anayasa değişikliğini konuşan dostlarım
İşsizlik- İcra- Boşanma- Göçler- OHAL vb. var mı?
 
ATATÜRK SİYASETİ
Korkum, gâvur elimizden alacak güzelim bu yurdu
Kurtuluş Savaşına kimler selam kimler karşı durdu
Rahmetli Atatürk Meclisi Ankara’da kurdu ve de
Danıştay Balıkesir, Yargıtay Eskişehir’de kurdu
 
 
TÜRK İZİ VE ATATÜRK
Bilirsiniz canlı ve cansız her şeyin var bir derdi
Hele bir bakın kimler kimleri neden niçin gerdi
İngiliz Başbakan“Anadolu’ya sonra geldiniz!*”
Atatürk O’nu Çatalhöyüğe geziye gönderdi**!
     *Yani buralar bizim demek istedi.
   ** Gazi M.K. ATATÜRK Türk izi için gönderdi.