Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt bir TV programında konuştu
 Kurt Programda şu konulara değindi:

*Biz bir şeyleri söylerken devlet terbiyesi içinde anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki bize devletin yöneticileri eşit muamele yapmıyor.

*Külliye’deki dans ve halk oyunları tartışmasında karşımızdaki gücün olaylara nasıl baktığını görüyoruz. Bizim hiçbir şey yapmamıza gerek yok. 

*Bir gösteri merkezi külliyenin içinde olabilir. Bugün külliye bizim yerleşke dediğimiz alanlar bütününü içeren bir deyim. Cumhurbaşkanı da sarayının olduğu bölgeye külliye diyor. Orası da mı kutsal? Kurşunlu Külliyesi’nin içinde kutsal yer yok mu var. Cami var. Ancak bunları birbirine karıştırmamak lazım. Gösteri salonu olarak kullandığımız binanın arkasında bir bina daha var. Orada da cam işçiliği yapılıyor. O da sanat bu da sanat.

*Ben ne kadar izin verirsem o kadar özgürsünüz mantığıyla hareket ediyorlar. Bir daha izin vermeyeceğiz diyorlar. Siz kimsiniz?

*Biz herkesin görüşünü alırız, katılımcı demokrasiyi uygularız. Ancak o toplulukta başka partilerden vatandaşlar da olsa bunu ciddiye alırız. AKP militanları toplanıyorsa, özellikle de kalabalık olsun diye devlet hastanesinden kadınlar otobüse doldurulup getiriliyorsa bu iş başkadır. 

*Sanata sanatçıya tavır koymak bir rejim meselesidir. Sistem meselesidir. Bu arkadaşların sanattan anladığı farklı maalesef.

*Bu arkadaşların Odunpazarı Belediyesinin adını duyunca tüyleri diken diken oluyor. Çünkü 10 yılda yapamadıklarını yeni yönetim 2 buçuk yılda yapmış. Bundan rahatsızlık duyuyorlar. Ellerinden nelerin gittiğini çok iyi biliyorlar. Artık nasıl kullandılarsa… Bu yüzden bize karşı saldırı kampanyası düzenliyorlar. Ben dirençli bir adamım. Beni yıldıramazlar. Biz gelirken iktidarın bize karşı hangi baskıları yapabileceğini bilerek geldik. Biz sosyal demokratlar daha akıllıyız. Önlemimizi her zaman alırız.

*Ben bunların olaylara bakışını bildiğim için Uluslar arası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni dağıttığı için öğretmene soruşturma açılmasına şaşırmadım.

***Bu çocuk hakları sözleşmesi aynı zamanda bir kanun. Türkiye tarafından 27 Ocak 1995 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış bir kanun. Biz de bunu çocukların anlayabileceği şekilde kitap yapmışız. Burada haklardan bahsediyor, çocukların bilimsel yetişmesinden bahsediyor, özgürlüğünden bahsediyor, çocuklara ailesi dahil kimse şiddet uygulayamaz, istismar edemez diyor. Böyle durumlarda ne yapması gerektiğini öğretiyor çocuklara. Bundan rahatsız oluyorlar. İşte adalet sadece partinin adına yazmakla olmuyor. Adalet vicdanlarda olur.

*Belediyenin geçen dönem okullarda dağıttığı kitap var ‘küçük gezgin’, ‘şehrimi boyuyorum’ kitapları. Bunlarda en az 15 sayfa eski başkan Burhan beyin fotoğrafları var. Bunlara neden izin verildi peki?

*Milli Eğitimde ciddi sorun var. Biz okullara giremiyoruz. Okulların ihtiyaçlarını karşılama konusunda sürekli engelle karşılaşıyoruz. Okul idarecileri bizlere yapmamız gereken işleri söylediği zaman Milli Eğitim buna izin vermiyor. 

Aynı Milli Eğitim neler yapıyor onu anlatacağım:

*Türk Dünyası Vakfıyla birlikte birkaç dernekle yaz kursları açıyorlar. Bunlara izin var. 

*AKP ilçe teşkilatlarının sosyal medya hesaplarına bakın. Okullarda kişisel gelişim dersleri adı altında parti çalışması yapılıyor. AKP’liler parti propagandalarını okullarda yapıyor ancak Çocuk Hakları Sözleşmesi okullarda dağıtılamıyor. Dağıtan öğretmene soruşturma açılıyor.

*Milli eğitim belediyenin bastırdığı kitabı siyaset yapılıyor diye sokmuyor, okullardaki salonlarda sınıflarda AKP’liler parti çalışması yapıyor.

*Bir parti okullarda örgütlenme eğitimi yapamaz. Belediye ile işbirliği yapmayan valilik, milli eğitim, spor il müdürlüğü, müftülük, AKP uzantısı bu derneklerle iş birliği yapamaz. Bunların soruşturulması gerekir. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum.

*Okullarda böyle bir çalışma olamaz. AKP Odunpazarı teşkilatının şunu yaptık demesi suç itirafıdır.

*Sayın Ahmet Ataç’ı mezun olduğu okula sokmayan zihniyet buna izin veriyor.

*Bizim bunları görmeyeceğimizi, takip etmeyeceğimizi sananlara şaşırıyorum. Bu kadar pervasız olunur mu?

*Sayın Vali bütün kamu kurumlarına olduğu gibi Odunpazarı Belediyesi’ne de vedalaşmaya geldi. Uzun süredir bizimle görüşmüyorlardı. Küs gibiydiler. Biz devlet adabını biliriz. Devlette kişisel kavgalar olmaz. Eskişehir’den ayrılmak durumunda olan yöneticimizle görüştük tabii ki. Kişisel sorunumuz olamaz ancak kurumsal anlamda dengeleri bozduğunu söyledim kendisine. Genelde bazı işlerin doğru yapılmadığını söyledik. 

*Vakıflarla maceramız çok. Özel olarak takip ediyorlar sanırım… Gökmeydan Pazar yerimiz boş kullanılmıyor. Güzel bir meydan. Hiçbir işe yaramıyordu. Pazarcılar gelmedi, iyi organize edilmedi boş kaldı. Kullanılmıyor. Sadece otomobil sürmeyi öğreniyorlar bu alanda. Buranın 3 bin metrekare kadarı Odunpazarı Belediyesinin mülkü. Pazar yeri, spor alanı ve cami olmak üzere 3 bölümden oluşuyor.

*Pazar alanı açık spor kompleksine dönüştürelim dedik, çocuklar spor yapsın. Basketbol, voleybol, tenis, mini golf ve çocuklara oyun alanları oluşturduk. 
*Vakıflardan gelen yazıda burayı Pazar yeri olarak verdik diyor. Aksi davranmayı bırakın diye uyarı geldi. Spor yapmayın burada Pazar yeri yapın biz size öyle kiraladık diyorlar. Bakalım gidip görüşeceğiz. İkna etmeye çalışacağız. Hukuksal hakkımızı arayacağız. Bize karşı bakış açısı bu. Fırsatı bulur bulmaz engelleme geliyor.

*Boş bir alanı spor alanına çevirmek istiyoruz ancak izin verilmiyor. Külliyedeki davayı nasıl kazandıysak bunu da kazanırız umarım. 

*Bize karşı durmayan hiçbir kurum kalmadı. Belediyenin yan taraftaki araziyi ESOGÜ kullanıyordu. Üniversite çıktıktan sonra biz kullanacaktık ancak olmadı. Burası hazinenin. Yani valilik olunca işin içinde hemen bir engelleme geliyor. Buradaki boş otopark olarak kullanılan alanda belediyenin araçları duruyordu. Milyonlarca para koymuşuz kamunun malı ama valinin bir gün verdiği talimatla oradaki otoparkı bile kullanamıyoruz. Araçlar sokakta duruyor. Çiziliyor. Olan kamunun malına oluyor. O otopark bomboş duruyor. İşin içinde Odunpazarı Belediyesi olunca mutlaka bir engelleme geliyor.

*AKP kentin yöneticilerine çok büyük baskı yapıyor. Nefes aldırmıyorlar. Devlet partiden yönetiliyor. 

*Bu tip iktidarlar kendi hatalarıyla kaybeder. Mübarek yüzde 70 alıyordu ne oldu, Kaddafi imparatordu ne oldu gitti… Bunlar hoş örnekler değil ama baskıcı rejimlerin sonu kendi hatalarıyla olur. Baskıyı ne kadar yaparlarsa o kadar çabuk giderler. AKP hatalar zincirini örüyor, gidişi yakındır.

*Büyük bölümü Tepebaşında, küçük bölümü Odunpazarı’nda olan Kızılinler için Ahmet ağbi çok uğraştı. Ben de milletvekiliyken elimden geldiğince katkı sundum. Ertuğrul Günay bakandı. Sadece bakanlığın ihaleye çıkmasına kalmıştı iş. 2011-2014 arasında bu iş özellikle yapılmadı. Çünkü bunlar her şeye nemalanmak olarak baktıkları için Tepebaşı Belediyesi’nin nemalanacağını düşünüp yapmadılar. Bu iş başladı ancak Eskişehirliler duymadı. Politikacılar ya bilerek, ya da bilmeyerek duyurulmadı. Belki de Eskişehirli yatırımcıları kaçırmak istediler. 3 ayrı tahsis duyurusu yapıldı. Eskişehirli yatırımcı da isteyebilirdi. Sayın Bakan Nabi Avcı bu işe el koymalı, tahsis duyurusunun ne olduğu konusunda ve bu işlerin niçin sessiz yürütüldüğü konusunda açıklama yapmalıdır.

***Genel başkanımıza Türkiye’nin her yerinden, sayın cumhurbaşkanı tarafından organize edilen bir saldırı söz konusu. Sanki şehitlerin sebebi CHP, sanki PKK ile Apo ile uzlaşan CHP’ymiş gibi algı yaratmaya çalışıyorlar. Millet bunu yemeyecektir. Biz her zaman yapılan yanlışı söyledik. Sonra bunlar da gördü yanlışlarını. Bunun faturasını CHP’ye yüklemek üzere bir çalışma sergileniyor. Ve genel başkanımıza karşı yapılan saldırıyı her yerde protesto ettik. Eskişehir’in belediye başkanları, il başkanı, milletvekili, ilçe başkanlarının en önde yürüdüğü yürüyüşe polis engel oldu. Çekilin dedik, çekilmediler. Bu kitlenin azmi ve direnişi sonrası polis çekildi. Vatandaşın gözünde bizi korkunç göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. TV kanallarının tümünde parayla tutulmuş insanlar CHP’yi eleştiriyor. 15 yıldır iktidarda olan parti yapıyor bunu. Milyonlarca genç işsizse, milyonlarca insan taşeronsa, sendikasızsa, asgari ücrete mahkumsa tek sorumlusu AKP’dir. Ancak yorumcular AKP’yi eleştirmeye cesaret edemiyor. CHP’ye eleştiri getirerek prim topladıklarını kendileri de itiraf ettiler. Biz tüm bu yanlışları protesto etmek için yürüdük ve yürüyeceğiz. Her saldırıda CHP’liler tek vücut, tek yürek olup cevap verecektir!

**Hamamyolu projesi bir kolektif çalışmanın projesidir, öyle olacaktır. Sadece Kazım Kurt veya belediye fen işleri müdürlüğünün çalışması değildir. Sivil toplum bu işin içindedir. Ana yürütücümüz park bahçeler müdürlüğümüz, fen işleri, imar müdürlüğümüz bu işin içindedir. Odunpazarı Kent Konseyi sivil toplumla bu işin en önemli ayağıdır. Hamamyolu esnafı da aynı şekilde bu işin içindedir. Sayın muhtar da içindedir. Odalara da sürekli bilgi verdik ve şöyle bir tablo ortaya çıktı.

*Hamamyolu tekrar cazibe merkezi olsun, bütün Eskişehirliklerin uğramak istedikleri yer olsun, esnaf daha çok kazansın, hamamyolu markalar caddesi olsun. Her şeyden önemlisi turizm çalıştayında katılımcıların da dile getirdiği gibi Hamamyolu Odunpazarı ile birleşsin. Biz birleştireceğiz. Odunpazarı ile Karapınar da birleşecek. Bu konuda iddialıyız. Kent Konseyimizin Hamamyolu çalışma grubuna teşekkür ediyorum. Bu iş için çok çalıştılar araştırdılar. Ankaralı bir mimarlık ofisi aldı projeyi detaylarıyla birlikte en geç temmuz ayında açıklamayı ve Eylül-Ekim gibi kazmayı vurmayı planlıyoruz. Bu gerçekten iddialı bir proje olacak. Hamamyolunun iki yakası birleşecek. Hamamyolunda şuan olmayan pek çok fonksiyon hamamyoluna verilecek. Şuanki mevcut esnafın ticari sıkıntısını en alt düzeye indirmemiz gerekiyor. Seneye Haziran ayında umarım bitireceğiz. Ve bu projenin Türkiye’ye örnek olacağını düşünüyorum. Seneye bu tarihlerde bitirmiş olacağız inşallah.

*Eskişehir bir gençlik kenti. Biz hem kadınları hem çocukları hem gençleri çok önemsiyoruz. Şehir merkezlerinde pek çok park alanı var. Sadece o fonksiyona elverişli çalışmalar yapılıyor. Bu bölgelerde ticari faaliyet yapılamadığı için atıl durumda kalmış yerler var. Boş yerleri değerlendiriyoruz. Mesela Uğur Mumcu Parkı’nı yaptık. Basın Şehitleri Parkı yapıyoruz. Boş duruyordu şimdi orası dikkat çekici bir park olacak. 
*Aksiyon Park da güzel bir proje olacak. Bu projeler parasal kaynakla gerçekleştirilecek şeyler. Kafamızda bir proje var. Yatırımcılarla görüşeceğiz. Burası gençlerin ve çocukların sürekli etkinlik içinde olabileceği bir alan. 100 dönüm. Anfi tiyatro ve kapalı oyun alanlarıyla beraber büyük bir proje hayalimiz var. Onu da hamamyolundan sonra hayata geçirmeyi planlıyoruz. Hamamyolunu bir an önce bitirelim de…

*Daha anlatacak çok şeyimiz var. Tuhaf durumlarla karşı karşıyayız. Birini daha anlatayım: Şuanda bizim maaşını Odunpazarı Belediyesinden alıp valilikte çalışan 7-8 personelimiz var. Bunlar üst düzeyde yönetici. Mühendis, uzman 7 tane geçici görevli 2 buçuk yıldır oradalar. Bu arkadaşlar üst düzey yönetici. Seçimden sonra oraya çekilmiş, maaşları yüksek tabi. Bize iki yılda maliyeti 500 bin TL. Orada çalışıyorlar biz maaşını veriyoruz. Böyle bir sistem içinde biz 12 kişinin maaşını ödüyoruz. Yüzlerini görmedik tanımıyoruz. Bu arkadaşların bize dönmesini istedik sayın vali kabul etmedi dava açtık. Yasa gereği geçici görev 6 ayı geçemez. Bunlar 2 buçuk yıldır orada. Çok ilginç şeylerle uğraşıyoruz. Sadece adalet istiyoruz.
 
Editör: TE Bilişim