TMMOB Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi 14. Olağan Genel kurulu odanın toplantı salonunda yapıldı. Başkan Canan Oytan’ın aday olmadığı seçimlerde; Çağdaş Mimarlar Grubu adayı Serdar Çavdar ile Mavi Liste’nin adayı Banu Gürlek Pazar günü yarışacak. 

Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Eskişehir Mimarlar Odası Başkanı Canan Oytan, görev süresi içinde Eskişehir ve Eskişehirliler için başta Valilik Makamı olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanlıkları, Anıtlar Yüksek Kurulu ve diğer ilgili kurumlara Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi olarak,  görüş ve önerilerini sunup, yanlışlara itiraz ettiklerini söyledi.

Söylediklerinin, yaptıklarının, mücadelelerinin tamamı mesleki dayanışmayı arttırmaya, halkın bilgilenmesi ve bilinçlenmesine yönelik olduğunu kaydeden Mimarlar Odası Şube Başkanı Canan Oytan şunları söyledi: 

“Halkımızda Mimari tasarımların estetik ve sanatsal ögeleri içerdiği, bugünün yaşam biçiminin, yarınlara ışık tuttuğu bilinci yaratılmaya çalışılmıştır. Aldığımız mimarlık eğitiminin ilke,  esas  ve  etik kurallarını  toplumla buluşturmak, halkı bilinçlendirmek,    yetkilileri uyarmak,   geçmişle, geleceğin uyumunu sağlamak,  geleceği birlikte aydınlığa taşıma hedefine çalışmalarımızla katkı yaptığımıza inanıyoruz. Geleceğin mimarları öğrencilere yönelik çalışmalarda bulunulmuş, şubemizin organizasyonları yanında ulusal ve uluslararası toplantılara da katkı verilmiştir. 

Mesleğimizle ilgili yapılacakların başında insan, çevre odaklı çağdaş kentsel tasarım ilkelerinin gereklerinin yerine getirilmesidir. Böylelikle kentin stratejileri ve siyasi programları moda deyimle küresel rekabette şehrin markalaşma şansını artıracak ve kent kimliğini sadece binaların değil, kentte yaşayan insanların sosyo-kültürel değerlerin yanında ekonomik ilişki ve gelişmişliklerinde belirlediğini bilmek gerekir. Mimari hedeflere ulaşmakta o kadar zor değil. Bilim ve akıl yolundan şaşmamak, dünyadaki gelişmeleri takip etmek yeterli. Mimarlar hem  maddi, hem manevi kültürün temel taşıdır. Özgür yaşam biçimini yapmış olduğu projelere yansıtır. Bağımsızlığı savunur. Plan notları, müteahhit karları arasına düşüncesini sıkıştıramaz. Selçuklu, Osmanlı Mimari yapılarının her yerde olduğu ülkemizde mimarların mesleki olarak geride kalışını, özgün eserleri ortaya koyamamasını kabul etmiyoruz. 

Kentimiz bugün iç turizm alanında tur düzenlenir mekana dönüşmüştür. Bunda Sayın Büyükerşen’in katkılarını kabul etmek gerekir. Bildiğiniz gibi kentimize gelenlerin ilk ziyaret ettiği yerler Odunpazarı Evleri, Porsuk aksı, modern parklardır. Geçmişten gelen mimari değerler şehrin belliğidir. Tarihle bugünün bağıdır. Yarınlara da bugünkü çalışmalarımızla bizler ışık tutacağız.  ‘Tarihi dokuya yeniden hayat verilerek yeni bir yeşil kuşak oluşturmak gerekir’ diyenlere diyoruz ki;  ‘hem tarih hem yeşil alan diyorsanız’ tarihe tanıklık etmiş bitki varlığını yok sayamazsınız. Yok sayarsanız da tarihi korumuş olmazsınız. Yapılanın tarihle, kültürle, mimarlıkla ilgisi yoktur. Dünya kültür mirası olarak kabul edilen yapılar bile bugün ülkemizde yıkılabiliyor. Manisa Şehzadeler ilçesinde olduğu gibi 1762 yılında yapılan 1922 yılında yenilenen cami, cemaate yetmiyor diye cami derneğince yıkılmaya çalışılıyor. 2000 yılı öncesindeki belediyeler imar planından çıkarmışta, yıkılınca yenisi yapılamayacak diye yıkılmıyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Yanıtını hemen verelim olur. Biz karşı durmazsak istilacılar her şeyi yapar. 

‘Kent, kentli, tasarım, planlama, yaşanabilir mekanlar, turizm mekanları,  kültürel değerler, sürdürülebilir kalkınma, tarih bilinci, proje, uygulama’  her biri birkaç cümleyle geçiştirilebilecek kavramlar değildir. Çuvaldızı başkasına batırırken, birazda iğneyi kendimize batırarak; Doğan Hasol Hocamızın ‘ Mimarlar Dik Durur’ kitabından alıntı yapmak istiyorum.  Hasol Hocamızın dediği gibi; ‘her mimar biraz günahkardır. Bir söyleme göre doktorun hatası toprak altında, mimarınki toprak üstünde olurmuş. Bir başkasına göre de doktorların hatasını toprak örtermiş, mimarlarınkini ise ağaçlar …’

Biz mimar olarak Belediyelerin hazırladığı planlar doğrultusunda işimizi  doğru ve zamanında yapmaya çalışıyoruz. Birilerinin muhatabı olup olmama konusunda çabamız, kaygımız yok. Bizim sorumlu olduğumuz yer üyelerimiz ve hizmet sunduğumuz halkımızdır.  Biz mesleki haklarımızı savunuyor, kamuoyuna, doğaya, şehrimize,  karşı yükümlülüklerimizi getirmeye çalışıyoruz. Mimarların, toplumsal sorunlara karşı sorumluluk almalarının gerekliliği,   mesleklerine, kentlere ve ülkeye sahip çıkma ve daha iyi bir dünyayı tasarlama kararlılığı ile yaratıcı fikir ve projelerin yer alması temel hedefimizdir. 

Üretim yöntemlerindeki değişim, teknolojik gelişmeler, iletişimin hızlanması küresel aktörlerin kar hırslarını arttırmaktadır. Tarihi değerlere, kültüre, doğaya, mekan üzerindeki baskılara karşı duracak kişiler biz mimarlarız ve kimsizlik kentlerin, yaşanamaz mekanların oluşmasına fırsat vermemeliyiz.

Bizler mekânların insanda farklı hisler uyandırdığını biliriz. Mutlu olur, kızar, sevinir, sever, geçmişi anımsar, hayal kurar, yürürken, otururken dünün duygularıyla geleceği planlar. Kısaca anılarına gider, gülümser, geleceğe güvenle, umutla bakar. Mekanları yok ederseniz, anıları da yok edersiniz. Bugün Hamamyolu Parkında yapılanlar aslında tam da budur. Kuşları, doğayı, ağaçları, görünümü, mimari yapısını değiştirerek mekanın kimliği yok edilmiştir. Bu güne kadar üzerinde taşıdığı, yumurtalarını hayatla buluşturduğu kuş varlığı, kuşların beslendiği toprak canlıları yok olmuştur. Parkın renk ve dokusu da kalmamıştır. Doğa değişmiş, dönüşmüş ve kimliğini kaybetmiştir. Yaşayan doğa, kültür kazmayla, kürekle, dozerle yok edilmiştir. 

20. yüzyılın en ünlü mimarlarından F:L Wright ‘bir mimar yanlışlarını bir doktor gibi örtemez’’ ifadesini anımsatmak isteriz. Son zamanlarda sürüp giden doğaya yapılan olumsuz müdahaleler ile kaybettiğimiz  topraklarımız, ormanlarımız, ağaçlarımız ve yeşil alanlarımız ile binaların kontrolsüz yükselişi, gizli emsallerle inşaat alanlarındaki artışlar karşısında biz  mimarlar da korumasız, yalnız kalıyoruz. Ya sisteme uyacağız, ya da mesleki etik değerlerden ödün vereceğiz. Bu bağlamdan baktığımızda mesleğimiz ve meslektaşlarımızın geleceğinin korunmasında sadece proje üretmek değil, toplumsal gerçekleri ve varlık değerlerimizi görmemiz gerekir. 

Odunpazarından Köprübaşına kadar Hamamyolu aksının tarihsel, simgesel ve özgün değeri tartışmasızdır. Tarihsel bir alana dair plan ölçeğindeki değişikliler, ben yaptım oldu yaklaşımıyla yapılamaz. Ancak yapıldı. Hem de hoyratça yapıldı.  Eskişehir ve Eskişehirliler için yapılan her şeyin ilgili  meslek odaları, uzmanları, üniversiteleri, sivil toplum örgütleri ve en önemlisi halkla için yapılması gerekir.  Halka rağmen, halk için bir şey yapılmaz. 

En son Alpu Ovasının tarım alanı vasfından çıkarılmasını ne yazık ki Eskişehir’de kamu görevini yapmaktan başka ilişkileri bulunmayan, bizim verdiğimiz vergilerle maaşını alan memurlar karar verdi. İlin Valisini anladık da; Çevre Şehircilik İl Müdürünün, Defterdarın, Devlet Su İşleri Bölge Müdürünün tarımla ne ilgisi var? Ziraat Fakültesi Dekanı da tarım alanını savunacağı yerde, termik santral yapılmasını istiyor duruma gelmiş. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Alpu Ovasında Kurulmak istenilen termik santralin ‘kurulacağı yer itibariyle’ yanlış olduğunu, Alpu ovasının yer altı sularının kirleneceğini, tarımın yok olacağını, insan sağlığını tehlikeli boyutta olumsuz etkileyeceğini, bu yüzden şehrimizde bugünkü teknoloji ile termik santral kurulmasına karşı olduğumuzu tekrar hatırlatmak isteriz.

‘1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Plan Notları’  Şube  yetkili kurullarımızca incelenmiştir. Plan notları  içindeki faaliyet raporundaki açıklamalarda sunduğumuz şekilde, gerek Eskişehir’in mimari yönden olumsuz etkilenmemesi, gerekse yasal düzenlemelere, çağdaş mimarlık anlayışına aykırı olması nedeniyle  şubemizin itirazı, öneri ve gerekçeleri hazırlanmıştır. 

Kent ve kentte yaşayan tüm canlıların hakkını korurken öyle de olur, böyle de olur, olsa da olur, olmasa da olur anlayışı ilkeldir. Mimari bakış açısı geleceği de kapsamalı, artan nüfus, enerji ihtiyacı, ulaşım yolları, üretim yöntem ve araçları, eğitim-öğretim olanakları, iş alanları da dikkate alınmalıdır.  

‘Azıcık aşım, kaygısız başım’ kanaatkarlık değil, teslimiyettir. Mimarlar yaşamı kolaylaştıracak, ufuk açacak, yaşanabilir alanlar inşa etmek zorundadır. Halkımızın yaşam kalitesi elbette yaşanabilir alanların gelişimiyle mümkün olacaktır. 

Toplumun çekirdeği aile sürekli ev alıp satmıyor. Sokağını, mahallesini değiştirmek istemiyor. Ancak;  yap-sat, yık-yap anlayışı farkında olmadan kültürel yapıyı, komşuluk ilişkilerini de değiştiriyor. Bu değişim çoğu kez mutsuzluğa, evini terke yol açabiliyor. Şehrimizde mahalle aralarına yapılan öğrenciye yönelik apart ev uygulaması şehir içinde göçlere neden olmuştur. Koğuş tipi öğrenci yurtları yerine yemekhanesi, kütüphanesi, spor salonları ortak, tek kişilik 14-16 m²’lik okulun yanında yaşam alanları neden yapılmıyor?”

Başkan Oytan’ın açılış konuşmasından sonra genel kurula gelen konuklar söz alarak görüşlerini dile getirdiler. 

UTKU ÇAKIRÖZER

Konukların konuşmaları şöyle: 

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer:

“Büyük bir mücadele yürütüyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı çevrede büyüsün yetişsin diye. Bu mücadelenin en büyük ayaklarından birisi mimarlardır. Hepinizin ortak bir sorumluluğu var. Çocuklarımız. 

Çocuklarımızı yaşanabilir sağlıklı kentlerde bilim akıl dolu projelerle birlikte yaşatmak. 

Sadece Kente, yaşadığımız çevreye sorumluluğun yok yaşadığınız topluma ortak bir sorumluluğumuz var. 

 Termik santral meselesi. Sıhhiye meydanında hiç kimse yok tomalar var. Çünkü Eskişehir'de siyasi partiler, sendikalar, odalar dernek, kadınlar , engelliler platformu gibi 114 sivil toplum örgütü var. Biz temiz hava temiz su, temiz toprak dedik. Biz bunları istedik. Onlar zehir saçan santral istiyorlar. Kömürlü termik santral yapmak için Tarımsal alanı arttırmakla sorumlu olan Tarım Bakanlığı bir yönetmelik değiştirdi. Eskişehir'de Toprak Korulunu toprağın azalması için termik santrali tarım alanına vermek için değiştirdiler. Biz miting yapmak istedik. Burada çağrının içinde milletvekilleri belediye başkanlarımız vardı. Biz dedik bu siyasi değil sadece temiz çevre ve toprağı korumak istediğimizi söyledik. Gerekçe Afrin Operasyonu  ile. Bunun talebin ne alakası var. Hiç bir siyasi olmayacak. Temiz Eskişehir istiyoruz gibi dövizler olacaktı.

Eskişehir'de temiz çevre hava, bereketli topraklarını isteyenler yasaklanıyor. Diğer illerde de paneller yasaklanıyor gibi..

Hepimizin düşüncelerini özgürce söylemeleri gerekiyor bunun içinde OHAL kaldırılmalıdır. Nasıl biz miting yapmak istiyorsak, termik santrali kurmak isteyenler de miting yapabilirler. “

AHMET ATAÇ

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç:

“15 sene Dişhekimleri Odası’nın  kurucu ve yönetim kurulu başkanlığını yaptım. Odaların ne tür sorunları var nelerle karşı karşıya olduklarını iyi bilen bir kişiyim. 

Belediye başkanlığı döneminde onlarla hep yan yana durduk. Birlikte ciddi emeklerimiz var. Meslek odalarının bulunması belediye başkanları olarak iyi bir avantajdı. Zaman zaman karşı karşıya geliriz. Kentin doğru gitmesi anlamında önemli. Kente her katmanın istediği şekilde bulabilmesi çok önemli. Bebek ne yapacak, çocuk ne yapacak, kadın ne yapacak yaşlılar ne yapacak, engelliler ne yapacak. Bunları düşünmek zorundayız. Tüm mahallere eşit hizmet alınması konusunda dikkatli olmak lazım. Mimarlar kurumdur, nasıl Tepebaşı kurumsa. Devir teslimle gider. 

 Eskişehir'de bu güne kadar ne silahlı ne de toplu tüfekli miting yapılmadı. Bir hakkın isteği  adına miting yapılmıştır. Hiç bir insan yaralanmamıştır. Bunu engellemek için bu kadar tomaya polise gerek yok. Engellenmeye gerek yok. OHAL bahane ederek her nokta tıkanmak isteniyor. Termik santral için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu siyasi olay değil, insani olaydır

Ücretsiz dağıtan kömürlerde şehri kirletiyorsun. Devlet eliyle niye bunu yapıyorsunuz. Kaliteli kömür dağıtın. Termik santralle de kirletecekler. Sonuna kadar götüreceğiz, belki dayak yiyeceğiz, belki gaz yiyeceğiz. “

İLKER ÖZOKÇU

Eskişehir Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler Odası Onursal Başkanı İlker Özokçu:

“TMMOB teşekkür ediyorum. Çünkü ülke sorunlarına ne kadar duyarlı olduklarını ve onlarla birlikte çalışma olanağını yaşadım. Gençlerden bu uğruna çalışmanızı istiyorum. Sizler bugün  en önemli görevinizi  genel kuruluna katılarak duyarlılığınızı gösterdiniz. Seçilecek yönetim kurulunu yalnız bırakmayın. Geleceksiniz, biz buraya kadar taşıdık, siz şimdi daha çok duyarlı bir şekilde taşıyacaksınız.

İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Deniz Kılıç:

Biz ağabeylerimizden, ablalarımızdan TMMOB geleneğini ilkelerini öğrendik. Bu yolda   devam edeceğiz. Demokrasi yok, özgürlük yok, insan hakları yok. Bunları bilerek yola çıktık. Bunlarla mücadele edeceğiz. Meslektaşlarımızın arkamızda olduğunu bilerek gitmemiz gerekiyor. 

Termik santral konusu çok önemli Eskişehir'de. 114 kuruluş var bu bileşimin içinde. Sadece insan sağlığını düşünen insan odaklı şehir odaklı bir miting düzenlemek istedik. Yapılmak istenen kömürle termik santrali hakkında bir görüş belirtmek istedik. Ama Valilik iptal etti. Mücadelemizi yıldırmadı, bu engellemelerin olacağını tahmin ediyorduk. Mücadelemizi bırakmayacağız daha da fazla mücadele edeceğiz. Termik santrali yaptırmayacağız. 

Şehir hastaneleri yapıldı, hesapsız şehrin kenarına konuldu etkileri nedir sorulmadı. Meslek odaları, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadı. Sonucun ne olacağını kestiremiyoruz. Özelleştirmeler yine revaçta. Özelleştirmelerin sonucunda işsizlikler yükselecek. Bizim gördüğümüz noktaları görmeyen iktidar var. Toplum yararına olmayan işler yapmaktadır. 

NEŞET AYKANAT

TMMOB İKK Sekreteri Neşet AYKANAT:

“2 yıllık çalışma dönemini bıraktık. 2 yıl Türkiye'nin en çalkantılı dönemi. Başarısız darbe girişimi, Ohal, tüm toplumsal muhalefetin sindirildiği odaların üzerine baskı yoğunlaştığı bir dönem.

Ohal tüm toplumsal muhalefeti sindirmek, tüm odaların etkinliklerini saklamak, grevlerini yasaklamak oldu. Mitingimiz yasaklanması OHAL gerekçesi oldu. 

Akıl almaz projelerin hayata geçirilmesinin sorumlusu 15 yılık iktidardır. Kimin aklına gelir ki; İstanbul'da Marmara akışını bozacak kanalı yapmak, 4+4+4 eğitim sistemi, verimli topraklarının ortasına termik santrali koymak. Bu konuda başarılılar.  Kamuda 130 bin,  3500 TMMOB çalışanı hiç sorulmadan işten çıkarıldı. 

Biz meslek sorumlulukları getireceğiz, toplumsal sorunlarla mücadele etmeliyiz. Yanlış uygulamalara karşı çıkacağız. Sermayeye peşkeş çekilmesine karşı çıkmalıyız.  Tarım ovasına yapılmak istenen termik santral bir faciadır. Birlikte mücadele edeceğiz. TMMOB Birlikte güçlüdür. Her zaman hedefte olacaktır. TMMOB rant projelerine karşı çıkacaktır.”

BAŞKAN ADAYLARI KONUŞTU

Konukların konuşmalarından sonra Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi yönetim kurulu başkan adayları birer konuşma yaptılar. 

Çağdaş Mimarlar Gurubu başkan adayı Serdar Çavdar, mimarlığın mekanları tasarlama eylemi olduğunu belirterek, "İnsanların yaşamlarını kolaylaştırmak, ihtiyaçları olan mekanlı işlevsel, teknik ve ekonomik olanaklarla bağdaştırarak estetik yaratıcılıkla inşa etme sanata ve bilimidir. Yani, mimarlık bir felsefedir, bir yaşam tarzıdır" dedi. 

Mimarlığın insanlık için değer üretmek üzerine olduğunu ifade eden başkan adayı Çavdar, "Bu gaye ile de var olmaya devam etmelidir. Mevcut yönetimlere yapılan olumsuz söylemler ile hiç bir şey elde edilmeyeyecektir. Söylenmenin de hiç bir faydası yoktur. Önemli olan meslektaşlarımızın ve bizlerin yapacağı üretimlerdir. Bazı kentsel suçlarda görüldüğü gibi iş işten geçtikten sora değil, işe başlamadan önce mimara danışılmasının gerekliliği şarttır" diye konuştu. 

Mavi Liste'nin adayı Banu Gürlek'te yaptığı konuşmada; ses kayıtları ile ilgili suçlamalara yanıt verdi. 

Gürlek, " Benim özgeçmişimi açın bakın. En başında “Halkçı, Dürüst, Çalışkan” yazar. Yaptığım her işte de bu ilkeler benim vazgeçilmezimdir ve hakkını vermeye gayret gösteririm. Ama maalesef belli ki bu özelliklerim birilerini rahatsız ediyor ve karalamaya çalışıyorlar" dedi.

Eskişehir mimarlar yeni yönetim kurulu üyelerini belirlemek için 25 Şubat 2018 Pazar günü odanın toplantı salonunda kurulacak olan sandıklarda oylarını kullanacak.

Editör: TE Bilişim