Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyeleri, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca ve yönetim kurulu üyeleriyle buluştu

İstanbul’dan Anadolu’yu görmenin biraz güç geldiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Karaca, “Biraz sitemle başlamak istiyorum, Anadolu’da gazetecilik yapmak gerçekten çok zor, hele hele küçük illerde daha zor, belediye başkanının aleyhinde yazarsanız belediye başkanı sizi sokakta gezdirmez valinin aleyhinde yazarsanız, o da buraya sokmayacaksınız gazeteciyi der, büyük şehirlerde bu konuda biraz daha rahatız zaman zaman biraz baskı da olsa tabi baskılar Anadolu’yu yıldıramıyor” dedi. Eskişehir’in Türkiye’de kurulan basın kuruluşlarının hep önderi olduğunu ifade eden Karaca, “Bu bina Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti’nin kendi mülküdür, hiçbir zaman başka bir kurum ve kuruluşun emri altına girmeyen illerden biriyiz” dedi.

GAZETELER İŞADAMLARININ ELİNE GEÇİYOR

Basın İlan Kurumu’nun şubesi olan illerde yüzde 20 pay alabildiklerini dile getiren Karaca, “Şu anda gazeteciler cemiyetine 10 ile 15 bin lira para geliyor yılda. Ama bu esasında cemiyet için para değil ama küçük iller için önemli bir para, hiç olmazsa elektrik su kira gibi giderleri karşılayabilirler. Türkiye’de kurulu cemiyetlerin tamamının bu paydan yararlanması lazım. Artı İstanbul ve Ankara’nın mülk olarak da büyük paraları var, her yıl her ay gelen düzenli gelirleri var. Yarım adaları var, Anadolu’da ise biz çilemizi çekmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. 1952 yılında kurulan cemiyetin uzun yıllar çalışamaz duruma geldiğini anlatan Karaca şöyle konuştu: “Cemiyetimiz uzun bir süre kumarhane ve lokal olarak çalışmış, 1979 yılında mahkeme kararıyla bir operasyon yaparak cemiyetin yönetimini ele geçirdik ve o günden bugüne kadar da Türkiye’de etkili bir cemiyet olduk. Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti mücadelesini sürdürdü ve bundan sonra da sürdürecektir. 100’e yakın üyemiz var. Bizdeki üye yapısı kesinlikle profesyoneldir, bu işi yapmayan kadrosu olmayan kimseyi biz üye yapmıyoruz. Eskişehir’de 8 yerel gazetemiz, 2 televizyonumuz, 10 civarında internet sitemiz 12 radyomuz, kaliteli dergilerimiz var.” Gazetelerin işadamlarının eline geçtiğini dile getiren Karaca, “Anadolu gazetesini 2,5 yıl önce satmak zorunda kaldım, işadamlarının bu mesleğe girmelerinden rahatsız değiliz ama mesleğe girdiklerinde bunu bir baskı unsuru olarak kullanmamaları gerektiğini ifade ediyoruz” diye konuştu.

ÖZGÜRLÜKLERDEN TAVİZ VERMİYOR

Karaca’dan sonra söz alan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç “Değerli yönetim kurulu üyeleri meslektaşlarım hepiniz sevgiyle selamlamaya geldik” diyerek sözlerine başladı. Gazetecilerin çok zor bir görev üstlendiklerini ifade eden Türenç, “Bu zor dönemde gazetecilik yapıyorsunuz, bunu daha kolay aşabilmek için basın konseyi olarak bizler de değişik zamanlarda değişik kentlere gidip sizlerle buluşmayı, bu kentlerde bir basın buluşması yapmayı uygun görüyoruz, dün de sizlerle birlikteydik. Basın konseyi basın meslek ilişkilerinin yerleşmesi için çalışan özgürlüklerden taviz vermeden çalışılması için mücadele eden bir kurum. Bu 40 kişilik heyet ve binlerce üyemizle çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

9 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR

Yılmaz Karaca’nın anlattığı sorunların sadece Eskişehir’e mahsus olmadığını belirten Türenç, “Ben çoğunuzun yaşından da fazla bu mesleği yapmış biriyim, 40 yıla yaklaştı meslek hayatım. Savaş muhabirliği başbakanlık cumhurbaşkanlığı muhabirliği dahil pek çok işte çalıştım ve seçilmiş bir basın konseyi başkanıyım. Geldiğimiz noktada şunu görüyorum ki medya 40 yılda hiç görmediğimiz kadar tehdit altında yeter dediğimiz bir noktaya geldik, zaman zaman sokaklara dökülüyoruz, televizyonlara çıkıp haykırıyoruz, dik duruş sergilemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Son MİT Yasası ile 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezasına değinen Türenç, “Bunlarla uğraşırken mali durum ve aramızda bölünme çabaları bizleri rahatsız ediyor, bunların kesilmesi ve el ele vererek mesleğime sahip çıkmamız gerekiyor” diye konuştu.

PROGRAMCILARIN YÜZDE 80’İ MAAŞ ALMIYOR

Gazetecilikte öyle büyük kazançlar elde edilmediğinin bilindiğini ifade eden Pınar Türenç, şöyle konuştu: “Haberciler benim için kutsaldır, habercinin alın terinin karşılığı maalesef verilmiyor. İstanbul medyasının en büyük sorunu maaşların verilmemesi, bugün televizyonda program yapanların yüzde 80’i maaş almıyor. Hani o gördüğünüz kalemşörlerin yüzde 80’i üste daha harcama yaparak diyorlar konuklar da ceplerinden ödeyerek geliyorlar böyle yayıncılık yapmaya çalışıyor merkez medyalar”

İÇERDE 40 GAZETECİ DAHA VAR

Gazetecilere özgürlük platformunun dönem başkanlığını da yürüttüklerini kaydeden Türenç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne zaman isterseniz bize başvurabilirsiniz, hakkınızı alabilmeniz mücadele etmeniz için elimizden ne geliyorsa yaparız, gazetecilerin kurumları çok önemli bu kurumlara üye olacaksınız, sahip çıkacaksınız, Ankara’da ilgili bakanlıklar, başbakan, cumhurbaşkanlığı bu çalışmalarla yakından ilgileniyorlar bir mercek altındayız. Çalışmalarımızı inceliyorlar ve bizim gibi kurumlardan çıkan seslere çok önem veriyorlar. Biliyorsunuz hapisteki gazeteciler, yazarlar bizim gibi kurumların ısrarı nedeniyle kamuoyunda sürekli yer aldılar, onları kurtarma çabalarımız ses verdi teker teker tahliye oldular, henüz daha bitmedi davalar, Silivri’de her çıkan ‘Basın konseyine ve başkanına teşekkür ederiz’ diye çıktı. Bundan da gururluyuz ama içerde 40 gazeteci daha var. Son derece dramatik ve zor bir dönem yaşıyoruz.”

KALEMLERİNİZ ELİNİZDEN DÜŞMESİN

Konuşmalar sonrasında Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu üyelerine rozet takıldı “Kalemlerimiz elimizden düşmesin” denerek, konseyin kalemleri hediye edildi. 

Editör: TE Bilişim