Bilimin ve teknolojik  gelişmelerin  hızlı bir şekilde hayatımıza girmesi, dijitalleşmenin yaşamın her alanına nüfuz etmesi beraberinde konforlu bir yaşamı da getirdi biz insanoğluna . Akıllı telefonlar, otomobil tasarımında gelinen  son nokta, saatte  500 km hızla gidebilen trenler,  robotlar,  yapay zekalar ve daha neler neler...

          İletişimin, ulaşımın ve  insana dair daha birçok şeyin kolaylaşması da bu sürecin beraberinde getirdikleri olmakta. Hayat kolaylaştıkça   yaşamsal konfor  gelmekte. Ya da konforlu yaşam kolay yaşamı getirmekte.  Birçok işi sizin yerinize yapan bir makinanın  olması hayatımızı kolaylaştırdığı gibi yaşam konforunu da beraberinde getirmiştir.

          Memleketimin insanları!

          Şimdi;

          Günümüzde adını sıklıkla duyduğumuz ve ilerleyen süreçte  daha da çok duyacağımız,  yapay zekaların  yani robotların varlığından bahsedelim.  Misal hepimizin elinde ki cep telefonları. Akıllı telefon diyoruz bunlara. Şimdilik hükmümüz altında ki  bu telefonlar aslında yapay zekanın tezahürüdür. İşin aslı ,  gün boyu bir yapay zekayla beraberiz. Şimdi  akıllı olan bu telefonlar gün gelir de akıl tutulması yaşar , biz insanoğlunu hükmü altına alırsa  lütfen şaşırmayalım.

         

          İnsanoğlu, teknolojiyi  hiçbir sınıra tabi olmadan böylesi pervasızca  kullandıkça modernleştiğini sanmaktadır. Aslında  durum hiç de öyle değildir. Git gide ilkel bir forma girdiğimizi  görmüyoruz. Çünkü bu gelişmeler   bize sunduğu rahatlıkla zihnimizin derinleşmesine  mani olmakta . Dolayısıyla da daha az düşünen, tembel ve bir o kadar da ilkel bir insan modeli ortaya çıkmaktadır.

          Meselenin özüne bakıldığında;  insanoğlu modernleştiğini sanarken, aslında ilkelleştiğini maalesef görmez,  göremez...

         

          Bana kalırsa  bu süreçte amaçlanan, az düşünen  ya da daha doğru bir tabirle az düşünebilen   insan tipini yaygınlaştırmaktır. Bize teknoloji adı altında konfor verilir. Karşılığında daraltılmış zihinler alınır. Belki size fantastik gelebilir ama ben  bu hususta ki nihai hedefin belirli bir zümrenin dünyayı tahakküm altına almak istemesi olarak görüyorum.