DİSK-KESK-TMMOB-TTB eylem birliği yaparak 13 Aralık’ta “savaş, yoksulluk, talan bütçesine karşı halkça bütçe, demokratik Türkiye için” Ankara’da miting yapacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan KESK Dönem sözcüsü Serkan Demir,

Kazanılmış haklara yönelik saldırı 2015 bütçesi ile devam ettiğini, AKP’nin gençler ve çocukları tehlikeli, emeklileri yük olarak gördüğünü öne sürdü. Demir, sağlık ve eğitim için her gün cebimizden biraz daha harcamak zorunda bırakıldığımızı söyledi.

Milyonlarca insanın evsiz olduğu, barınacağı yer olmadığı için donarak ölenlerin olduğu bir ülkede Cumhurbaşkanının kendine 1,3 milyar liralık “Kaç-Aksaray” yaptırdığını öne süren Serkan Demir şunları söyledi. “Ama maden ocaklarında yaşam odası ‘maliyeti yüksek’ diye reddedilebiliyor! Her gün onlarca kadının şiddete uğradığı, yargı ve koruma kararlarına rağmen katledildiği bir ülkede ‘fıtrat’ tartışmalarıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliği olağanlaştırılıyor. Alanlardayız!

Bütçe, gelir dağılımındaki adaletsizlik gidermelidir. Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır. Bütçenin hazırlanmasına toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele esas alınmalı, kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına adil ve eşit bir şekilde erişimi sağlanmalıdır. Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir. Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır. Kamu emekçilerinin AKP-Memur Sen Satış Sözleşmesinden kaynaklanan maaşlarındaki kayıplar derhal telafi edilmelidir. Emeklilikteki sefalet ücretine son verilmeli, ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. Asgari ücret, insan onuruna yakışan bir düzeyde ve demokratik yöntemlerle tespit edilmelidir. Emekçiler ve küçük esnaf üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, sermaye üzerindeki vergi yükü artırılmalıdır. Gelir dağılımında adaletsizliği pekiştiren dolaylı vergiler tamamen kaldırılmalı, ortaya çıkacak kaynak ihtiyacı sermaye ve servetten alınacak vergilerle karşılanmalıdır. Özelleştirme ve sosyal tesislerin satılması uygulamalarına son verilmelidir. İstihdam; kadrolu, iş güvenceli çalışma üzerinden sağlanmalı, taşeronlaşma yasaklanmalıdır. ‘Kamu güvenliği’ yalanlarıyla sesimizin kısılmak, demokratik hak ve özgürlüklerin engellenmek istenmesine karşı sesimize ses katmak, taleplerimizi haykırmak için, 13 Aralık Cumartesi günü Ankara Sıhhiye Meydanı’ndayız.”

 

Editör: TE Bilişim