EBTO Yönetim Kurulu ve SES Eskişehir Şubesi'nin ortak düzenledikleri basın açıklamasında vardiyalı çalışma sisteminin sağlık emekçilerin kazanımlarına açık bir saldırı olduğu belirtildi.

Normalleşmenin çok erken bir dönemde gündem getirildiğine vurgu yapılan açıklamada; şu ifadelere yer verildi: “Çok erken gündeme getirilen normalleşme tartışmalarıyla beraber yayınlanan kararnameler ile çalışma yaşamına yönelik değişiklikler gündeme getirilmiştir. Bunlardan sağlık emekçilerini doğrudan etkileyen maddeler vardır. Kanımızca ve bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre ülkemizdeki COVİD-19 salgınının bittiğini söylemek mümkün değildir. Günlük 1000 vakanın tespit edildiği ortalama 50 ölümün gerçekleştiği süreçte hiçbir şey olmamış gibi davranmak ne kadar akılcı ve bilimsel bir tutumdur.”

SES Eskişehir Şube Başkanı Birtürk Özkavak ve Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Akif Aladağ’ın gerçekleştirdiği açıklamada, “Normalleşme  süreci adı verilen aşama erken ve gereken adımların titizlikle atılmadan yürütülmesi sağlık emekçilerinin iş yükünü ve riskini artıracaktır.1 Haziran İtibari ile tüm kamu kurumlarının normal mesai ve çalışma düzenine geçmesi özellikle sağlık emekçileri açısından ciddi riskler doğurmaktadır” dendi. Bu doğrultuda EBTO ve SES olarak talep ve önerilerini açıklayan Özkavak ve Aladağ, şunları kaydetti:

“1.Şehir hastanesinde uygulanacağı söylenen vardiya sistemini kabul etmek mümkün değildir. Çalışma yaşamını, iş ortamını, ücretlendirmeyi kökten etkileyebilecek, sağlık emekçilerin gündelik yaşamlarını alt üst edecek, virüs ile teması artıracak, sağlık çalışanlarının daha fazla virüs yüküne maruz kalmalarına yol açacaktır. Üstelik COVİD polikliniğinde görevlendirilen diğer hekimler polikliniklerine dönünce COVİD poliklinik hizmetlerini yürüten hekim ve sağlık çalışanlarının iş yükü daha da artacaktır.

2.İlimizde halen bir hastane COVİD hastanesi olarak belirlenmediği için tüm COVID şüpheli vakalar bütün hastanelere başvurmaya devam edecektir, bu durum virüsün yayılımını hızlandıracaktır. En kısa sürede hastanelerimizden bir tanesi COVİD hastanesi olarak belirlenmeli diğer hastanelerde ciddi ve özenli triaj üniteleri kurularak tüm şüpheli vakalar tek hastanede toplanmasına çalışılmalıdır.

3-ASM’ler ve hastanelerde yığılma olmaması isteniyorsa 15 dakikalık aralıklarla randevular verilmeli ve dönüşümlü çalışma şekli en az 6 ay daha devam etmeli ve salgının gelişimine tabi olarak kademeli olarak geçiş yapılmalıdır. 2.Tüm sağlık emekçilerine düzenli aralıklarla test yapılmalı, test ( + ) çıkan sağlık çalışanı hiçbir hak kaybı yaşamadan 2 testi negatif çıkana kadar ücretli izinli sayılmalıdır. 3.Tüm sağlık birimlerinde KKE temini eksiksiz düzenli sağlanmaya devam edilmelidir.

4. Tıp Fakültesinde en fazla iş yüküne dolayısı ile virüse maruz kalan asistan hekimler ve hemşireler, diğer hastanelerimizde direk COVİD-19’ lu hastalarla muhatap olan hekim ve sağlık çalışanları hak ettikleri ücretleri alamamışlardır. Sağlık Bakanının söz verdiği ek ödemeler ne yazık ki yöneticilerin keyfi tutumu nedeniyle hakkaniyetli olarak dağıtılmamıştır. 1.basamak sağlık çalışanları ise söz konusu bile yapılmamışlardır. Çalışanların ekonomik ve özlük sorunları kalıcı olarak çözülmeli öncelikle temel maaşlar artırılmalı, performans sistemi kaldırılmalıdır. En düşük ücret yoksulluk sınırının üzerinde olmalı tüm ödemler emekliliğe yansıtılmalıdır. Pandemi süresince tüm çalışanlara iki maaş,1 derece verilmelidir. Bunlarla beraber halen pratikte uygulanan ve bakanlıkça vaat edilen Tüm hastane ve birinci basamak sağlık birimlerinde adaletsiz dağıtılan veya hiç dağıtılmayan ek ödeme kalemleri yeniden ve tavandan olacak şekilde düzeltilerek performans ödemelerinde çalışanlar arasında derin uçurumlara neden olan ödemeler düzeltilerek adalet sağlanmalıdır.

BİR SIK BİR GEVŞET

Yöneticiler bir sıkıp/ bir gevşet yöntemi ile toplumun kontrollü olarak (yani sağlık sisteminin karşılayamayacağı bir sağlık yükünün üstüne çıkmadan) bağışıklık kazanmasını düşünüyor olabilirler. Burada kaygının toplumun sağlığından çok ekonomik olduğunu biliyoruz. Eğer kontrollü toplumsal bağışıklık oluşturulmak isteniyorsa bilimsel altyapısı iyi hazırlanmalı ve başta sağlık çalışanları olmak üzere yaygın test yapılarak salgının seyri kontrol altında tutulmalıdır. Hepimiz yorulduk, elbette bir an önce salgın günleri öncesi hayatlarımıza dönmek istiyoruz, ama bunun için henüz erken ve sabırlı olmalıyız. Kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için yaşam kültürümüzde değişiklikler yapmalıyız. Tedbiri elden bırakmadan sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle.

Editör: TE Bilişim