İnsani Yardım Vakfı (İHH) Eskişehir Yönetim Kurulu Başkanı Musa Karadaş, Mavi Marmara olayının üzerinden geçen 4’üncü yılda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

 

İHH, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisi ve filodaki diğer gemilerin 31 Mayıs 2010 tarihinde dünyanın gözleri önünde, İsrail askerî güçlerinin saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Karadaş, “Birleşmiş Milletler raporunda belirtildiği üzere bu müdahalenin hukuksuz olduğu aşikardır” dedi.

 

KATILMALAYAN SANIKLARLA İLGİLİ KIRMIZI BÜLTEN

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 2 yıl süren soruşturmanın ardından İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını anlatan Karadaş, şunları söyledi: “İsrail ordusunun 4 üst düzey komutanı hakkında açılan davada, her bir mağdur için ayrı ayrı, toplamda binlerce yıla mahkûm edilmek üzere, cezalandırılmaları talep edildi. İsrailli generallere iddianame gönderilerek resmi düzeyde davadan haberdar olmaları ve savunma yapmaları için gerekli diplomatik ve yasal işlemler gerçekleştirilmiş, tüm bildirimlere rağmen duruşmalara katılmayan sanıkların, kaçak kabul edilerek, haklarında yakalama kararları verilmesi ve kırmızı bülten düzenlenmesi beklenmektedir.”

 

 

TARİHE KARA BİR LEKE

 

Karadaş, Mavi Marmara saldırısı nedeniyle yürütülen ulusal ve uluslararası hukuk mücadelesi sürerken İsrail Başbakanı Netenyahu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve Mavi Marmara saldırısı nedeniyle özür dileyerek tazminat ödemeye hazır olduklarını söylediğini öne sürdü. İHH Başkanı Karadaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamuoyunda yer verilen bu davanın devletlerarası bir anlaşma ile sonlandırılacağı ve failler hakkında yeni davaların açılmasının engelleneceği iddiası da tamamen hukuki bilgiden uzak iddialardır. Canlı yayında, tüm dünyanın gözleri önünde yapılan bir katliamın faillerine yönelik bir özel af kanunu çıkarılması, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir kara leke olarak geçecektir. Özel af niteliği taşıyan bir düzenleme yapmak, yargı bağımsızlığı ilkesine ve Anayasaya açık aykırılık teşkil eder.  Türk hukuk tarihine böyle bir kara lekenin sürülmemesi için, ilgilileri, saygıyla, vekaleten, uyarırız.”

Editör: TE Bilişim