Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası Açık ve Uzaktan Öğrenme Konferansı (IODL 2019), bilim insanlarının uzaktan öğrenme alanındaki çalışmalarını paylaştığı bir platforma olmanın yanında, alandaki uzman konukların ilham verici konuşmalarına da ev sahipliği yapıyor.

Bu kapsamda Athabasca Üniversitesi’nden Prof. Dr. Rory McGreal, Öğrenci Merkezi Salon 2016’da bir konuşma gerçekleştirdi. Prof. Dr. Rory Mcgreal, babasından dinlediği tarihi bir olayın bu konferansı kendisi için önemli hale getirdiğine vurgu yaparak başladığı konuşmasında, “İrlandalı’yım ve aslında Kanada’da bir göçmenim. Babamın çok küçükken anlattığına göre, İrlanda’nın büyük kıtlık yaşadığı ve nüfusunun 8 milyondan 2 milyonun altına indiği dönemde İrlanda’ya tek yardım eden Türkler olmuş. Sultan Abdülmecid 10 bin sterlin göndermek istemiş; ancak İngilizler, Kraliçe Victoria sadece 2 bin sterlin gönderdiği için bunu kabul etmemiş ve bu yüzden Sultan Abdülmecid, bin sterlin ve mısır dolu beş gemi göndermiş insanlara yardım etmek için. Belki de bu yardım olmasaydı, ben burada olmayabilirdim. Burada olmanın nasıl büyük bir keyif olduğunu bu şekilde anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Öğrenme sürecinin klasik yöntemle yakın gelecekte sürdürebilir olmayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Mcgreal, “İstatistiklere göre,2025 yılına geldiğimizde yüksek eğitime kabiliyeti olup erişimi olmayan yüz milyona yakın öğrenci olacak. Her bir üniversitesinin 30 bin öğrenciden oluştuğunu varsayarsak tüm bu öğrencilere eğitim sunmak için haftada 4 yeni üniversite kurmamız gerekiyor. Bu nedenle öğrenmeyi insanlara aktarmanın yeni yollarını bulmak zorundayız. 21. yüzyıl eğitimcileri için temel soru, bütün bu öğrenenlere eğitimi nasıl sunacağımız sorusudur” dedi.

“Öğrenme ve eğitim en büyük ekonomik etkinliktir”

Eğitim ve öğrenmenin en büyük ekonomik etkinlik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mcgreal, bilginin en temel ekonomik unsur olduğunu belirttiği konuşmasında, ekonomilere yön veren ve ekonomik faaliyetleri şekillendiren en önemli öğenin ‘bilgi’ olduğunu vurguladı. Toplumların günümüzde bilgiye dayalı ekonomik faaliyetler içerisinde olduğunu ve yakın gelecekte de en büyük ekonomik faaliyetin öğrenme ve eğitim olacağını ifade eden Prof. Dr. Rory Mcgreal şunları söyledi:

“Bilgi her zaman için ekonominin temeli olmuştur. Bizler aldığımız her üründe, plastiği veya küçük elektronik parçaları satın almayız. Aslında içindeki tüm materyal 50 cent tutarında olan bir elektronik cihazın fiyatı, içindeki bilgi sayesinde muazzam düzeylere çıkabilir. Tarım, sanayi ve internet dönemlerinden geçtik ve artık yapay zekanın olduğu 4’üncü aşamadayız. Toplumdaki ekonomik güdüler artık üretim ve ulaşım olmaktan çıktı. İletişim ve bilişim bunların yerini aldı. Ekonominin yapısındaki bu temel değişim, bilgi baytları temelinde yükselmektedir. Bir bilgisayara baktığımızda ses, veri ve görüntü aldığımızı düşünürüz; ancak aslında elimizde olan tek şey baytlar ve bu baytların nasıl düzenlendiğidir. Modern ekonomideki temel güdüleyici, baytların nasıl düzenlendiğidir. Dünyanın en büyük şirketlerine bakacak olursanız herhangi bir şey üretmediklerini görürsünüz. Sadece enformasyona şekil vererek dünya ekonomisine yön veriyorlar. Bu şirketler, petrol, tüketici ürünleri veya elektronik ürünler temelinde üretim yapan şirketlerden çok daha büyükler ve gerçek manada hiçbir şey üretmiyorlar, sadece baytları düzenliyorlar. Bizler eğitimciyiz ve aslında bizim yaptığımız işte bu. Yer altındaki petrolü, mühendisler, işin ehli insanlar olmadan yüzeye çıkaramazsınız; ancak yer altında kütle halinde bulunan petrolü bilgi kullanarak dönüştürebilirseniz bir değer ifade eder. Yani buradaki değer bilgiden geliyor. Bilgi ekonomisinde artık kuramsal olarak değil, gerçek manada bulunuyoruz.”

“Klasik eğitim modelinde ısrar etmek mantıklı değil”

Açık ve uzaktan eğitim modelinin klasik eğitim modelinden daha verimli ve daha iyi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Rory Mcgreal, 19. yüzyıl şartlarında yaşamayı tercih eden toplumlarının gösterdiği yaklaşımı eğitim konusunda düşünen insanlar olduğunu ve eğitimin sadece sınıf ortamında gerçekleşebileceğini savunan bu tutumunun sürdürülebilir ve verimli olmadığını ifade ettiği konuşmasında, “Günümüzde, uzaktan eğitim geleneksel eğitimden sonra ikinci sırada gelen eğitim şekli değildir. Uzaktan eğitim geleneksel eğitimden çok daha iyi bir eğitim yöntemidir. Eğer çevrimiçi değilseniz ve sadece bir sınıfta oturuyorsanız aslında eğitim görmüyorsunuz demektir. Modern bir eğitim değildir yaptığınız. Sadece sınıfta oturuyor ve interneti kullanmıyorsanız bir eğitim görüyorsunuz diyemeyiz. Kanada, Avrupa ve çok azı hariç Amerika’da çevrimiçi bir öğesi olmayan tek bir ders dahi bulmanız çok zordur. Önceleri, uzaktan eğitim hakkında herkes burnunu kıvırarak konuşuyordu; ancak artık açık ve uzaktan eğitimin nasıl yapıldığını öğrenmek için insanlar yarış halinde. İnsanların ellerinde tek bir kopya varken bir sınıfa toplanıp eğitim gerçekleştirmesi anlaşılabilir; ancak herhangi bir pedagojik sebepten ortaya çıkmayan, pratik engellerden dolayı ortaya çıkan bu yöntemi ısrar etmek mantıklı değil” dedi.

Editör: TE Bilişim