Gezi Davası yargılama sonucunda sanıklar hakkında beraat kararı veren hakimler hakkında HSK tarafında soruşturma açılmasını, Eskişehir Baro Başkanlığı ‘siyasal iktidarın tüm yargı camiasına açık bir gözdağı’ olarak yorumladı.

Eskişehir Baro Başkanlığı’nınko8nuyla ilgili yazılı açıklaması aynen şöyle:

“Kamuoyunda Gezi Davası olarak bilinen yargılama sonucunda, sanıklar hakkında beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri hakkında HSK tarafından soruşturma açıldığını öğrenmiş bulunmaktayız. Davada yargılanan sanıkların kişilik özelliklerinden ve suçlamalardan ari olarak, beraat kararı verilmesi akabinde mahkeme hakimleri hakkında soruşturma açılması tüm yargı camiasına siyasal iktidarın açık bir gözdağıdır. Anayasanın 138. Maddesinde düzenlenen yargı bağımsızlığı ilkesinin ve hakim teminatının açık ihlalidir. Anayasamızın 138. Maddesine göre;

 “ MADDE 138.  Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”

Beraat kararı veren hakimler hakkında daha önce benzerlerine de rastladığımız şekilde mahkeme hakimlerinin görev yerlerinin değiştirilmesi, tayin ve bu olayda olduğu gibi mahkeme üyeleri hakkında soruşturma açılması gibi tasarruflar ve bu tasarrufların siyasal iktidarın telkin ve yönlendirmesi ile yapılıyor olduğuna dair kamuoyunda oluşan haklı algı, adalete güvenin iyice azaldığı son dönemlerde ülkemizde maalesef yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesinin, hakim teminatının rafa kaldırıldığını, hukukun evrensel değerlerinin, adil yargılanma hakkının, kişi hak ve hürriyetlerinin siyasal iktidarın tercihlerine göre şekilleneceğini ve yine en önemlisi artık her hakimin vereceği kararda başına bir iş gelmemesi için siyasal iktidarın tercihlerini göz önüne alarak hareket etmesine neden olacağından  bu durum artık ülkemizde kimsenin hukuk güvenliğinin kalmadığı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.

Bu tür uygulamalardan derhal vazgeçilmesini, yargının siyasal iktidarların emrinde bir organ olarak görülmemesini ve yargının anayasamızın 138. maddesi hükümlerine göre bağımsız bırakılması gerektiğini kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız."

Editör: TE Bilişim