Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, Tekirdağ’da yaşanan tren kazası ile ilgili açıklama yaptı. “Jeoloji yok sayılırsa, doğa her zaman galip gelir” diyen Ayday, “Son yıllarda bu tür afetler, kazalar ve olaylarla sık olarak karşılaşmaya başladık. Öncelikle Türkiye’de 1999 Marmara Depremi ile başlayan ve arkasından, tren yolu ile ilgili olanları sayarsak, Bilecik-Sakarya arasında normal raylardan hızlandırılmış tren geçirmeye çalışırken olan kazalar bunlara örnektir. Yine tren yolu ile ilgili olan Bözüyük-Bilecik, Ali Fuat Paşa-Arifiye Yüksek Hızlı Tren Hatlarında yapılan Jeolojiyi yok sayan proje yanlışlıkları şans eseri can kaybı olmadan, sadece Türkiye Ekonomisine çok büyük maddi zararlar getirerek düzeltilmeye çalışılmaktadır
Fakat bu Tekirdağ yakınlarında yaşanan tren kazası içinde yaşadığımız 21. Yüzyılda tam bir faciadır. Bu faciayı yağmurun çok yağmasına bağlamak ise tam bir komedidir. Bu kadar yağmur sonucu tren kazası olacak ise, Hindistan’da, Muson yağmurlarının çok şiddetli olduğu ülkelerde her gün bu nedenle tren kazası yaşanması gerekirdi. Burada suç jeoloji bilimine önem vermeyen, yapılan işi kontrol etmeyen, bu olayı kader ile bağdaştıran kişilerdedir” diye konuştu.
Ayday, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu bir mühendislik işidir. Kazanın olduğu yerde bulunan zemin yağmur sonucunda suya doymuştur. Hızla gelen trenin önündeki vagonları çeken makine tren dizisinin en ağır kısmıdır. Tren kaza yerine yaklaştığında titreşimle yeri sarsmış ve suya doygun olan zeminin yapısının bozulmasına neden olmuştur. Bu süre içinde tren dizisini çeken makine ve arkasındaki vagon yapısı bozulan zeminin olduğu yerden geçebilmiş, makine ve arkasındaki vagon devrilmemiş, zeminin yapısı trenin ağırlığı ve zemini sarsması ile tamamen bozulmuş ve zemin akmıştır. Bu nedenle arkasındaki vagonlar devrilmiştir. Bu ve buna benzer durumlar1999 Marmara Depreminde Adapazarı’nda Sakarya Nehri kıyısında gözlenmiştir. Tüm bu nedenlerle, bu tür çalışmalarda Jeolojinin önemi göz ardı edildiğinde, bilim yerine hurafelerle işler götürüldüğü takdirde, konusunu bilen mühendisler yerine, kendi siyasi görüşlerine yakın kişilerin getirildiği bir ülkede bu tür kazalar, felaketler göz göre göre gelecektir. Yaşananlar ne ilk, ne de son olacaktır.”
