DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova, gündemle ilgili şu açıklamayı yaptı; "Son günlerde, iç kargaşaya yönelik yapmış olduğumuz uyarılarda; haklı çıkmış olmanın üzüntüsü içindeyim. En son Altındağ’da yaşanan olaylar, endişemizin ne derece isabetli olduğunun da açık bir göstergesidir.
Devlet yönetimi, göçmen meselesine acil olarak çözüm üretmeli; sağduyulu ve ciddiyetle konuyu ele almalıdır. Gerekirse geniş mutabakatlı bir zemin oluşturarak, göç konusunun sosyolojik ve ekonomik boyutlarıyla incelenmesi ve çözüm önerilerinin de ona göre belirlenmesi gerekir. Göçmenler konusunda, sosyal medya ürerinden çok tehlikeli bir algı yaratılmaktadır. Şiddet çağrıştıran paylaşımlardan etkilenen bazı grupların; sığınmacıların, can ve mal güvenliğine kast etmesi insanlık dışı bir olaydır ve bu linç girişimi hiçbir surette kabul edilmez.
Buradaki esas mesele; son yıllarda şiddet dilinin siyasetimiz ve sosyal hayatımızı esir almış olması ve ne yazık ki, liderlerin de bu ayrıştırıcı ve kuplaştırıcı sert üslubu özelikle benimsemiş olmalarıdır. Bu yaklaşım onlara, belli ölçüde yarar sağlamış, her lider; kendi grubunu ve seçmenini konsolide etmek için başvurduğu bu şiddet dilinin, siyaseten çok ekmeğini yemiş ve bu şekilde kolaycılığa kaçmıştır. Çünkü bu ayrıştırıcı dil, kendi tabanında önemli ölçüde karşılık bulmuştur. Asıl zor olan ve yapılması gereken ise; sadece kendi taraftarına göre tutum belirlemek değil, tüm vatandaşa hitap edebilmek ve birleştirici bir yaklaşım sergilemektir.
Bu şiddet dili, üst yönetim erkinden en son halkaya kadar tüm topluma sirayet etmiş, adeta herkes kendi adaletini sağlamaya çalışmakta ve her türlü saldırıyı makul görmektedir. Ülkemizde yeniden huzuru tesis etmek istiyorsak, öncelikle kendi davranışlarımızı düzeltmeli ve bu düşmanca yaklaşımlardan vazgeçmeliyiz.
Ne yazık ki, şu anda, göçmen nüfustan bile daha çok ayrışmış ve millet olarak ikiye bölünmüş durumdayız. Bugün gelinen olumsuz tablonun bir numaralı müsebbibi, bu sorumsuz siyasetçilerdir. Bu şekilde demokrasimiz de ciddi zarar görmekte; ancak yine de bütün liderler, kendi konumlarını sağlama almak için bu kutuplaştırıcı siyaseti icra etmektedirler. Taraftarlarını bir başka partiye kaptırmamak adına, kamuoyu üzerinden vatandaşları sürekli provoke etmiş ve sırf kendi çıkarları uğruna, bugünkü düşmanlık zemini oluşturmuşlardır. Ancak yaratılan bu kin ve nefret ikliminden onlarda nasibini alacaklar.
Nitekim bir parti lideri; son günlerde gittiği her ilde, bu türden provakatif saldırılara maruz kalmaktadır ve bu demokrasimiz adına ciddi bir tehdittir. Yapılan her türlü hukuksuz ve anti demokratik yaklaşımı reddetmekle birlikte; yine de bu, kerameti kendinden menkul liderlere hatırlatmak isterim ki, gelinen nokta sizlerin eseriniz. Unutmayınız! Ülkenin geleceği ve milletin selameti, sizlerin ikbalinden çok daha kutsaldır. El birliğiyle, yerle bir ettiğiniz demokrasiyi acilen benimsemek ve sizin dışınızdakilere de tahammül etme erdemini göstermekle yükümlüsünüz. Saygılarımla "