DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova, “Bizim için artık seçim kavgası bitmiştir, ekmek ve vatan kavgası başlamıştır” dedi.

İstanbul seçimlerinin sona ermesinin ardından artık hükümetin ülkenin asıl sorunlarına odaklanması gerektiğine dikkat çeken DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova, şunları söyledi: “İstanbul seçim sonuçları şunu açıkça göstermiştir ki, hukuk kuralları ihlal edilip, demokrasi yok sayılarak; zorlama bir yaklaşımla, milletimizin hassasiyetleri göz ardı edilerek muvaffak olunması mümkün değildir. Millet iradesi sizden yana tecelli etmişse meşru, etmemişse makbul değildir yaklaşımı asla hukuki ve hakkaniyetli değildir, millet nezdinde de karşılık bulmamıştır. Seçim sürecinde iktidarın yaptığı bütün yanlışlar siyasi tarihimize not edilmiş ve kendi içlerinde de bu hataların ağır bir faturası olacaktır. Bizim için artık seçim kavgası bitmiştir, ekmek ve vatan kavgası başlamıştır. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ve buna bağlı olarak dış politika konuları, yani ekonomik, askeri ve siyasi yaptırım tehditleri, bizleri zor günlerin beklediğinin habercisidir.”

15 Temmuz’un 3’üncü yılında, dış tehdit unsurlarının, içerideki işbirlikçileri ile Türkiye’ye yine hain tuzaklar kurmasının muhtemel olduğuna dikkat çeken Tambova,  “Büyük devlet olmanın en ağır bedeli budur ve bu tuzakları bozacak olanlar da bizleriz” dedi. Rusya’dan alınan S-400 füzelerinin, NATO ve dolayısıyla ABD ile ilişkilerde bir sorun yaratacağının muhakkak olduğunu dile getiren Tambova, şöyle konuştu: “Ancak NATO geçmişte de Sn Bülent Ecevit’in de vurguladığı gibi, bize dost yüzünü pek fazla göstermemiştir. 1978 yılında Sn Ecevit, ABD ambargosuna karşı yapmış olduğu tarihi açıklamada bunu çok diplomatik bir şekilde, kendine has nezaketi ve bir o kadar da vurgulu cümleleriyle ifade etmektedir. ‘Kendimizi değişen gerçekliklere ve durumlara uyarlamak zorundayız’ der. Doğrusu siyasi tarihimize bakıldığında, olayların sistematik bir şekilde tekerrür ettiği görülmektedir. Burada unutulmaması gereken en önemli husus, her devletin kendi çıkarını korumak zorunda olduğudur. Dolayısıyla dost ve müttefik tabiri, siyasi dilin diplomatik olarak kullanılmasından başka bir şey değildir. Tabii ki, Kuzey Atlantik Paktı ülkemiz için bağlayıcı kararlar içermektedir. Ancak, Türkiye bağımsız bir ülkedir ve sınır güvenliğini korumak adına ter türlü tedbiri almalıdır.”

“İçinde bulunulan coğrafya ve sürekli bir savaş iklimi dolayısıyla, hava savunma sistemimizi güçlendirmek önceliklerimiz arasındadır” diye konuşan Dilara Tambova, sözlerini şöyle Buradaki en büyük tehlike, iktidar partisinin dış politikada günü birlik kararlar alması ve sağduyudan uzak davranmasıdır. Diplomatik olarak atılan bir adımın, ülke menfaati ve sınır güvenliği gözetilerek değil, iç politika malzemesi yapılmak üzere atılmasıdır. Unutmamalıdır ki! Realiteden uzak popülist davranışlar dış politikada felakete neden olabilir. Bunu yakın tarihimizdeki Suriye örneğinde yaşadık. DSP olarak bu süreci dikkatle takip edecek, gerektiği yerde uyarılarımızı yapıp, gerektiğinde de ülke menfaati adına desteğimizi vereceğiz.

Editör: TE Bilişim