Eskişehirli 62 yaşındaki Oğuz Coşkun, zamanında yakınlarından gördüğü zararlardan dolayı şehir merkezinden yaklaşık 20 kilometre uzaktaki bir tarlanın ortasında bulunan barakada elektrik ve su olmadan insanlardan uzak yaşıyor.

Hayat hikâyesini anlatan Oğuz Coşkun, 13 yaşından itibaren sinemalarda çalışmaya başladı. Ardından ablaları ile birlikte bir süre yurt dışına çıktı. Askerden geldikten sonra müzikle uğraşmaya başlayan Coşkun, uzun süre düğün salonlarında org çaldı. Bu sırada evlenen ve 13 yıl evli kalan Oğuz Coşkun’un bu sürede bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Ancak bir süre sonra bu çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği iddia eden Oğuz Coşkun eşinden ayrıldı. Hayattan o günden sonra zevk almadığını ifade eden talihsiz adam, ailesi başta olmak üzere tüm çevresinden uzaklaştı. O günden sonra farklı yerlerde kalan Coşkun, kendisine getirilen yardımlarla hayatını sürdürüyor. Ev kirasını ödeme gücü olmadığından bir tarla ortasında bulunan barakaya yerleşen 62 yaşındaki adam, emanet bulduğu bisiklet ile şehir merkezine zaman zaman geliyor. İnsanlardan uzak olduğu sürede mutlu olduğunu belirten Coşkun, doğanın insana huzur verdiğini ifade ediyor.

“İnsanlardan uzakta, tarlanın ortasında yaşamaktan çok memnunum”

Herhangi bir akrabası ve yakını olmayan, insanlara güvenini kaybedip tek başına yaşama kararı veren Oğuz Coşkun, “Yaşantım bomboş, hayattan zevk almıyorum. Yarınımdan umutlu da değilim. Yaşamaktan da zevk almıyorum. İnsanlardan uzakta, tarlanın ortasında yaşamaktan çok memnunum. İnsanlardan uzak olmak çok hoşuma gidiyor. Akrabam, çocuğum, annem, babam, bacım yok, hiç kimsem yok. Gelirim yok, etraftan sadaka veriyorlar. Fitrelerini ve sadakalarını veriyorlar. İnsanlardan uzakta yaşadığım için çok mutluyum” diyor.

“Sessiz sedasız öleceğim”

Hayattaki tek hayalinin insanların mutlu olduğunu görmek olduğunu belirten Coşkun, “İnsanların mutlu olduğunu görmek istiyorum. Şu anki delikanlıların çok fazla imkânı var. Yüzleri gülsün ve dışarı muhtaç olmasınlar. Suyum yok, petrolden alıyorum. Isıtıyorum ve vücudumu sabunlu suyla siliyorum. Elektriğim yok, akü getiriyorlar bende led ışık takıp aydınlanıyorum. Sobam var. Etraftan yıkılan devrilen ağaçları topluyorum, ama meyve veren ağaçlara dokunmuyorum. Palet falan getiriyorlar. Yakabildiğim şeyleri yakıyorum ve battaniyeye sarılıp oturuyorum. Çokta mutluyum bu hayatımdan. Sessiz sedasız öleceğim” ifadelerini kullandı.

“Bisikletle 25-30 kilometre yol gidiyorum”

Şehir merkezindeki ihtiyaçlarını gidermek için bisiklet kullanan Coşkun “Çarşıda ihtiyacım varsa bisikletle gidip geliyorum. Otobüse binmiyorum. Her gün bisikletle 25-30 kilometre yol gidiyorum. 62 yaşından sonra pedal atmak yoruyor.”

“Elektriği, suyu ve hiçbir eşyası yok”

Birçok yardıma muhtaç kişiye ulaşan ve elinden geldiğince hepsine yardımcı olmaya çalışan Ayşegül Bozbaş, Oğuz Coşkun’a da sosyal medyadaki gruplarından ulaştığını belirtti. Durumunun kötü olduğunu görünce yardım etmeye çalıştığını söyleyen Ayşegül Bozbaş, “Sosyal medyada yardım grubum var. Bu gruptan birisi bana ulaştı. Bir amcanın tarlada yaşadığını, yardıma ihtiyacı olduğunu, kimsesi olmadığını söyledi. İlgilenip ilgilenemeyeceğimizi sordu. Biz de geldik, amcayla sohbet ettik. Hiç kimsesi olmadığını, gelirinin olmadığını ve burada yaşadığını söyledi. İndirme bir barakada yaşıyor. Elektriği ve suyu yok. Şartları oldukça kötü ve hiçbir eşyası yok. Zor bir hayat geçiriyor. Kendisine erzak yardımı yapmak istedik, ama kabul etmedi. Çok küçük bir miktarda maddi yardımda bulunduk. Biraz da yemek getirdik. Kendisini takip edeceğiz bundan sonra. Bizden bir isteği olursa karşılamaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim