Haber: Tuğba KOÇAL

Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanlığı devir teslim töreni gerçekleştirildi. Düzenlenen toplantıya, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Balıkesir Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, UCLG- MEW A Genel Sekreteri Mehmet Duman, 8. Dönem Kent Konseyleri Birliği Başkanı Necati Binici ve Türkiye’nin çeşitli çehirlerinden kent konseyi başkanları katıldı.

Türkiye Kent Konseyleri Birliği 9. Dönem Başkanlığı, Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Necati Binici tarafından Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy’a devredildi.

GURUR VE HEYECANLA

Açılış konuşmasını yapan ve katılımcıları selamlayan Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, “Anadolu’nun dört bir yanında gelen ve tüm dertleri kentleri olan güzel yürekli insanlar, sizleri Anadolu’nun bozkırında bir vaha olan Eskişehir’imizde ağırlamaktan büyük onur ve gurur duyuyoruz. Birlik dönem başkanlığını milli mücadelemizin gazi şehri olan Gaziantep ilimizden, milli mücadelemizde bir milletin makus tarihinin yenildiği topraklar olan Eskişehir’imize devredilmesinin bizler için ayrı bir heyecan ve gurur kaynağı olduğunu belirtmek isterim” diye konuştu.  

Türkiye Kent Konseyleri Birliği 8. Dönem Başkanı Necati Binici ise, konuşmasında Eskişehir’de gerçekleştirdikleri protokol ziyaretlerindeki misafirperverlik nedeniyle teşekkür ederek, “Bize harika bir ev sahipliği yapıyorsunuz. Eskişehir’de olmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

Binici, kent konseylerinin önemine değinerek, şöyle konuştu: “2017 yılı itibariyle ülkemizde 111 bin 238 faal dernek bulunmaktadır. Bu sayının yüzde 34,6’sını mesleki dernekler oluşturuyor. Hak ve savunuculuk konusunda hizmet sağlayan derneklerin oranı maalesef yüzde 1,4. Bakanlar Kurulu kararında, katılımcı ve karar alma süreçlerin uygulanması yani STK ve kamu işbirliği açısından en iyi örnek Kent Konseyleri olarak belirtilmiş. Türkiye’nin dört bir yanından buraya gelen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Birliğin bugün devrini yapacağımız Eskişehir Kent Konseyi’nin bu başarılarımızı daha da yukarılara çıkaracağından endişem yok. Hep birlikteyiz. Bir değil, biziz. Başkan kim olursa olsun tüm kent konseyi başkanları elinden gelen desteği veriyor, vermeye devam edecek.”

“ESKİŞEHİR’E HER GELDİĞİMDE DEĞİŞİMİ GÖRÜYORUM”

Balıkesir Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da konuşmasında Eskişehir’den övgü ile söz etti. Yılmaz, “Ben Eskişehir’de olmaktan çok memnunum. Başkanım, ben de Eskişehir’de okudum. 1994- 1999 yılları arasında Eskişehir’deydim. Eskişehir’e her geldiğimde değişimi görüyorum. Bu değişimin Büyükşehir Belediye Başkanının eşliğinde Türkiye’ye örnek olduğunu görmekten çok memnum. Eskişehir Türkiye’ye örnek bir şehir olarak devam ediyor” dedi.

“Kent Konseyleri bir şehir için en önemli alandır” diyen Yılmaz, “Bir belediye başkanı olarak kent konseyi ile birlikte çalışmaktan aldığım zevki her birimden alırken duymuyorum. Kent konseyleri çok özel yapılar. Bir belediye başkanının önemli proaktif ekibi. Sizin adınıza düşünen, siyasetsiz her şeyi değerlendiren, özveri ile çalışan ekipler. Öğretmenler öğrencilerin önüne çoktan seçmeli sorular koyar ya kent konseylerinin belediye başkanları, valiler, şehir yöneticilerinin önüne çoktan seçmeli soruları koyup, ‘bakın biz size böyle sorular hazırladık, siz doğru olanı bulun. Bizim değerlendirmemiz budur, toplumdan olumlu yanıt almak için doğru yanıtı bulun’ demesidir” ifadelerini kullandı.

BÜYÜKERŞEN’DEN ÖVGÜ İLE SÖZ ETTİ

Eski Aile ve Politikalar Bakanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Bugün Eskişehir’de olmaktan, Eskişehir’in ev sahipliğinde bu güzel organizasyonda olmaktan çok mutluyum. Bugün devir teslim töreninde dönem başkanlığını Eskişehir’e teslim ediyoruz. Biliyoruz ki hocamız, yerel yönetimde hakikaten çok büyük başarısı olan değerli başkanımız, bu şehirdeki anlayışı ile kent konseyini de daha yukarıya götürecektir” diye konuştu.

“SİZLER YÖNETİCİLER İÇİN BÜYÜK BİR AVANTAJSINIZ”

“Salona baktığımda Anadolu’nun rengini, sesini, zenginliğini, Anadolu medeniyetinin çokluk içinde nasıl bir geçmişe sahip olduğunu görüyorum” diyen Şahin, “Dünya nereye gidiyor buna bakmak lazım. Dünya kent konseyleri bakışının özümsenmesine gidiyor. Yemek yemek, su içmek gibi düşüncelerimizi paylaşmak ve bir ahenk, bir uzlaşı çıkarmak gerekiyor. Yaşam kalitesini, vatandaş memnuniyetini arttıracak şekilde bunu rehber yapmalıyız. Sizler yöneticiler için büyük bir avantajsınız. Bilimin ışığında, çok sesliliğin ışığında çok ciddi bir çalışma ve gayret gerçekleştiriyorsunuz. Yöneticilerin bu sesi iyi dinlemesi lazım. Bu sesi dinleyerek icraatlarına yansıtması lazım” dedi.

“ÇEVREYİ GÖZETEN, TOPRAĞI, HAVAYI, SUYU KORUYAN BİR BAKIŞ OLMALI”

“Kalkınma artık yerelde başlıyor. Demokrasi yerelde başlıyor” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya sürdürülebilir kalkınmayı konuşuyor. İnsanı merkeze alan bir kalkınma modeline dünyanın ihtiyacı var. Çevreyi gözeten, toprağı, havayı, suyu koruyan bir bakışın artık olması gerekiyor. Bu kavramların en büyük uygulayıcısı şehirlerdir. Bizim medeniyetimiz bunu öyle güzel anlatmış ki. ‘Şehir insanın, insan şehrin aynasıdır’ cümlesi öyle güzel özetliyor ki. Yahya Kemal, bir şehri tasvir ederken bir şehri, bir vatanı tasvir ederken, ‘iklimi, insanı ve mimarisi arasında bir ahenk varsa orada mutluluk vardır, orada millet oluşur, vatan oluşur’ diyor. Fatih Sultan Mehmet Han da şehirleri imar ederken işin sonunda gönülleri fethetmek gerektiğini, gönüllere dokunmak gerektiğini, toplumsal barışı, huzuru hedeflemek gerektiğini söylüyor. Yüzyıllar önce bize yol haritası çizmişler. Biz işin başındaki kişiler olarak aldığımız ilham ile nasıl bir yol gideceğimizi net şekilde görüyoruz.”

Kent konseylerinin belediyeler için öneminden söz eden Şahin, şunları söyledi: “Kent konseyinin katılımcılığını, hesap verebilirliğini, saydamlığını ve zenginliğini çok iyi kullanmamız gerekiyor. Belediye başkanlığı çok olağanüstü bir tecrübe istiyor. Belediye başkanlığı şehrin yaşam kalitesinden, şehir ekonomisine, ülkelerin koyduğu hedeflere ulaşmak için aslında en büyük yöntem. Dünyanın 10. ekonomisi olacağız diye hedefimiz var. Yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi 3 büyük şehri kalkındırarak bu mümkün değil. Anadolu’nun toptan kalkınması üzerine hepimizin zenginliğini ortaya koyması gerekiyor. Artık 1970’li yılların belediyeciliği bitmiştir. Artık insanı merkeze alan, sosyal belediyecilik güçlenen bir değer. Bu da kültürel belediyeciliği öne çıkarmıştır. Artık kimlikli şehirlerden söz ediyoruz. Eskişehir’in nasıl bir kimlikli şehir olduğunu, gazi şehrin 5 antik kentiyle nasıl başka bir şey söylediğini çok iyi görmek gerekiyor. Şehrin bize verdiği gücü çok iyi kullanmamız, ama beraberinde şehrin güçlerini yönetecek ve bunu fırsata dönüştürecek tedbirler almamız gerekiyor.

Katılımcılığı sağlamalıyız. En kolay hesabı seçilmişler veriyor. Çünkü sandık var. Sandıkta millet neyi yapmadığınızı size söylüyor. Çocuklarımızın iyi karne alması için nasıl ebeveyn olarak günlük çalışmalarını sağlıyorsak, kent konseyinden gelen sesi baştan dinler, yol haritası olarak görürsek, karneden yani sandıktan korkacak bir şey yok. Çünkü halk her şeyi çok net şekilde görüyor. Artık eğitim meselesini Milli Eğitim Bakanlığına, sağlığı Sağlık Bakanlığına havale etme lüksümüz yok. Her birimizin çok büyük sosyal sorumluluğu var. O yüzden kent konseylerinin güçlenmesini canı gönülden istiyorum. Ülkemizin demokratikleşme çıtasının yükselmesi için bunu istiyorum. Ülkenin daha hızlı kalkınması, hedeflerine daha hızlı ulaşması için istiyorum. Demokrasiyi özümsemek için istiyorum.”

BELEDİYELER YASASI DEĞİŞMELİ

Daha sonra söz alan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de konuşmasında belediyeler yasasındaki eksiklerden söz etti. Büyükerşen, “Yerel yönetimlerde belediyeler mevzuatı ve belediyecilik yapısında kimsenin göremediği sıkıntılar var. Ben her şeye rağmen ümit varım. Çünkü haber alıyoruz ki hükümetiniz yeni bir belediyeler yasası hazırlıyor. Yerel yönetimlerin bu yasa içerisinde yeni baştan ele alınması gerekiyor. Yerel seçimlerde seçmen sandığa gittiğinde yaşadığınız mahallenin bulunduğu ilçe belediye başkanı için oy atıyor. Arkasından o ilçe belediyesinin belediye meclis üyeleri için de oy atıyor. Bir de Büyükşehir Belediye Başkanı için oy atıyor. Ama seçmen, o Büyükşehir Belediye Meclisi için oy vermiyor. İlçe belediyelerin meclis üyeleri bir karar alıyor ama aldıkları kararların çok büyük bölümü yürürlüğe giremiyor. Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edilemiyor. Bunda bir çarpıklık var. Belediyeler yasası değişecekse bu meclis yapıları da değişmeli” diye konuştu.  

Büyükerşen ayrıca, Büyükşehir Belediye Meclislerinde siyasetçilerin dışında;  kent konseyi, şehir plancıları, muhtarlar gibi temsilcilerin de yer alması gerektiğini dile getirdi.

DARISI SİYASETÇİLERİN BAŞINA!

Kent Konseylerinin önemine de değinen Büyükerşen, “Kent konseyleri fevkalade önemli kuruluşlar. Ama Türkiye’de çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabilmek, batı dünyasının bir parçası olabilmek için yıllardır uğraşan bir ülkenin mensupları olarak eksiğimiz, yanlışlarımız, düzeltilmesi gereken pek çok konu var. Benim tespit ettiğim tüm çarpıklıklara rağmen çok güzel fikirler üretiyor ve çok da centilmence çalışmalar yaptığınızı takdirle karşılıyorum. Size özendiğim bir taraf da gayet centilmence, birer sene arayla dönemsel olarak başkanlığı devrediyorsunuz. Darısı siyasetçilerin başına” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim