Tüm Üniversite Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Mecbur Bodur,enflasyon farkı ile ilgili açıklama yaparak, “Enflasyon farkı, hemen şimdi” dedi.

Bodur, “Son 3 aydan bu yana ülke ekonomisinde yaşanan sorun ve olumsuzluklar sonucunda bugün açıklanan TÜİK verilerine göre, yıllık bazda son 15 yılın en yüksek enflasyon oranı yüzde 24,52, aylık bazda ise yüzde 6,30 olarak açıklanmıştır” dedi.

Bodur, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bütün bu açıklanan enflasyon rakamları ve ülke gerçekleri göz önüne alındığında, toplumun büyük bir kesimini doğrudan ilgilendiren gelir seviyelerindeki düşüş bizzat devletin yetkili kurumu olan TÜİK tarafından da tescil edilmiş, özellikle dar ve orta gelirli kesimlerin yaşam koşullarındaki gerileme ve hane halkı gelirlerindeki erime bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bugün açıklanan enflasyon rakamları ekonomideki kötü gidişatın ve bunun toplum kesimlerine yansımasının bir sonucu olarak göz ardı edilemeyecek bir tablodur. Bu tablonun oluşumunda ve bugün yaşanan sonuçlarında hiçbir suçu günahı olmayan toplumun alt ve orta gelirli kesimleri , asgari ücretliler, işçiler, memurlar, emekliler ise bu sonuçların yarattığı tahribatı en ağır şekilde hanelerinde, sofralarında, çarşı pazar alışverişlerinde, markette kısaca tam olarak hayatlarının her anında yaşamakta ve yaşanan olumsuzlukların en büyük yükünü bu kesimler çekmektedirler.”

Bodur, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Sorumlusu olmadıkları halde yaşanan ekonomik olumsuzlukların ağır yükünü sırtlamak zorunda kalan toplum kesimlerinin özellikle de yaklaşan kış aylarıyla birlikte daha büyük bir olumsuzluklar ve sıkıntılar sarmalına yuvarlanacaklarını görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Bu nedenle, bugünden itibaren siyasi erkin ve ülke yönetiminde söz sahibi, yaşanan olumsuzluklarda ise pay ve sorumluluk sahibi olan herkesin bu toplumsal sıkıntıların giderilmesi ve bir an önce ülke olarak rahat bir nefes alınmasını sağlamak üzere, öncelikle alt ve orta gelir gruplarını ele almak suretiyle bir çözüm ve eylem planı ortaya koymak gereklilikleri kaçınılmaz bir hal almıştır. Önümüzdeki dar boğazdan geçiş sürecinde toplum kesimlerinin rahatlatılmasına yönelik olarak alınacak tedbirlerin başında artık otomatik olarak hayata geçirilen zam sağanaklarının durdurulması, gelir vergisi oranlarının revize edilerek bir nebze de olsa gelir artışının sağlanması, enflasyon oranlarından kaynaklanan farkların yılbaşını beklemeden çalışan ve emekli kesimlerin maaşlarına yansıtılması ve böylelikle yaşanabilecek sosyal travmaların önüne geçilebilmesi imkanı halen mevcuttur.  Aksi halde binlerce şirket konkordato ilanının yanı sıra birer ikişer görülmeye başlanan bireysel şahıs konkordato ilanlarının artarak çoğalması, evinin, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan ana babaların hafızalara kazınan dramlarının tekrarlanması hepimiz için kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkacaktır.”

Editör: TE Bilişim