Sivil Toplum Kuruluşları tarafından düzenlenen çevre paneli Odunpazarı Belediyesi Yunusemre Kültür ve Sanat Merkezi'nde geniş katılımla gerçekleştirildi.

CHP Milletvekili Orhan Sardal, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Politeknik ve DOSAB Kömürlü Termik Santraline Hayır Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Neriman Usta’nın konuşmacı olarak katıldığı Çevre Paneli'nin modaratörü ise Eskişehir-Bilecik Tabipler Odası Başkanı Dr. Hamit Güçlüer oldu.

Geniş katılımın olduğu panel, DİSK/Sine-Sen, Dev Sağlık İş, Basın İş, Türk İş/ Tez-Koop İş, Tek Gıda İŞ, KESK/Ses, Türk Tabipler Birliği, Halkevleri/ Sendika Org., Çapul Tv ve Çvbir tarafından düzenlendi.

Panelde bir açılış konuşması yapan Eskişehir-Bilecik Tabipler Odası Başkanı Dr. Hamit Güçlüer, katılımcıları tanıtarak yapacakları sunumlar öncesi kısa bilgiler aktardı. Öte yandan sunumda konuşan Politeknik ve DOSAB Kömürlü Termik Santrali'ne Hayır Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Neriman Usta, tek ihtiyacın enerji ihtiyacı olmadığını, bununla birlikte hükümetin sermaye birikimi yapmak olduğunu söyledi.

Planlanan enerji ihtiyacının gerekenden fazla olduğunu ifade eden Usta, şunları söyledi: “Biz mühendisler, planlamamızda yüzde 20 enerjinin yedekleri ile kapasitemizin mutlak olmasını öngörürüz. Çünkü arızalar olabilir. 83 bin megawatt bunun çok çok üstünde. yüzde 47’nin üzerine yüzde 20’yi koyduğunuzda yedeklemesi ile birlikte bize 56 bin megavatlık enerji ihtiyacımızı karşılayacak durumda. Geriye kalan kısmı şu andaki fazlamız. Enerji Bakanlığı bize anlatırken anlatıyor, ‘Bize güvenilir kapasite lazım’ diyor. Ona da baktığımızda yüzde 60- 63’lük bir kapasitemiz var. 83 bin megawattlık kapasite Kasım ayı itibari ile olan kapasitemiz. Hükümetin, Enerji Bakanlığının planına göre de 2020 yılına kadar bu 108 bin, daha sonraki yıllarda ise 120 bin megawatta kadar çıkacak bir plan işletiyorlar. Bu kadar enerjiye ihtiyacımız var mı diye bakıldığında hayır tam tersine olmadığını görüyoruz. Türkiye’de giderek de bir enerji santrali çöplüğüne dönüşmek üzere. Bunu niye yapıyorlar diye baktığımızda, gerek yatırım olması için baktığımızda 9 bin 800 megawatt kapasiteli nükleer santral planlanıyor. Yaklaşık 20-25 milyar yatırımla yapılacak ve geri ödemeleri ile birlikte 160 milyar lirayı bulacak 15-20 yıllık bir projeyi bizim önümüze koyuyorlar. Bir nükleer santralin maliyetinin üç dört katı maliyet olacak. Hepsi bize ödetilecek. 1 milyarlık bir güneş enerji santrali ihale ettiler çalışmasına başlanacak, onda da geriye dönük alım garantisi gibi durumlarıyla 3 milyara yaklaşan maliyetle bizlere sunulduğunu görüyoruz. Termik santrallere bakıldığında aynı sonuçları görüyoruz. Minimum 15 yılda başlayacak bir alım garantisi sistemi uygulanıyor. Küçük santrallerde de böyle büyüklerinde de böyle. Hem fiyat garantisi veriliyor hem de alım garantisi veriliyor. Toplamda 200 milyar doları geçecek bir ödeme yükü ile karşı karşıya kalıyoruz."

Halkın ve bütçe üzerinden garantilenen yatırımların tamamı halkın faturası ile karşılandığını iddia eden Neriman Usta şunları söyledi: “Aslında biz ne kadar kapasitemiz artarsa artsın, enerji ihtiyacımızı fazlasıyla da karşılamış olsak da, arz çok olduğunda talebin fiyatının düşmediği bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü ciddi bir sermaye birikimi, ciddi bir sermaye aktarımı gerçekleştiriliyor. Bu yüzden de bakıyoruz, bu ülkenin en güzide yerleri, şehir merkezlerinin içine santral planlıyorlar. Buradaki ihtiyaç enerji ihtiyacı değil. Buradaki ihtiyaç sermaye birikimi yapmak ve birikimi ile kaynak aktarımı yapmak. Aslında enerji politikasının özeti budur.”

Editör: TE Bilişim