AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, TBMM’de Hazine ve Maliye Bakanlığı Bütçesi üzerine AK Parti Grubu adına konuştu.

Günay, konuşmasında şu satırlara yer verdi: “Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine AK Parti grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve yüce divanı saygıyla selamlıyorum. Dünyada son 10 yıldır, toplam 12 trilyon dolarlık mali kurtarma paketleri,  finansal ve ekonomik krizler, sert bir resesyon, ardından uzun durgunluk ve zayıf toparlanma döneminden sonra, 2019'a girerken dünya ve Türkiye ekonomisine bir göz atalım.

Avrupa ekonomisindeki ivme kaybı, sıkılaşan finansal koşullar, BREXIT sürecine ilişkin belirsizlik, dış ticarette artan korumacılık, Amerika-Çin arasındaki ticari gerilim ve hatta ticaret savaşları, jeopolitik riskler ve artan belirsizlikler ihracatı ve yatırımları olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi tüm dünyada baskılamaktadır. Ekonomik büyüme ve küresel ticarette gerileme yaşanmaktadır. 2017 yılında %.3.7 olan küresel büyümenin 2018 ve 2019 yılında da yine aynı düzeyde kalması beklenmektedir. Dünya ticaretinin büyüme hızının 2017'de %5.2'den 2018 de %4'e düştükten sonra bu eğilimi koruyarak, 2019'da %3,4'e gerilemesini bekleniyor.

Küresel ticarette tüm bu risklere karşın Türkiye, ihracatta cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmaya hazırlanıyor. Küresel ticaret daralırken, Türkiye'nin 2018 yılı ihracat başarısında en etkili faktörlerden biri Hükümetimizin destekleridir.

İhracat desteklerinin 3 milyar liraya çıkarılması, Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin desteklenmesi, E-ticaret sitelerine üyelik desteği, Yeşil pasaport, Eximbank'ın sermayesinin artması, KGF'nin firmalarımıza sağladığı finansman ve istihdama yönelik destekler bunlardan bazılarıdır.

İhracatta öncelikler ve stratejiler değiştirilmiş, pazar çeşitliliği artırılmış, mevcut pazarlarda derinleşme faaliyetleri gerçekleştirilmiş, inovasyon ve Ar-Ge’ye önem verilmiştir.

Bugün artık, dış ticaret ve cari denge konusunda son aşamaya gelinmiş ve teknoloji yoğun üretime ve ihracatına yönelik tüm destekler hayata geçirilmektedir.

‘Sanayide teknolojik dönüşüm ve teknoloji yoğun bir üretim modeli’ sanayi politikamızın öncelikleri arasındadır. 2015-2018 Türkiye Sanayi Stratejisi’nin vizyonu “Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde Afro-Avrasya’nın tasarım ve üretim üssü olmak” olarak belirlenmiştir. İnsan olarak hepimiz olumlu gelişmelere hemen alışmakta ve bazen yaşanmışlıkları çabuk unutmaktayız.

Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire ve bütçe açığının milli gelire oranı hem AB ve gelişmiş ülkeler hem de Maastricht kriterinin çok altındadır. 2002 yılında %72 olan ülkemizin Avrupa Birliği Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku'nun GSYH'ye oranı, 2018 yılı ilk çeyrek sonu itibarıyla %28.4 seviyesine gerilemiştir. Bu oran, AB ortalaması için %81.5’dur. Genel devlet açığının GSYH’ye oranının 2018 yılında %2,4 olması beklenmekte, 2019 yılında ise %1,6 olmasını hedeflenmektedir. Bu oranlar %3 olan Maastricht Kriterinin altında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarına kıyasla oldukça düşük düzeydedir.

Yeni Ekonomi Programında da mali disiplin ekonomi politikasının temel çıpası olarak belirlenmiştir. Bunun sonucunda, yerel seçimlerin olduğu bir senede hala faiz dışı fazla veren bir bütçe hazırlanmaktadır. Bir de bu kapasiteye, kayıt dışı ekonomi potansiyelinin eklendiğini düşünün. Kayıt dışı ekonomi ile verilen mücadele sonucu GSYH’ye oranı 2002 yılında %32,4 iken %26’a düşmüştür. Terör ile mücadele için harcanan yaklaşık 700 milyar doların alternatif maliyetini hiç hesapladınız mı?

Bu potansiyelin mevcut kapasiteye eklediğini düşündüğümüz zaman ulaşacağımız noktayı hepimiz hayal edebiliriz. Mevcut GSYH’mızın yaklaşık iki katı... Bu coğrafyada başka hangi ülke, hem içeride hem de dışarıda çok boyutlu ve eşzamanlı bir mücadele veriyor? askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel mücadele... Hiç düşündünüz mü? Eğer AK Parti iktidarlarının son 16 senede ekonomik ve finansal yapılanma üzerine aldığı, tüm dünya tarafından takdirle karşılanan tedbirler olmasaydı, bugün, şu anda biz nasıl bir Türkiye’yi konuşacaktık? Bunu vicdanlarınıza ve takdirlerinize bırakıyorum... Yeni Ekonomi Programında ortaya konulan dengelenme sürecinin en temel destekleyicisi olan 2019 Yılı Bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler, yüce meclisimizi saygı ile selamlarım.”

Editör: TE Bilişim