Hükümetin Kıdem Tazminatı ile ilgili çalışmalarını değerlendiren Demiryol İş Sendikası Eskişehir Şubesi yönetim kurulu adına açıklama yapan şube başkanı Ramazan Uysa, kaygılı olduklarını belirtti.

Çalışma hayatını yakından ilgilendiren, kronik sorun haline getirilerek belirli aralıklarla ülke gündemine tekrar getirilen kıdem tazminatı ve bireysel emeklilik sistemi reform diye nitelendirilen yeni yol haritası olarak, yeni ekonomik program (YEP)’ın geçmiş dönemlerdeki açıklanan ekonomik programla içeriği aşağı yukarı aynı olduğunu belirten Demiryol İş Sendikası Eskişehir Şubesi yönetim kurulu adına açıklama yapan şube başkanı Ramazan Uysal şunları söyledi:

“Fakat ambalajının değişmiş hali, bütçe de oluşan açığı kapatmak için yapısal dönüşüm olarak sayın hazine bakanının yaptığı açıklamalarında bu yeni yapıyla 5 yılda fonlarda milli gelirin yüzde 10’unun üstüne çıkacağının öngörüldüğünü vergide dönüşüm yaşanacağını verginin tabana yayılacağını belirtmiştir. Bu ve diğer açıklamalar özellikle Çalışma Hayatında düşük ve orta gelirliler içinde yer alan esnafı, köylüsü, işçisi, memuru ve diğer dar ve sabit gelirliyi sıkıntılara zorlayacağı kaygısını oluşturmaktadır. BES ile entegre emeklilik sisteminin reforme edilmesinin en önemli yapısal reformlardan birini oluşturduğu ‘Tamamlayıcı emeklilik sistemindeki standartlarının korumalar sağlayacağı’ belirmesi toplumu başka bir kaygıya itmiştir.

Çalışanların 30 ila 40 yılın üzerindeki verilen emeğinin karşılığı olarak belirlenen ücretin bir parçası olarak sonradan ödenen, Hak edilmiş ücretin yasa ile belirlenmiş bir haktır. Hali hazırdaki mevcut sistemden geriye gidilmeden bugünün şartlarına göre geliştirilerek mağduriyetlerin giderilmesi, Devlet güvencesi sağlayarak çalışanların kendilerini ailelerini ve çocuklarının gelecekleri için oluşturulan bir hak, bir güvence olarak umutlarını bağlayan 17 Milyon çalışanın ailesiyle birlikte ülkenin yarısı huzursuz yapılmamalı,

Her ekonomik sıkıntıda kıdem tazminatının gündeme getirmek fonlara devredileceğinin belirtilmesi fonların geçmişindeki sicillerinden dolayı, çalışanlar arasında güven söz konusu değildir. Fona devredilecek kıdem tazminatının sosyal yönüyle de değerlendirilerek gerçek amaçlar doğrultusunda şeffaf olarak tartışılması gerek, Bakan tarafından görüşüldüğü belirtilmesine rağmen gerçek taslak mahiyetinde bir şey şu an için gözükmemektedir. Fakat yasa haline getirilmesi eşiğinde taslak bu deyip taşeron işçiler yasası ve mevsimlik işçilerin 12 ay vadinden 9 ay 29 güne çekildiği gibi yine taslak olgunlaşmadan oldu bittiye getirilmek istenmesi kaygısı taşımaktadır.

Devlet sistemde yaşanan aksaklıkları ve mağduriyetleri denetleme, düzenleme ve takip görevini yaparak sistem üzerindeki aksamaları giderebilir, fonların gelecekte oluşturacağı risklere mahal vermeden telafilerinin oluşturulması, çalışanlar tarafından daha makul bulunmaktadır.

Fona devredilecek kıdem tazminatının bir yıllık kıdem karşılığının 30 günlük brüt ücret tutarının aşağıya çekilmesi, sağlık, evlenme, askere gitme durumunda nasıl uygulanacağı, ayrıca kıdem tazminatının miktarı şu anda aylık 8.3 iken fona devredilmesinden sonra düşürülmesi halinde ve son aldığı ücret üzerinden değil fona yatırılan prim miktarının yıllık ortalaması üzerinden tazminat ödenecek olması ihtimali sıkıntılı gözükmekte, iş akitlerinin fesih edilmesinin kolaylaşması, kıdem tazminatı alınamaması zaman içinde eritilmesi kaygısı söz konusudur.

BES (Bireysel Emeklilik) ile entegre kıdem tazminatı fonu oluşturulmak istenmesi başka bir anlamda tamamlayıcı emeklilik sistemi başlığı altında tasarruf amacıyla Sosyal Sigortalar sistemine zorunlu kesintilerle finanse edilmeye çalışılması düşük gelirli ve Asgari ücretli ve dar gelirli nezdinde ayrıca tedirginlik oluşturmaktadır.

Finansal sektörü ve bankacılığın sisteminin güçlendirilmesi amacıyla, verginin tabana yayılmak istenmesi gibi söylemlerle bodrolu çalışanların ek vergi yükünün biraz daha artacağı kaygısını oluşturmaktadır.

 Çalışanlar için yapılacak reform, Çalışma hayatındaki yaşanan ciddi sorun ve sıkıntıların ele alınması, çalışma hayatının kolaylaştırılması, örgütlenmenin önünün açılması, kayıt dışının önlenmesi, kayıt altına alınması, ihale kanununun da düzenleme yapılması, taşeron ve mevsimlik çalışanların haklarının verilmesi, Diğer sosyal haklarının düzenlenmesi, öncelikli olarak iş güvencesinin sağlanması, 4857 sayılı İş Kanunu Madde 25/2 nin keyfi kullanımının önünün kapatma, Çalışma koşullarında değişiklik Madde 22, ve İhbar tazminatı, Süreli fesih Madde 17’nin kötü niyetle yapılan işten çıkartmalar da, Geçersiz sebeple yapılan fesih Madde 21 gibi birçok kanun maddelerinin düzenlenerek fona geçilmesi neticesinde yasal olarak oluşacak boşlukların telafi edilmesi gerekir.

-Kıdem tazminatı gelecek için kazanılmış haktır.

-Kıdem tazminatından hiçbir koşulda mahrum edilmemeli,

-Zor dönemlerin güvencesidir.

-Çalışanın son Kalesi son güvencesidir, hak ediliyor ise tahsil edilmelidir.

-Kıdem tazminatı ödeme insiyatifi tamamen işverene bırakılmaktan çıkarılmalıdır.

Sonuç itibariyle beyan edilen taraflarla görüşülerek ortada gözükmeyen taslağın belirlenmesinde ortak akıl oluşturularak çözümler beklenmekte olup öne sürülen bazı sıkıntı ve mağduriyetlerin giderilmesi istenirken daha geniş kesimlere mağduriyet yaşatılmayacak günün şartlarına ve gelişmelere uygun hale getirilmesi konusunda 1980'den sonra sendikaların elinden alınan kontrol mekanizmasının değerlendirilmesi konusunda çalışanların beklentileri oluşmaktadır.

Önümüzdeki dönemde sonucun sürecin netleşmesi durumunda hakların takip edilip konulara vakıf olmak hepimizin görevi olup, demokratik tahammüller çerçevesinde ortak takibi yapılarak beklentilerimizin karşılanması için çözümden yana muhalif yapıcı fikirler üreterek katkı sağlamamız gerektiği malumdur.

Örgütlü ve organize toplum olarak, Türk-İş'in belirlediği ilkeler doğrultusunda dayanışmamızı sürdürmek zaruri bir hal almıştır.”

Editör: TE Bilişim