Kirit, “Saygıdeğer basın emekçileri, başta sizlerin olmak üzere tüm işçilerimizin yüce değeri olan emeklerine duyduğumuz saygımızı vurgulayarak, uluslararası birlik, dayanışma, özgürlük ve hak arama günü olan 1 Mayıs’ı bütün içtenliğimizle kutluyoruz.

İşçilerin, hak ettiklerini kazanabilmeleri için tek yol örgütlenmedir.! Ülkede iktidarın açıklamalarına bakıldığında asgari ücrete zam , emekli aylıklarına zam ve EYT konularının kapılarının kapatıldığı bir yoksullaşma döneminden geçiyoruz.. Milletin yoksulluğunu ve zam taleplerini reddeden bir siyasi iradeyle karşı karşıyayız. Emeğin ürettiği tüm değerlerin bir avuç azınlığa servis edildiği, İşçilerin en temel hak, özgürlük ve eşitlik taleplerinin görmezden gelindiği, Taşeronlaştırmanın ve güvensizleştirmenin temel istihdam politikası haline getirilerek yaygınlaştırıldığı, İşsizliğin olağan, yoksulluğun ise kader haline getirildiği, Barınmadan ulaşıma eğitimden sağlığa kadar tüm kamusal hizmetlerin piyasanın hizmetine bırakıldığı, Her gün 4 ila 7 işçinin iş cinayetlerine kurban verildiği, Ucuz istihdam stratejisi gereği kadın ve çocuk emeğinin tercih edildiği, Haber alma haklarımızın engellendiği, yasaklandığı, sansür edildiği, özgür medya çalışanlarının tutuklandığı, Evrensel hukuk ilkelerinin hiçe sayıldığı, Hakkın, hukukun, umudun gaz fişekleri ve toma araçları ile bastırılmaya çalışıldığı, Sendikal hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, gasp edildiği, her türlü fiili mücadele ve direnişin bastırılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz…

Biliyoruz ki bu süreçte asıl hedeflenen, işçi sınıfı ve emekçi kesimlerin vermiş olduğu demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin engellenmesi, birlik ve dayanışma ruhunun zayıflatılmasıdır. Son dönemde Türkiye, uzun süredir olmadığı kadar işçi eylemlerine sahne olmuştur. Emek Çalışmaları Topluluğu'nun verilerine göre Ocak - Şubat 2022 tarihleri arasında Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde toplam 108 grev kaydedildi, bunlardan dördü kamuda, 104’ü ise özel sektörde yaşandı. Çalışma, tamamına yakını fiili olan grevlerin 54’ünün tümüyle işçilerin inisiyatifiyle, 26’sının ise bağımsız sendikaların desteğiyle gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Türkiye de "Senede ortalama 97 fiili grev olurken, bu sayıya 2022 yılında bir buçuk ayda ulaşılmıştır." İşçi eylemlerinin artması ekonomik krizin görünürlüğünü ve yoksullaşmanın çok derin ve tablonun vahim olduğunu gösterilen direnişler ortaya koymuştur.

Bu şekilde Türkiye'nin 27 AB ülkesindeki çocuk yoksulluğunun yüzde 59'una tek başına sahip olduğu, Bugün 0-17 yaş arası yoksullukta Türkiye yüzde 25,3 ile İsrail'i geride bırakarak ilk sıradadır,,, Maalesef ki bu verilere ait yoksul çocukların tamamına yakını ise işçi çocuklarıdır.. Sermaye'ye hizmet eden AKP İktidarı toplumsal düzenlerinde bir şey kutlamak istiyorsa da bu şampiyonluğu kutlasın... Sosyal bağlarından koparılmış halde günde 18 saati bulan mesailerle çalışan, ücretlerinden başka hiçbir aracı olmayan işçiler, temel haklarından mahrum bırakıldıklarını ve günden güne değersizleştirildiklerini şiddetli bir şekilde hissediyor.  Yaşanan eylemler ve direnişlerin ortaya çıkardığı tek gerçek Kazananlar, Mücadele Edenlerdir.

Tüm işçilerimize ama özellikle özel sektör işçilerine buradan seslenmek istiyoruz. Gelişmiş, üreten ve müreffeh bir Türkiye için, üretimden daha fazla pay almak, daha güvenilir iş yerlerinde çalışmak, meslek hastalıklarından korunmak, alın terinizin karşılığını almak için birleşin ve örgütlenin. Türkiye işçi sınıfı siyasal eylemini bu olgunluğa eriştirmezse, hiçbir bildirideki veya hiçbir ekonomik mücadeledeki ekonomik taleplerini gerçekleştiremez, gerçekleştirse bile ilk fırsatta sözde "demokratik burjuvazi" tarafından bunlar kolayca elinden alınacaktır. Dolayısıyla işçi sınıfının ilk işi Türk demokrasisinin içinde yer alarak siyasal bilinç ve eylemini bu siyasal görev için örgütlenmeyle geliştirmek, her eyleminde ve 1 Mayıs'ta bu demokratik mücadelesini göstermektir.

İşçi ve emek üzerinden ideoloji üreten değil, işçiyi ve emekçiyi anlayan bir iktidar olmak istiyoruz. Bu nedenle tam Vatandaşlarımızı daha iyi bir Türkiye yolunda hep beraber çalışmaya davet ediyorum. Saygılarımla.”

Editör: Mustafa YILDIRIM