Dünyanın en fazla ziyaret edilen yerlerinden biri olan Singapur, bir şehir devleti olması ve kendine özgü masalsı yapılarıyla dikkat çekiyor. Görülmeye değer manzaralarıyla kendisine hayran bırakan Singapur, cıvıl cıvıl bir yaşantıya sahip. Küçük bir alan üzerine kurulu olsa da, hem ticaretin hem de turizmin merkezi konumda olması ülkeyi geliştirmiş. Öyle ki, Singapur gezilip görülecek, keşfedilecek pek çok farklı yere sahip. “Yasaklar Diyarı” olarak bilinen Singapur, dünyanın en refah ülkelerinden bir tanesi. Peki neden yasaklar diyarı olarak biliniyor? Singapur'da çok katı kurallar var. Bir araba satın almak için yalnızca paranız yetmiyor. Öncelikle kendinize daima kullanacağınız bir park yeri belirlemeniz gerekli. Aracınızı temiz tutup gerekli bakımlarını yaptırmazsanız, para cezasıyla karşılaşabilirsiniz. Para cezaları yalnızca bunlarla sınırlı değil. Dünyanın en güvenli ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan Singapur'da, kuşlara yem vermek, sakız çiğnemek ve ülkeye sakız sokmak, yere sigara atmak, bağırmak, korna çalmak yasak. Singapur'un neden bu kadar temiz olduğunu bu yasaklardan anlayabilirsiniz. Modern ve temiz şehrin kurallarına uymamak, cezalara maruz kalmak demektir.

Türkiye'den 11 saatlik uçuş sonrasında adım atıp Singapur'a ulaştığınızda, ilk gezeceğiniz yer havalimanı olacak. Bu biraz sizi düşündürebilir. Ancak Singapur Changi havalimanı, içerisinde şelaleler, yemyeşil ormanlar ve Kelebek Parkı’nın bulunduğu eşsiz bir yer. Burası dünyanın en iyi havalimanı olma özelliği ile 14 yıl içerisinde tam 4 kez ödül almış. Kelebek parkı, evcil kelebeklerle dolu. Her an omzunuzda ya da elinizde bir kelebek görebilirsiniz. Akan şelaleler ve orman temalı gezi alanları, sizi büyüleyebilir. Bunun dışında hem turistlerin hem de Singapur halkının eğlenceli vakit geçirebileceği yeme-içme mekânları ve alışveriş alanları da burada oldukça fazla. Hediyelik eşyalar için tercih edilebilecek en iyi yerlerden bir tanesi diyebilirim. Singapur'un milli çiçeği olarak kabul edilen orkide, rengarenk çeşitleriyle buradaki dükkanlarda satılıyor. Asya'ya özgü geleneksel elbise ve kumaşlar, oyuncaklar ve Singapur'u temsil eden tüm hediyelikler burada bulunuyor.

Bir balıkçı kasabası olarak yaşama dahil olan ülke, şimdi tam bir metropol. Binaların ihtişamı ve görselliği muazzam. Şehre indiğiniz zaman, Merlion Meydanı'na mutlaka gelmelisiniz. Orada bulunan tüm manzarayı, Singapur'un tanıtıldığı broşür ve dergilerde görmüş olabilirsiniz. Ağzından su fışkırtan Merlion Heykeli, Singapur'un sembolüdür. Ülkede bu heykellerden beş tane bulunuyor. Bu heykelin bir de geçmişini incelemek lazım.

Rehberin anlattıklarına göre, tarihte yaklaşık 600 yıl önce Singapur daha yokken, Endonezya'nın krallarından bir tanesi Singapur'u keşfediyor. O dönemde bu topraklarda aslan yaşamıyor. Ancak kral, burada aslan gördüğünü zannediyor. Bu nedenle buraya, “Aslan Diyarı” anlamını taşıyan Singapur ismini veriyor. O günden bugüne kadar da ülkenin sembolü aslan olmuştur. Merlion Heykeli'nin üst kısmı aslan, alt kısmı ise balıktır. Balık olmasının sebebi ise, Singapur'un bir deniz ülkesi olmasıdır. Bu meydana, sabah da gitseniz, gece de gitseniz aynı yoğunluğu görebilirsiniz. Merlion Meydanı'na gittiğinizde dünyanın en ilginç mimarileri ile karşılaşacaksınız. Birbirinden oldukça farklı görünüşlere sahip olan gökdelenler burada. Dikenli çatısıyla ilk ilgimi çeken yapı, tiyatro ve gösteri binası oldu. Buranın çatısı inşa edilirken, Singapur'un en meşhur meyvesi olan durian meyvesinden esinlenmişler. Size, binaya ilham veren meyveden söz etmek istiyorum. Asya'nın en sevilen, vitamin deposu durian meyvesi, dışı dikenli, içi ise yumuşacık olan bir lezzete sahip. Soğana benzeyen kokusu, bu meyveyi tercih etmenizi zorlaştıran bir etken olarak karşınıza çıkabilir.

Dış görünüşü ve kokusuyla alışılmışın dışında bir meyve olsa da vitamin deposu olma özelliği, onu yenilebilir kılıyor. Bu meyveye Singapur'da “Cennet-Cehennem Meyvesi” de deniyor. Dışı cehennem, içi ise cennet olarak adlandırılmış. Ancak unutmayalım: Ağır kokusu olduğu için meyveyi alıp, toplu taşıma araçlarına binemiyorsunuz. Yalnızca açık alanda, kesilmiş olarak satın alıp, orada tüketmeniz gerekiyor. Meyveyle binerseniz, ceza ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Editör: TE Bilişim