Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ES TV’de Murat Taşkın ve Cihan Yıldırım’ın canlı yayın programı Soruyoruz’da önemli açıklamalarda bulundu.

Son 1 aydır kent gündemini meşgul eden Alpu Termik Santrali, projesini şiddetle eleştirerek; “Eskişehir’in ve Eskişehirlilerin aleyhine olacak her türlü girişimin karşısındayım, böylesi akıl dışı projeleri istemiyoruz, son derece yanlış bir iş yapılmaya çalışılıyor” dedi. Termik santralin ne olduğunu açıklayarak sözlerine başlayan Büyükerşen, “Kömürü yakıyorsunuz sonra çıka su ile su buharı elde ediliyor bu jeneratörlere aktarılıyor ve elektrik elde ediliyor” diye konuştu. Büyükerşen şunları söyledi: “Doğanın mahvolması sonucunda, nükleer santrallere karşı çıkışlar yükseldi. Sonra bunların kapatılması kararı alındı, gerek nükleer, gerek termik santrallerinden elektrik enerjisi elde etmemek için Paris sözleşmesi imzalandı, güneş ve rüzgarın gücü ile elektrik enerjisi elde edilmesi dünyanın gündemindeyken burada termik santral yapılması konuşuluyor.”

Alpu’nun Eskişehir’e çok yakın olduğunu belirten Başkan Büyükerşen, “Alpu Eskişehir’e uzak sanılıyor ama öyle değil, organize sanayiye 19 kilometre şehir hastanesine 27 kilometre porsuk yatağına 9 kilometre uzaklığında” şeklinde konuştu. Burada 422 futbol sahası büyüklüğünde bir alana da kül depolanacağına dikkat çeken Büyükerşen santralin zararlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Beyazaltın köyü lületaşı madeninin çıkarıldığı yer, termik santral kurulunca lületaşına veda edin. Burası köylülere fabrika olarak tanıtılıyor işçi alınacak vb. söylemlerle köylülerin buna karşı çıkması engelleniyor, muhtar köylüleri ikna etmiş durumda. ÇED raporu alelacele alınmış, Eskişehir’in bir yılda yaktığı kömürü 2 günde yakacak ve bunu sürekli yapacak, kömürün yanması sonucunda ortaya çıka küller arazilere tarlalara ürünlere ulaşacak tarım ciddi zararlar görecek, bu bitkileri hayvanlar yiyor hayvanlar hastalanıyor, hayvanları insanlar yiyor ve zincirleme olarak hastalıklara neden oluyor. Kanser vakaları artıyor. Su çok önemli bir boyutu, santrali soğutmak için su kullanılacak, su barajlardan getirilmeli, su kullanıldı peki nereye atılacak Porsuk’a. Bu sular da yeterli gelmeyecek bu defa suyu Porsuk’tan alacaklar, suyumuz zaten az. Çıkan küle ne oluyor, bilim insanları bu küllerin 100 kilometreye kadar yayılabildiğini söylüyor. Buradaki kömür de kalorisi en düşük en kalitesiz kömür,

Toprak koruma kanunu ile buranın koruma altına alındığını ifade eden Büyükerşen, “Buradaki tarım alanlarının hiçbir suretle tarım alanı dışında kullanılamayacağı yazıyor, bununla mücadele edilmesi lazım” dedi.

Büyükerşen bu konuda kamuoyu yaratılması gerektiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradan tüm vekillerimize sesleniyorum tüm odalara ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum buna karşı durulması gerekiyor. Burası mücavir alan sınırı içinde ama bizde görüş alınmadı, ÇED raporu içi görüş alınması lazım, muhtar işe gireceksiniz demiş alelacele çıkarılmış bir rapor. Ben bu şehrin kirletilmesini porsuğun kirlenmesini tüm tarım ürünlerinin kirletilmesini istemiyorum, doğal enerji kaynakları dururken termik santral yapılmasına karşıyız. Dışarıdan elektrik satın almaya da gerek yok, deniz rüzgâr, güneş var, doğal kaynaklarımıza milli servet olarak bakmalıyız. Kyoto sözleşmesi ve Paris İklim Anlaşmalarına imza koymuş bir ülkeyiz, bunlara aykırıdır bu proje, el birliği ile doğal enerji kaynaklarına ulaşmamız gelecek nesillere bozulmamış bir çevre bırakmamız lazım. Süperkent Projesi’nde şehir her şeyi kendi üretiyordu şehir, keşke beğendim demeseydim çünkü yapılmadı sonra. Bu kömürün çıkarılmasına santral kurumasına vereceği zararlara karşı milyarlarca lira harcanıyor bu paralar yerli tarımı, hayvancılığı geliştirmeye harcanmalı.”

URAYSİM HAKKINDA

URAYSİM hakkındaki soruya da yanıt veren Büyükerşen, şuları söyledi: "URAYSİM akıllı ve uygulanabilir bir proje değildir, çünkü bizde üretim yok, siz bunlar yapılmış gibi buları test edecek bir merkez kuruyorsunuz, kim gelecek, kaç kişi istihdam edilecek, çok ciddi bir proje hazırlanması lazım, hızlı tren hikayesi yılan hikayesine döndü arabada olduğu gibi. Türkiye isterse füze de yapar, önemli olan bunların ekonomisidir, Ben verimli bulmuyorum. Kore’de, Hindistan’da başka ülkelerde bunların merkezleri var zaten kendi ürettiklerini burada test ediyorlar. Avrupa’dakiler gelip testleri burada mı yapacak?

Editör: TE Bilişim