DİSK Emekli Sen Eskişehir Şube Başkanı Suat Başaraner,  “Biz DİSK olarak krizin faturasının işçi sınıfına ve yüzde 99’a kesilmemesi için diğer tüm emek güçleriyle beraber mücadeleyi yükselteceğiz” dedi.

DİSK Emekli Sen Eskişehir Şube Başkanı Suat Başaraner, Türkiye’de yaşanan krizin faturasının işçiye yüklendiğini ifade ederek,  “Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Türkiye’nin ekonomik gelişmesi diye dışarıya sunulan şey işçi sınıfı için bir cehennem yaratmıştır. Bedel ödeyen sadece işçi sınıfı değil. Şirketlerin büyük vurgunlarının bedelleri arasında yağmalanan doğa ve yok edilen tarihsel miras da vardır. Biz DİSK olarak krizin faturasının işçi sınıfına ve yüzde 99’a kesilmemesi için diğer tüm emek güçleriyle beraber mücadeleyi yükselteceğiz” dedi.

TÜRKİYE BORÇLU BİR ÜLKEDİR AMA BU BORÇ İŞÇİSİ SINIFININ BORCU DEĞİLDİR

İşçi taleplerinden bahseden Başaraner şunları söyledi: “En acil talep olarak, başta asgari ücret olmak yüksek enflasyon karşısında eriyen ücretlerin, özellikle de taşeron işçilerin iki yıl için sabitlenen ücretlerinin acilen arttırılmasını istiyoruz.  Özelleştirme ve kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi politikaları sonucu işçi sınıfı açısından lüks haline getirilen eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, elektrik, su, doğalgaz, internet gibi temel sosyal hizmetlerin asgari ihtiyaç ölçüsünde ücretsiz sağlanmasını istiyoruz. Toplu işten çıkarmaların yasaklanmasını istiyoruz. Krizin yaratabileceği işsizlik riskine karşı kamu istihdamı artırılmalıdır. Çok kazanandan çok vergi alınan, asıl olarak karın ve faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmasını istiyoruz. Türkiye küresel ekonomiden pay kapmaya çalışırken içeride milliyetçi söylemler kullanan ahbap-çavuş kapitalizmine dayalı modelden kurtulmalıdır. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin en zengin ailelerinin, partili patronların vergi borçlarını silen kararların iptal edilmesini istiyoruz. Devlet idaresindeki lüks ve gösteriş harcamalarını itibar olarak sunan savurganlığın son bulmasını istiyoruz. Bağımsızlığını tamamen yitiren yargı ve kamuda liyakata dayalı olmayan atamalar ekonomik krizi daha da derinleştirmektedir. Devlet tek bir partinin devleti haline getiren bu uygulamalara son verilmelidir. Türkiye borçlu bir ülkedir ama bu borç işçisi sınıfının borcu değildir. Aksine işçi sınıfı alacaklıdır. Bir borç krizi olarak karşımıza çıkan ekonomik krizin, işsizlik ve yoksullaşma olarak işçi sınıfına fatura edilmesine izin vermeyeceğiz. Borç yüzde 1’in borcudur. Yüzde 99 olarak bu borcu ödemeyeceğiz.”

Editör: TE Bilişim