KESK Eskişehir Şubeler Platformu bir yıl önce dört bakan ve yakınlarının isimlerinin karıştığı 17 aralık operasyonu ile ilgili eylem yaptı.

Sağlık İl Müdürlüğü önünde bir araya gelen KESK’liler daha sonra Kanatlı AVM önüne kadar yürüdü. Ellerinde ayakkabı kutuları ile yürüyen eylemciler sık sık slogan atarak  hesap soracaklarını dile getirdi.

KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü SES Şube Başkanı Yalçın Mutlu yaptığı açıklamada; AKP iktidarının kamu kaynaklarının kimlere ve nasıl talan ettirildiğini tüm çıplaklığı ile ortaya çıktığı operasyonların üzerini kapatmak için elinden geleni yaptığını öne sürdü.

Yolsuzlukların üzerinin örtülmesi için devlet kurumları, kadroları ve yasalar adeta hallaç pamuğuna çevrildiğini öne süren Mutlu, “Kısa süre önce ‘kargalar güler’ diyerek reddettikleri Cemaat yapılanmasının tasfiyesi adı altında on binlerce polis, yargıç, savcı ve bürokratın yerleri değiştirildi. Yeni atananlar bile birkaç gün sonra görevlerinden alınıp başka yerlere sürüldüler. Suç ve iktidar ortağı Cemaat bir günde darbeci, ‘ne olur daha fazla kendini özletme, ülkene dön’ dedikleri kişi de darbenin şefi ilan edildi.

İddia ettikleri gibi görev yerleri değiştirilen on binlerce kişi darbeci ve illegal örgüt üyesi iseler kendilerinin de bu örgütün yardım yatakçısı olduğu gerçeğini gizlemek için uydurmadıkları kalmadı. Adı geçenlerin tümü AKP tarafından atandı ve en üst görevlere getirildiler. AKP bu kişilerle birlikte demokratları, sendikacıları, muhalif siyasetçileri, avukatları, gazetecileri, öğrencileri cezaevlerine doldurmak için temel hukuk ilkelerini ayaklar altına aldı, basın üzerinden peşinen suçlu ilan etti” diye konuştu.

Çıkar çatışmaları, iktidar paylaşımında kavga başlayınca cemaatin yolsuzlukları, AKP’nin ise cemaatin darbeci olduğunu hatırladığını vurgulayan KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü SES Şube Başkanı Yalçın Mutlu şunları söyledi:

“Devletin ele geçirilmesi ve toplumsal yaşamın siyasal İslam doğrultusunda yeniden dizayn edilmesiydi. Kaynakların menfaatler için çar çur edilmesiydi. Parklarımızda AVM, ormanlarımızda villa, derelerimizde HES yapılmasıydı. Gezi’de ağacına sahip çıkan, özgürlük ve demokrasi isteyenlere gazla, copla, tomayla, kurşunla saldırıydı. Kürt sorununun imha ve inkar temelinde çözümsüzlüğe terk edilmesi, savaştan rant elde edilmesi ve Sri Lanka modeli üzerinden binlerce insanın katledilmesiydi. Tek tip basın, tek tip üniversite, tek tip sendika, tek tip yargı ve sonuç olarak tek tip toplumsal yaşamdı.

Bu düzen yolsuzluk ve çürümüşlük üretiyor. İhale yasalarını buna uygun hale getirmelerinin, yargı kararlarını takmamaları, Sayıştay denetiminden kaçmaları ve sayacağımız onlarca usulsüz işlem bu düzen çarkının dönmesi içindir. Alay edercesine tam da 17 Aralık’tan bir gün önce dosyayı tümüyle kapatsalar da halklarımızın vicdanlarında çoktan mahkûm olmuşlardır. Mücadelemiz ile er ya da geç yargı önüne çıkacaklarından da kuşkumuz yoktur.”

Editör: TE Bilişim