Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) tarafından düzenlenen Yaşayan Kütüphane Projesi, toplumda ön yargıları oluşturan bireyleri adeta birer kitaba dönüştürürken meraklılara okuma imkanı sunuyor. Projede konu hakkında bilgili bireyler kitap olarak, meraklı dinleyiciler ise okuyucu olarak tabir ediliyor.

Eskişehir’de bir kafede düzenlenen etkinlikte okurlar toplumda ön yargı taşıyan bireylerle birebir sohbet etme fırsatı bulabiliyor. Farklı etnik, cinsel ve mesleki kimliklere sahip insanlarla iletişim kurulmasını sağlayan etkinlikte, mevcut ön yargıyı kırmak ve diyalog ortamı kurmak projenin amaçlarının başında geliyor. 20’şer dakikalık sürelerde konuyla ilgili bilgili bireyler kitap olarak tabir edilirken, meraklı dinleyiciler ise okuyucu olarak tabir ediliyor. Verilen sürede okurlar tamamen özel sohbetlerle kişilere sorularını yöneltebilirken ön yargılar birebir görüşmeler ile kırılıyor.

“Kitaplar bizim toplumumuzda ön yargıyla yaklaşılan bireylerden oluşuyor”

Proje Koordinatörü Melih Beşen, en büyük amaçlarının ön yargıları yenmek olduğunu belirtti. “Hiçbir şey bilmeden buraya gelip çok farklı bilgilerle buradan ayrılan insanlar oluyor” diyen Beşen, “Yaşayan kütüphane aslında tam bir kütüphane mantığıyla çalışıyor. Kütüphanecilerden, katılımcılarına, okurlarına, kitaplarına kadar ama tek bir fark var arada en büyük fark da buradan kaynaklanıyor, kitaplar aslında bizim toplumumuzda ön yargıyla yaklaşılan bireylerden oluşuyor. Burada kitaplar sizinle sohbet ediyor, size sorular sorabiliyor ve cevap alabiliyor. Bu mantıkla işliyor ve en büyük amacımız zaten ön yargıları yenmek. İnsanlar öncelikle şaşırıyor konsept çok etkili oluyor burada. Onun dışında hiçbir şey bilmeden buraya gelip çok farklı bilgilerle buradan ayrılan insanlar oluyor. Bir kitap için bilgi almaya gelip birçok kitapla sohbet eden insanlar oluyor. Buradan sonra da ön yargılarını bir domino taşı gibi kıran bir seri devam ediyor diyebilirim. Önce normal bir kütüphaneye gider gibi geliyorsunuz aşağıda ve kitabı seçiyorsunuz daha sonra değerlendirme formunu doldurarak süre alıyorsunuz. Yirmi dakika sürüyor bizim konuşmalarımız. Yirmi dakikalık konuşmayla bu konu hakkındaki bizim amaçlarımız ön yargıları yıkmak ya da bu konuda daha çok bilgilendirmek insanları. Kitaplarımız da burada bunun için bulunuyor. Bu şekilde ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Daha fazla insana erişmiş olabiliyorsunuz”

Bilgilerini meraklılar ile paylaşan kitap Tolga Solak, birebir görüşmenin daha avantajlı olduğunu ifade etti. Toplulukta sorulamayan soruların bu şekilde sorulduğunu ve cevaplandığını aktaran Solak, “Etkinliğin aslında güzel bir amacı var. Daha önce konuşmacı olarak bir yere çağırdıklarında gittiğimde bu çok kolay ama orada anlatıp anlatıp geçiyorsunuz. Son olarak diyorsunuz ki, ‘sormak istediğiniz bir şey var mı?’ ama şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz, yani o insanların içinden maalesef insanların topluluk önünde konuşamama gibi bir fobisi olduğu için o anda sormak istemiyor. Bana danışmak istediği bir sürü şey var fakat soramıyor o anda topluluk önünde olduğu için. Dolayısıyla ben o insanların sorularını aslında cevaplamam gerekiyor. Ama onlara ulaşamıyorum. Yani aslında burada yapılan etkinlikte şöyle bir durum var insanlarla birebir görüşme yapıyorsunuz, daha fazla insana erişmiş olabiliyorsunuz, daha fazla insanın kafasındaki soruları cevaplamış oluyorsunuz. Bu anlamda bence pozitif bir yönde güzel bir etkisi var” şeklinde konuştu.

“Kişileri tanımanın çok daha kolay olduğunu öğrendim”

Okuyuculardan Cansu Çelik ise bilgilenmek amacıyla geldiğini ve ön yargılarının kırıldığını belirterek, “Etkinliğin amacı zaten ön yargılarımızı kırmak bireylere karşı neler düşündüğümüzü. Toplumda aslında klasik olarak barındırdığı farklı düşüncelerin nasıl olduğunu dile getirmekti. Gerçekten ben katıldığım kitapta ne olduğunu bilmiyordum ve bilgilenmek amacıyla geldim. Ön yargılarım kırıldı gerçekten. Hem de kişileri tanımanın çok daha kolay olduğunu öğrendim. Kitap okurken de çok fazla bilgi katıyorsunuz kendinize ama karşınızdaki insanla birebir canlı olarak soru sorarak öğreniyorsunuz. Çok içten insanlar hepsi, içtenlikle karşılıyorlar bizi. Kitabın bir insan olma fikri çok zekice ve çok daha bilgi katan bir şey” dedi.

Editör: TE Bilişim