Kamuoyunun da bildiği üzere, çocuk hakları ile ilgili bir kitap dağıtan üyeleri Zekai Yıldırım hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü'nün inceleme başlattığını hatırlatan Demir, "Gerekçe olarak da kitapta siyasi bir kişinin (belediye başkanı) resminin olması gösterilmişti.
Buna rağmen ilimizde iktidarın bir milletvekili seçildiği günden beri sergi açılışlarında, karne dağıtımlarında boy göstermektedir. Bu etkinliklerde gördüğümüz manzarada karakterler hep aynı, Harun Karacan (AKP Eskişehir milletvekili)-Nabi Avcı(Milli Eğitim Bakanı)-Güngör Azim Tuna(Eskişehir valisi)-Necmi Özen (Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü)...
Bu durumu bütün açıklamalarımızda eleştirmemize rağmen ısrarla devam ediliyor. Tam da üyemizle ilgili inceleme devam ederken- haber sitelerinde ve gazetelerde yer aldığı şekliyle 17 Haziran'da Harun Karacan'ın karne dağıtımı vb. etkinliklerle ile ilgili Eskişehir Fatih Anadolu Lisesi ve Eskişehir Ticaret Odası İlkokulu'nu ziyaret etmesi ile bilindik manzaralara tanık olduk.
Birincisi bu etkinliklere giden kişi bir milletvekilidir; yani siyasi kişiliktir. Bakan gibi bir kamusal temsiliyeti yoktur. İktidar vekili olması ayrı bir anlam ifade etmez. Eğer ildeki diğer partilerin vekilleri ile beraber okullara gidilse hoş karşılanabilir. Üstelik hep aynı vekilin öne çıkarılması da dikkat çekici"dedi.
VALİ TUNA BAŞROLÜ OYNADI
Okullar üzerinden siyaset yapılmasına tepki gösteren Demir, "Eskişehir eğitim ortamının bu hale gelmesinde, okullar üzerinden siyaset yapılmasında eski Milli Eğitim Bakanı ve eski valinin de hatırı sayılır katkıları olmuştur! Nabi AVCI Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alındı ve konu ile ilgili değerlendirmemizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Şimdi de vali görevinden ayrılmıştır.Yeri gelmişken, kamuoyu vicdanını temsilen, Güngör Azim Tuna’nın valilik dönemi üzerine bir değerlendirme yapmak istiyoruz.
Güngör Azim Tuna bizim için eğitim ortamının bu hale gelmesinde baş rolü oynayan, aday öğretmenlerin iktidar sendikasına üye yapılmasına göz yuman, okullara yandaş sendika üyesi okul müdür ve müdür yardımcılarının atanmasını sağlayan, iki üyemizi il dışına sürgün eden, proje okulları adı altındaki uygulamayı seyreden, değerler eğitimi projeleri ve imzalanan protokoller ile okullarda dini vakıflara geniş hareket alanı oluşturan, yandaş yazarların kitaplarının zorla satılmasına ses etmeyen, takdir alan öğrencilere verilen kitapları seçme konusunda ve “Eskişehir Liseleri Aydınlarını Tanıyor” projesinde taraflı ve ideolojik davranan, okul müdürlerinin hukuksuz uygulamalarına müdahale etmeyen, dini derslerin zorla seçtirilmesine ve imam hatip okullarına öğrenci yönlendirilmesine itiraz etmeyen, sadece bahsi geçen vekille okul gezmelerine çıkan bir vali olarak anılacaktır. Kısacası Güngör Azim Tuna döneminde yandaşlık ivme kazanmıştır"dedi.
Emek ve demokrasi alanındaki durumu değerlendiren Demir açıklamasını şöyle sürdürdü; "Halka uzak, demokratik işleyiş konusunda zayıf, meslek odalarına, sivil toplum örgütlerine ve demokratik kitle örgütlerine mesafeli, AKP üyesi gibi çalışan, kamu idaresi ile yerel yönetimler arasındaki ayrımı derinleştiren, eski stadyum yerine yapılacak meydan konusunda tek yanlı tutum içerisinde olan, emek ve demokrasi güçlerinin eylemlerine davalar açtıran, her türlü demokratik eylem ve yürüyüşleri engelleme eğilimine giren, Eskişehir sokaklarını TOMA'lar ile donatan ve en önemlisi de gezi direnişinde yitirdiğimiz ve Eskişehirliler’in sevgiyle andıkları Ali İsmail Korkmaz ile ilgili yakışıksız ifadeler kullanan, bu da yetmezmiş gibi konuyla ilgilenen bir gazeteciyi alenen tehdit eden Güngör Azim Tuna’nın Eskişehirliler’in vicdanındaki yeri ortadadır.
Gidişi ile Eskişehir bir şey kaybetmemiştir. Günlerdir yerel gazetelerde yazılan veya söylenen içi boş bir hamasetten ibarettir. Burada ifade ettiklerimiz ise sadece bizim değil birçok demokratik kitle örgütünün samimi düşünceleridir.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak, kimden gelirse gelsin Eskişehir eğitim ortamındaki çarpıklıkları, çifte standartları ifade etmeye ve tarihe not düşmeye devam edeceğiz. "
Editör: TE Bilişim
