Türkiye Mühendis Mimarlar Odalar Birliği Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde “Çocuk Susar Sen Susma” adlı panel düzenleyerek, Çocuk istismarının hukuki ve psikolojik boyutları ele alındı.

Panele, CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, TMMOB’ye bağlı şube başkan ve yöneticileri, anne ve babalar katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan TMMOB Eskişehir İKK Kadın Komisyonu başkanı Aydan Barut,  son dönemlerde sıkça çocuk istismarı vakaları ile karşı karşıya kaldıklarını vurgulayarak, “Çeşitli tarikat yurtlarında ve okullarda meydana gelen tecavüz olayları, kız çocuklarının küçük şaylarda evlendirilerek çocuk-gelin ve çocuk-anne olmaları, istismar olaylarının bir şekilde örtbas edilmek istenmesi ve suçluların hak ettikleri cezaları almamaları hepimizi bu ülkenin yurttaşları olarak derinden etkilemektedir” dedi.

Bu haberleri kanıksamayalım

Devletin temel görevlerinden birin de 18 yaşından küçük çocukları her türlü tehlikeden korumak ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmak ve suçluların en ağır cezayı almasını  sağlamak olduğunu ifade eden Barut şunları söyledi:

“Cinsel istismar haberlerini sıradan bir gazete haberi olarak görüp bu haberleri kanıksamayalım. Benim çocuğumun başına gelmez demeyip, farkındalığımızı arttırtalım. İstismara uğrayan çocuklarımıza biz de bir el uzatalım. Çocuklarımızın ve ailelerinin psikolojik olarak bu durumdan nasıl etkilendiklerini anlamaya çalışalım.

Yasalar önünde, istismara uğrayan çocuklarımızın haklarını ve neler yapılabileceğini, nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenelim istedik. Bu amaçla; kendini savunma yeterliliği olmayan, sesini büyüklerine, anne-babalarına ve topluma yüksek sesle duyuramayan ve cinsel istismara uğramış çocuklarımızın sesi olalım dedik ve sizlerle bir araya geldik.”

TMMOB Eskişehir İKK  sekreteri Neşet Aykanat, tarikat yurtlarında çocuk istismarı, tecavüzlerin ortaya çıktığını belirterek, “Genç çocukların evlendirilmesi de bir çocuk istismarıdır. Ak parti döneminde bu olayların üstlerinin kapanmak için verilen yasa teklifleri en büyük faciadır. Bakanlık yapan bir kadın bakanımızın sözlerini bile içlerine sindirdiler. Bu bakanı eleştiren ya da görevden almak için bir girişimde bulunmadılar. Ak partili bakanlar hep AK Partili şekilde düşünmüşlerdir. Eskişehir'de farklılık yaratacağız. TMMOB olarak böyle önemli bir konuyu gündeme getiriyoruz. Kadın Komisyonumuza teşekkür ediyorum” dedi.

Bunlar affedilecek olaylar değil

AK Parti iktidarında iş kazalarında  22 bin işçi öldüğünü  kadın tecavüzlerinin  yüzde 140 civarında arttığınını belirten Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç,  çocuk istismarlarının artışının aynı oranda olduğunu söyledi.

Bunların affedilecek bir şey olmadığını kaydeden Ataç,  “İşçi ölümleri tamamen cinayet. Cinayetlerin içinde intihar edenlerin sayısı da fazla.

Çocuk tecavüzleri  affedilecek bir olay değil. Onlara uzanan eller kırılsın.  Bu çocuklarımız o kadar kıymetlidir ki, bunlara el uzananlar toplumda olmamalı. Çocuk gelin değil, tecavüz edilen çocuklar bunlar. Türkiye’de kaos yaşıyor. Bu tür toplantılar farkındalığı yaratmak çok önemli” diye konuştu.

İktidarın eğitime bakışı çok önemli

Panele katılan ve bir konuşma yapan CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, çocuk hakları ihlallerinin tüm dünyada yaşandığını ama ülkemizde çok fazla olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Çocukların kötü çalışma koşullarında çalışmaları, iş cinayetlerinde kurban gidilmesi. Çocuk hak ihlallerinin en çarpıcı en ağır sonuçları olan çocuk istismarıdır.

Çocuk istismarı aslında en ayrı bir konu olarak görülse de bir ülkede eğitime, siyasi iktidarın nasıl yaklaştığı ile çok yakından ilintili.

Çocukluk yaşlarından hatta okul öncesi verilen eğitimi çok önemli. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak BM ile birlikte UNİCEEF ile birlikte çocuk istismarına yönelik bir kampanya başlatmıştır. İlk imza atan belediye olduk. Okullarda eğitim verdik. Ancak son yıllarda MEB okullarına bu eğitimin verilmesine izin verilmiyor. Siyasi iktidarın bu konulara nasıl eğildiği önemlidir. Önümüzdeki yıl basılacak kitaplarda cinsiyet ayrımcılığı ile o kadar fazla söylem var ki. Öğretmenler bunları görüyor notlar yazıyor ama kitaplarda yazılmasına engel olunamıyor. Siyasi iktidarın bu olaya nasıl baktığı çok önemli. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ anlayışı ile önlememiz zor görünüyor. Mecliste sürekli olarak gündeme getiriyoruz.

'Vücudun sana ait patron sensin'

Çocuk istismarını psikolojik anlamda değerlendiren ve anne ve babaları uyarın Uzman Psikolog Yelda Öge konuşmasında şunları dile getirdi.

“Psiko-sosyal ve seksüel gelişimini tamamlamış bir erişkinin, psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış bir çocuğu cinsel uyarım amacı ile kullanması çocuğa yönelik cinsel istismardır.

Cinsel istismarda risk faktörleri; çocuğun ebeveynlerinden yeterli sevgi ve ilgi görmemesi, çocukların doğal babalarından ayrı yaşamaları, annenin pasif, bağımlı olması ve çocuğun sorumluluğu baba, üvey baba ya da bakıcının üstlenmesi, annenin çocukları korumakta yetersiz kalması ve istismarcı baba tarafından sürekli baskı altında tutulması, annenin özellikle gece çalışmak zorunda kalması, anne ya da babanın geçmişinde yaşanmış istismar öyküsünün bulunması, cinsel istismar risk faktörleridir.

Ensest ilişki; evlenmeleri yasaca ve törece yasaklanmış olan yakın bağı olanlar arasındaki cinsel ilişkidir(anne, baba, amca, yiğen, kuzen, teyze, dayı, dede vb,..) Maalesef istismar türlerinde vakalar arasında oldukça sık rastlanmaktadır.

Cinsel istismarcının ruhsal profili; cinsel istismarcı her yaş, sosyokültürel ya da ekonomik düzeyde olabilir. Genellikle geçmişlerinde istismara uğramış, ruhsal olgunluğunu tamamlamamış, zayıf heteroseksüel becerileri olan, izole, bağımlı, kolay incinebilir, impulsif kontrolleri zayıf kişilerdir.

İstismarcı genellikle çocuğun iyi tanıdığı biridir. Cinsel istismarda saldırgan başlangıçta sadece cinsel organını göstermek, okşatmak gibi yüzeysel cinsel uyaranları denerken, zaman içerisinde daha az iz bırakacak oral penetrasyona ve son kademe olarak da vajinal yada anal penetrasyona geçiş gösterir.

Çocukta cinsel istismar belirtileri fiziksel belirtiler, ruhsal belirtilerdir.

Fiziksel belirtiler;  vücudunun belli bölgelerinde kızarıklık, morarma, şişlik olması, belli bölgelerinde)cinsel bölgeleri) acı ve ağrı hissi olması vb.

Ruhsal belirtiler; çocuğun yaşına uygun olmayan bir şekilde cinselliği keşfetmesi, cinsel yönden aşırı uyarılması, teşhis konulamayan karın ağrısı, baş ağrıları ve bedensel şikayetler. Endişe, işçe kapanma, ağlama isteği, yıkıcı davranışlar ortaya çıkması. Fiziksel ve sosyal gelişimde gerilik (iştah kaybı, arkadaş ve sosyal etkinlikten uzaklaşma).

Çocuklarımıza 'Vücudun sana ait patron sensin' gibi bazı önemli cümleleri sık sık söylemelisiniz.

Kimse vücudunun herhangi bir yerine dokunma hakkına sahip değil. Kimse senin istemediğin gibi seni öpemez, sana dokunamaz, senin rahatsız olduğun bir duruma seni zorlayamaz. Ben sana güveniyorum, sana inanıyorum ve görevim seni korumak, rahatsız olduğun ne varsa bana söyleyebilirsin. İstemediğin bir durum ile karşı karşıya geldiğinde 'hayır' demelisin.

Tanımadığın ya da tanımadığın biri seni rahatsız edecek şekilde davrandığında ortadan uzaklaşmalı ve başkasıyla bunu paylaşmalısın. Bunun 'sır' olduğunu söylediklerinde bu sırrı bozmalısın. Ben bir yetişkinim ve güçlüyüm seni koruyabilirim.

Çocuklara kaybolma eğitimi verilmelidir. Herhangi bir yerde kaybolduğunda yolunu şaşırdığında neler yapması gerektiğini öğretin. Kimlerden yardım alabileceğini öğretin. Polis, zabıta, jandarma, resmi kurumlar. Sizin evinizin adresini ve telefon numaralarını ezbere öğretin.

Çocuğunuza 'mahremiyet eğitimi verin. Kendisinin ve başkalarının özel alanlarına saygı duyulması gerektiğini anlatın.Çocuğunuzla hiç bir yaş aralığında birlikte banyo yapmayın. Çocuklarınızın hiç bir yaş döneminde çıplak ya da mayolu fotoğraflarını, videolarını sosyal medyada ya da mesaj aracılığıyla yakınlarınızla paylaşmayın.

Sanal ortamlarda tanımadığı insanlarla arkadaşlık yapmaması için onu uyarın. Facebook'ta özel görüntülerini paylaşmaması ve tanımadığı kişilerle görüntülü görüşme yapmaması için çocuğunuzu uyarın. Çok iyi tanımadığı kişilerle baş başa vakit geçirmemesi gerektiğini sebepleriyle anlatın. Tanımladığı kişilerden ağrı kesici, ilaç vs. alıp içmemesi gerektiğini öğretin. Ailesinin haberi olmadan kafelere, oyun salonlarına gitmemesi gerektiğini anlatın.”

Suçun faillerine bu cezaları aldırabiliyor muyuz?

Çocuk istismarına hukuksal açıdan değinen Avukat Duygu Akyol Çocuğun Cinsel İstismarı esas olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiğini söyledi.

 Kanun’da üç suç tipi mevcut: çocukların cinsel istismarı (TCK, m. 103), reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK, m. 104) ve cinsel taciz (TCK, m. 105). Kısaca bilgiler veren Avukat Duygu Akyol şunları söyledi:

“ ‘Çocukların cinsel istismarı’ maddesinde çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel içerikli tüm fiziksel temaslar düzenleniyor (TCK, m. 103). Organ ya da bir cisimle gerçekleştirilen tecavüz fiilleri Kanun’da en ağır cezalandırılan fiiller olarak cinsel istismarın nitelikli halidir. Bu fiiller dışında çocuğa karşı cinsel motivasyonla gerçekleştirilen herhangi bir fiziki temas cinsel istismardır. Bu çerçevede Kanun’a göre cinsel istismar çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış olarak tanımlanıyor. 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleşen bu tür fiiller koşulsuz cezalandırılırken diğer çocuklara karşı bu davranışlar cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirildikleri takdirde istismar olarak değerlendiriliyor. Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte, belirli imkanların sağladığı kolaylıktan faydalanılarak işlenmesi ya da çocukla akrabalık ilişkisi içinde olan, çocuğu korumakla yükümlü olan kişiler tarafından işlenmesi gibi durumlarda cezanın artırılmasına dair bir düzenleme de var.

Aslında kanunda bu suç için öngörülen cezalara baktığımız zaman, örneğin bu suçun 12 yaşını doldurmamış çocuklara karşı işlenmesi halinde ‘18 yıldan az olmamak üzere’ hapis cezası düzenlenmiş. Kanunda süreli hapis cezaları için üst sınırın 20 yıl olduğu düşünülürse, çocuğun cinsel istismarı suçunda öngörülen hapis cezası, müebbet hapis cezasından sonra öngörülen en yüksek cezalardandır diyebiliriz.Peki biz bu suçun faillerine bu cezaları aldırabiliyor muyuz? Maalesef bu soruya olumlu cevap vermek zor. Özellikle cinsel istismar dosyalarında sanıklar için ‘şüpheden sanık yararlanır’ ceza hukuku evrensel ilkesinin başka dosyalarda uygulanmadığı kadar geniş bir uygulama alanı bulduğunu görüyoruz. Bir diğer sorun da mahkemelerce çocuğun beyanına itibar edilme motivasyonunun düşüklüğü... Biz özellikle mahkeme heyetlerini, istismara uğramış bir çocuğun beyanlarına koşulsuz itibar edilmesi gerektiğine o yaştaki bir çocuğun cinsel birikiminin olmasının imkansız oluşundan yola çıkarak ikna etmeye çalışıyoruz fakat çoğu zaman istediğimiz sonuca ulaşamıyoruz. Böylece de bu suçlarda cezasızlığın önü açılmış oluyor. Doğal olarak Toplumda da “cezalar yetersiz” algısı oluşuyor. Aslına bakarsak, kanunda öngörülen cezalar yetersiz değil; tek sorun bunu somut olaya uygulayabilmek. Burada da yargının 3 sac ayağını oluşturan hakim savcı ve avukatlara çok büyük görev düşüyor.Cezaların caydırıcılığı çok önemli bir etken; failin hangi motivasyonla çocuğa karşı bu eylemi gerçekleştirdiği psikoloji disiplinin alanı, ancak olay yargıya intikal ettikten sonra hukuki boyut devreye giriyor.Etkili bir soruşturma aşaması ve akabinde yargı sürecinin de aynı etkinlikte yürütülmesi,sanıklara kanunun da lafzıyla uyumlu cezaların verilmesi hem adaleti sağlayacak hem de toplumdaki algıyı da değiştirecektir.

Çevrenizde istismar mağduru bir çocuk varsa, zaman kaybetmeden adli mercileri bu konuda haberdar etmek çok önemli. Hukuken, işlenmekte olan veya işlenmiş olan bir suçun varlığı halinde bu durumun yetkili makamlara bildirilmesi gerekir. 155 Alo Polis hattı, 156 Alo Jandarma hattı, en yakın Polis Merkezine veya Cumhuriyet Savcılığına bildirimde bulunulması gerekir. çocuğun vücuduna organ sokmak suretiyle istismar edilmesi halinde ilk 24 saat çok önemlidir. Bu süre geçtikten sonra ve zaman geçtikçe, çocuğun idrarını yapması gibi ihtiyaçlarını giderdikçe, banyo yapınca genital bulguların birçoğu kaybolacağından vakit kaybedilmemelidir. Bu nedenle öğrenmeden itibaren zaman kaybetmeksizin tercihen savcılığa suç duyurusu yapmak üzere başvuru yapılmalıdır.

Panel sonrası  Tepebaşı Belediyesi Anneler Tiyatro Topluluğu “El Kızı” oyununu sergiledi.

Editör: TE Bilişim