Günümüzün münafıkları

Abone Ol

İşin içine "Saray" girdiyse başına ne geleceği belli olmaz. Dün de böyleydi bu günde...

Osmanlı döneminde devlet kademesinde yükselmek için kelleyi koltuğa almak gerekirdi. Padişahın sadrazamlara, vezirlere ve daha başka devlet ileri gelenlerini hatta alt kademede olanları yüceltmek ve ödüllendirmek için, değerli kumaş ya da kürkten yapılmış bir kaftan hediye ederlerdi. Daha doğrusu giydirirlerdi. Mavi renkli bu kaftana Hil’at (Hilat) deniyor.

Kademesine göre bu kaftan bazen mücevher ve değerli taşlarla da bezenmiş olabiliyordu. Hil'at vermek, hükümdarların hâkimiyet haklarından biriydi. Padişahların, vazifesi başındaki kimselere ihsan olmak üzere hil'at verdikleri de olurdu. Kazanılan büyük zaferler, dinî bayramlar, düğünler, bu gibi ihsanlar için bir vesile sayılırdı. Hil’at herkesin gözü önünde törensi bir şekilde giydirilirdi.

Gelgelelim özellikle sadrazam ve vezirlerle diğer zevat, hil’at verileceğini duyunca oldukça tedirgin olurlardı. Çünkü giydirilecek hil’atın bir de siyah renkli olanı vardı. Osmanlı'da hakkında ölüm emri verilen bir yetkiliye siyah kaftan yani hil’at diktirilip giydirilirdi. Bu, kapı dibinde celladın beklediği anlamına gelirdi.

Tarihçilere göre ilk defa siyah hil’at giydiren padişah Yavuz Sultan Selim’dir. Selim, veziri Koca Mustafa Paşa’nın Şehzade Ahmet adına çalıştığını öğrenince ona divan toplantısına bir siyah hil’at giydirtmiş cellatlar veziriazamı oracıkta boğarak idam etmişlerdi.

Bir başka siyah kaftan hikayesi II.Beyazıt zamanında..

Fatih’in oğlu II. Beyazıt padişahlığını kutlamak için Edirne’de verdiği ziyafet sofrasına tüm devlet erkânını davet etmişti. Cem Sultan yanlısı olduğunu sandığı Veziri Azam Gedik Ahmet Paşa da sofradaydı. Beyazıt davetlilere beyaz hil’atlar dağıtırken sıra Gedik Ahmet Paşa’ya geldiğinde etrafındakilere sorar;

-Küfranı nimet edenin cezası nedir? (Allah’ın ihsan ettiği nimetleri bilmemek ve hürmetsizlikte bulunmak)

Vezirler hep bir ağızdan cevap verir;

-Ölümdür…

II.Beyazıt parmağını Gedik Ahmet Paşa’ya uzatır ;

-İşte ol münafık budur..!

Gedik Ahmet Paşa’ya siyah hil’at getirilir, giydirilip cellata teslim edilir.

Artık 21. yüzyıldayız kaftan giydirilmiyor. Çağa uygun değil. Daha modern yönetmelerimiz var. Şimdi vezirler yani bakanlar görevden af isteyebiliyor muhaliflere de “İşte ol münafık budur” diyerek kayyum gönderiyorlar.