Eskişehir Barosu genel kurul süreci başladı. Pazar günü seçimlerin olacağı genel kurulun açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Mustafa Elagöz, hukuksuzluğun olağan hale geldiği çok zor bir dönemde Baro Başkanı olarak görev yaptığını kaydetti.

Görevde olduklar  süre boyunca hiçbir hukuksuzluğa karşı sessiz kalmadıklarını belirten Elagöz, “2018 genel kurulu sonrası Baro Başkanlığı görevine seçildikten sonra meydana gelen sağlık sorunlarım, pandemi şartları ve çoklu baro uygulamasına karşı mücadele ve 6 aydır yapamadığımız Baro genel kurulu ve organ seçimleri, ülkemizde hemen hemen hergün yaşanan hukuksuzluklarla mücadele ile geçen iki buçuk yılın sonunda  bugün yine bir genel kurul da karşınızdayım.

Şans mı deyim, kader mi deyim, kısmet mi deyim ne diyeyim bilemiyorum ama , hukuksuzluğun olağan hale geldiği çok zor bir dönemde Baro Başkanı olarak görev yapmak da bize nasip oldu. Umarım önümüzdeki dönemde bugünleri de aramayız.

Görevde olduğumuz süre boyunca hiçbir hukuksuzluğa karşı sessiz kalmadık. Eskişehir Barosu olarak her toplumsal davanın içerisinde yer alarak Eskişehir Barosunun misyonuna sahip çıktık. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, kent ve çevreye zararlı olduğunu düşündüğümüz her türlü hukuksuz girişimin karşısında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.

Meslektaş dayanışmasına önem verdik. Gücümüzü meslektaşlarımızdan aldık. Her zaman inandık ki ; avukatlar, hangi görüş ve düşünceden olursa olsun söz konusu meslekleri ve hukuksuzluklar olunca  bir olmasını, birlikte olunmasını, birlikte ve top yekün mücadele içinde olunmasına inanan kişilerdir dedik. Buna inandık ve bu konuda da yanılmadık. Bunun en somut örneğini çoklu baro ucubesinin gündeme gelmesiylegördük ve yaşadık.Baro başkanları olarak verdiğimiz mücadelede tüm meslektaşlarımız bizimle birlikteydi. Yaptığımız haklı ve meşru mücadelede desteklerinden dolayı Eskişehir Barosuna bağlı tüm avukat meslektaşlarıma genel kurul huzurunda bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Biz avukatız.Her türlü tahakküm odaklarına karşı özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumasını bilen kişileriz. Bu nedenle kimseden sus payı istemiyoruz.Ricada bulunmuyoruz.Hak talep ediyoruz. Hak verilmez alınır diyoruz. Kuş, konduğu dalın kırılmasından korkmaz. Çünkü güvendiği dal değil, kendi kanatlarıdır.Biz avukatların kolu kanadıhukuka ve adalete olan inancımız ve meslek örgütümüz  Barolardır. Baroların örgütlü gücüdür.  Örgütlü ve donanımlı bir güç her zaman hakkını aramasını bilir. Biz buna inanıyoruz.

Görev süremiz içerisinde meslek ve meslektaş odaklı bir yönetim anlayışını kendimize şiar edindik. Bu kapsamda;

  • Adliye içindeki kalem faaliyetlerimizi ve diğer birimlerimizi bazı sebeplerden dolayı fiilen kullanamadığımız  Barohizmet binasına taşıyarak, barohizmet binamızı aktif hale getirdik.
  • Adliye içerisinde baromuzun kullanımına ait tüm mekanları yeniden tefriş ederek meslektaşlarımızın fiziki kullanım alanlarının iyileştirilmesini sağladık.
  • Cep telefonları için aplikasyon programı yaptırarak meslektaşlarımızın birbirleriyle iletişimini kolaylaştırdık.
  • Baro hizmet binamızın atıl olan üst katını Baro Bistro isimli restoran haline getirerek meslektaşlarımızın kullanımına sunduk.
  • 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kullanımı muallak hale getirilen çarşı merkezindeki adliye yanında bulunan avukat otoparkının tekrar meslektaşlarımız tarafından kullanımını sağladık.
  • Adliye içerisinde bulunan baro kaleminin hizmet binasına taşınmasından sonra kalem olarak kullanılan geniş bir alanı başkanlık makamı olarak tefrişini gerçekleştirerek baromuza yakışır bir makam odası haline getirdik.
  • Gerek adli yardım ve gerekse CMK sisteminde şeffaf bir uygulamanın olduğunun denetlenmesi adına  sistem kontrolünü meslektaşlarımızın incelemesine açtık.
  • Baro ofis projesini hayata geçirerek ofis açma imkanı olmayan meslektaşlarımızın kullanımına sunduk.
  • Pandemi sürecinde uzaktan meslek içi eğitimlerin devamı sağladık.
  • Baro kütüphanesinin düzenlenerek tüm arşivin bilgisayar sistemine kaydını yapıp meslektaşların kullanıma hazır hale getirdik.
  • Lexpera mevzuat, içtihat programının gerek adliye ve gerekse baro hizmet binamızda meslektaşların ücretsiz kullanımına açtık
  • Arabuluculuk, uzlaştırmacılık, temel bilirkişilik , aktüerya eğitimi gibi 20 den fazla sertifikalı eğitim programını gerçekleştirdik.
  • Sempozyum, konferans ve panel şeklinde olmak üzere 24 adet meslek içi eğitim programını hayata geçirdik.
  • Mart 2020 ayından bugüne aradan geçen bir yılı aşkın bir sürede  fiziki eğitimlerin yapılamadığı dikkate alındığında yukarıda sayısı belirtilen meslek içi eğitimleri 1.5 yılda gerçekleştirdik.

  • 2018 yılında aday olduğumuzda meslektaşlarımıza taahhüt ettiğimiz tüm projelerimizi ve hatta taahhüt etmediğimiz başkaca projeleri de hayata geçirdik. Sadece taahhüdümüz olan kooperatif kurulumu işini yapamadık. Onunda sebebi ülkenin ekonomik şartlarıdır.

  • Görev süremiz içerisinde hizmet, temsil ve hukukun üstünlüğü adına tüm görevlerimizi birbiri ile paralel yürüttük.

  • Mesleki mücadelemizde ; Avukatlık mesleğinin tekel hakkında bulunan hukuki konularla ilgili Hasar Danışmanlık Şirketleri adı altında örgütlenen ve mesleğimize ciddi zararlar veren yapı ya karşı mücadelede  Türkiye’ye ön ayak olduk. Bu şirketlere karşı Ticaret Mahkemesinde açtığımız davaları da kazanarak yeni bir süreç başlattık ve Tüm barolara örnek olduk. Yine bu çabalarımızla tüm baroların bu yapıya karşı etkin mücadele etmesini sağladık. Konuya ilişkin yasa çıkartılmasına da Eskişehir Barosu  en büyük katkıyı sağlamıştır. Bu yapıya karşı etkin mücadelemiz bundan sonra da kesintisiz devam edecektir.

  • Yine Anadolu Üniversite tarafından, avukatların tekel hakkına aykırılık teşkil edecek şekilde kurulan bir merkezin  dava yolu ile iptalini sağladık.

  • Eskişehir Barosu olarak ilk kez sermayesi 250.000,00 TL ve üzeri Anonim Şirketlerin Avukatlık sözleşmesi yapması zorunluluğuna uymayan 108 tane Anonim Şirketin her birine 156.000,00 TL idari para cezası kesilmesini sağlayarak bu şirketlerin Avukatlık sözleşmesi ile Avukat bulundurmasını sağlayarak meslektaşlarımızın haklarını savunduk.

  • Meslektaşlarımızın adliye içinde ve dışında karşılaştığı her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa  karşı yanlarında olarak bağlı oldukları Eskişehir Barosunun gücünü hissetmelerini sağladık.

  • Çoklu Baro sistemiyle, mesleğimize vurulmak istenen prangaya  karşı, meslektaşlarımızdan da aldığımız güçle tarafımıza yapılan tüm müdahalelere rağmen direncimiz kırılmadan günlerce hukuk mücadelesi verdik. Yılmadık, pes etmedik, mesleğimizin onuru için sokaklarda yatmamız gerekti, yattık. Yine olsun yine aynı mücadeleyi yapacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın.  Biz mesleğimizin ve meslektaşlarımızın hakkını kimseye yedirmeyeceğiz. Biz hukukçuyuz ve hukuka karşı yapılan her eylemin karşısında dimdik duracağız.

  • Yine ülkemizde yaşanan her türlü hukuksuzluğa karşı vakit kaybetmeksizin gerekli refleksleri gösterdik.Tavrımızı ve duruşumuzu hiçbir makam, mevkii ve siyasi güçten çekinmeksizin ortaya koyduk.

  • Baromuz nezdinde Kadın Hakları Merkezimizi kurarak kadınlarımızın her daim yanlarında olduğumuzu ortaya koyduk. Meslektaşlarımızın bu merkezde görevler almasını sağlayarak hem meslektaşlarımıza mali desteğin, hem de kadınlarımıza hukuki desteğin verilmesini sağladık.Tüm meslektaşlarımızı da Kadın Hakları merkezimizde görev almaya davet ediyorum.

  • Ayrımcılıkla mücadele Komisyonumuzun kurulumunu gerçekleştirerek ülkemizde ayrımcı yaklaşımla mücadelenin önünü açtık.

  • 2012 yılından bu yana aktif olan Avukat hakları Merkezimiz aracılığıyla, mesleğini icrada sorun yaşayan meslektaşlarımızın derhal yanında olarak Avukatlarımıza onların yalnız olmadığını gösterdik. Yeni dönemde Avukat Hakları Merkezimizi yeniden yapılandırılarak daha etkin ve daha güçlü bir merkez olmasını da sağlayacağız. Her bir avukatımız bu merkezin doğal üyesidir. Tüm meslektaşlarımızın bu merkezde görev alması bizleri daha da güçlü kılacaktır.

  • Baro mali yapısını önemli bir seviyeye ulaştırdık.

  • Popilist politikalardan uzak duran bir yönetim anlayışıyla, rasyonel ve somut projelerle tüm meslektaşlarımızın yanında olduk.

  • Güçlü Baro/ Güçlü Avukat diyerek çıktığımız bu yolda, bizlere destek olan ve her zaman yanımızda olduklarını hissettiren meslektaşlarımıza , bizlere gösterdikleri teveccühten dolayı bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli konuklar, kıymetli meslektaşlarım;

Ülkemizde maalesef çok ciddi hukuk ve adalet sorunuyla karşı karşıyayız. Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, adil yargılanma hakkını, temel hak ve özgürlükleri önemsemeyen, hukuka değer atfetmeyen bir düzende adalet beklemek hayaldir. Ülkemizde hukuk devleti sorunu,yargı bağımsızlığı sorunu çözülmeden ülkemizdeki adalet sistemini istenilen seviyeye getirmek de mümkün değildir. Bu bir anlayış sorunudur. Yaşadığımız bu sorunlar yurttaşımızı doğrudan etkilediği gibi, biz avukatların da mesleklerini icra ederken çok ciddi bir dirençle karşılaşmasına da sebebiyet vermektedir. Avukatlar olarak içinde yaşadığımız sorunlar bir sistem sorunudur ve ülkemizdeki tanımladığımız hukuktanımaz  düzenden kaynaklanmaktadır.

Yıllardır çözüm bekleyen mesleki sorunlarımız çözülmediği gibi, hergeçen gün üzerine yeni sorunlar üretilmektedir. Bu bakış açısıyla çözülmesi de mümkün değildir.  Temel sorunları göremeyenlerin ürettiği çözüm yöntemleri de sadece günü kurtarmaktan öteye gitmemektedir.

Ülkemizde son 20 yılda 13.000’in üzerinde kanun değişikliği yapılmıştır. Bu korkunç tabloda ,hukuk sitemi, içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bu değişikliklerle biz avukatlar artık dava açarken bile nereye açacağımızı tartışır hale geldik.

Eskiden Adliye binalarımız vardı. Şimdi Adalet Saraylarımız var. Adaleti saraylarda arar olduk. Ancak  saraylarda adalet olmaz ve olmuyor . Gelinen noktada Adalet Saraylarımızda adil kararlar alamıyoruz. Bizler saraylar değil, adaletin gerçek anlamda tecelli ettiği binalar istiyoruz. 

Denetlenmeyen, hesap vermeyen, yaptırıma tabi tutulmayan  bir sistem, hukuksuzluğu doğuran başlıca sebeptir.

Biz avukatlar ve onların meslek örgütü barolar, her türlü hukuksuzluğa karşı tarafız. Bizlerin mücadelesi siyasi bir mücadele değil, hukuksuz uygulamalara karşı bir duruştur. Bu duruş yurttaşın hak ve hukukunun korunmasını sağlamaya yönelik bir duruştur. Kimse bizim bu tavrımızdan rahatsız olmasın. Unutulmasın ki ;Adalet, bir gün herkese lazım olacaktır.

1924 yılında kurucu liderimiz, ebedi başkomutanımız , ışığımız ve yol göstericimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul olunamaz” diyerek yargı bağımsızlığının önemine vurgu yapmıştır.

Kişi hak ve hürriyetlerinin korunması ancak ve ancak yargının bağımsızlığı ile sağlanabilir. Yargının bağımsızlığını savunmak sözde değil öz de olmalıdır. Başta yönetenlerin yargı bağımsızlığına saygı duyması gereklidir. Bugün ülkemizde yargı bağımsızlığının bu kadar gündemde olmasının sebebi yargının maalesef bağımlı hale getirilmesi ve ısrarla getirilmek istenmesidir. Yargının bağımsız olmasını istemeyen yönetenler karşısında, bu bağımsızlığı korumak zorunda olanlar ve bununla asıl mücadele etmesi gerekenlerhakimlerin ta kendisidir. Siz yargıçsınız, yargılama makamısınız. Hiçbir güç size emir ve talimat verememeli.  Buradan Hakimlerimize de sesleniyorum. Cübbenizin onurunu koruyun! Sizden beklenen hukuka bağlı kalmanızdır. Hukuka bağlı kaldığınız sürece hiçbir güç sizi bağımlı hale getiremez. Tayin edilmekten ve tenzili rütbe almaktan bu kadar korkmayın! Korkuyorsanız da o cübbeleri giymeyin. Vicdanlarınızla yürütmenin baskısı altında ezilmeyin. Dik durun!

Söyleyecek çok sözümüz var , ancak anlayana.

Ülkemizde adalete olan güvenin yeniden tesis edildiği günleri hep birlikte görmek dileğiyle Genel Kurulun Baromuza hayırlı olmasını diler, desteklerinizden dolayı hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.”