Günümüzde evrende yaşayan canlıların ‘hakları’ giderek hem artıyor hem de daha da önem arz ediyor.

İnsan hakkı, kadın, çocuk hakkı, doğa, çevre hakkı, hayvan hakkı…

Doğa ve çevre insanların yıllardır yaptıkları, kömürlü termik santralları, savaşlar, kimyasal atıklar, ormanların yakılarak veya rant uğruna kesilerek katliam yapılması, denizlerin kirletilmesine karşı giderek küresel değişikliklerle, afet gibi olaylarla yanıt veriyor.

Bilesiniz ki, okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan, hakkını aramayan sürü psikolojisi içinde yaşayan insanlar; haklarını koruyamadıkları gibi, ‘insan hakları’na da düşman olanlardır.

Kasım ayını Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle kadınların ‘hak ve istemleri’ni dile getirdikleri eylemler ile bitirdik.

Aralık ayında da ‘İnsan Hakları “Günü” haftası var.

Evrensel Gazetesi yazarı Hüsnü Öndül, bir yazısında; insan haklarının kaynağının hayat olduğunu ve hayat da statik değil dinamikliğinden söz ediyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin TMMOB Demokrasi Kurultayı(1998)”nda ele alınan İnsan Hakları değerlendirilmesine şöyle göz atalım:

“Tarihten öğrendiğimiz ilk insan hakları düzeni Sümerler’dedir. İşçi, usta, işveren ilişkisini düzenleyen yazılı tabletler bunun böyle olduğunu gösteriyor. Biçimi ne olursa olsun egemenliklere karşı, bu egemenliklerin şiddet, baskı ve sömürüsüne karşı bireysel ya da toplu direnişler, başka bir deyişle insan hakları mücadelesi de tarih boyunca kesintisiz devam etmiştir. Spartaküs, Romalı köle tacirlerine, Prometheus, mitolojik çağın tanrılarından ateşi çalarak tiranlığa karsı insanca başkaldırarak bu mücadelenin sembolü olmuşlardır.

Yakın çağın bireysel haklarla ilgili en önemli yazılı belgesi 1215 tarihli MAGNA CARTA (Yüce Ferman’dır). Kanunsuz tutuklamaları, mala el konmasını, keyfi vergi alınmasını yasaklamıştır. Yine İngiltere’de anayasal düzenin temelini atan 1689 tarihli Yargı Güvenceleri (Bill of Rights) parlamento ve vatandaş haklarını belirlemiştir.

Thomas Jefferson tarafından 1776’da yazılan on üç İngiliz sömürgesinin Amerikan Bağımsızlık Beyannamesi (Virginia Haklar Bildirgesi) ise eşitliği, politik özgürlükleri, hükümet edenlerin sorumluluklarını düzenlemiştir. Bu beyanname, hükümetlerin halkın refahı için var olduğunu, güçlerini halktan aldıklarını belirtir."

Kurultayda; Yaşam Hakkı, İşkenceyi Önleme, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Özel Yaşama İlişkin Haklar, Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü hakkı, Adil Yargılanma Hakkı, Sanık hakkı, Vatandaşlık Hakkı, Toplanma Özgürlüğü Hakkı, Örgütlenme Hakları, Seyahat Özgürlüğü Hakkı, Haberleşme özgürlüğü, vicdan itirazcıları, Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar, Kadın Hakları, Çocuk Hakları, “Temel Kişi Hak ve Özgürlüklerini Güvence altına alan Uluslararası Belgelere göre hakların tanımları” başlığı altında irdelenmiş.

10 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni kabul ve ilan etmiştir. Bildiri (deklarasyon), dünyanın her yerinde, her sosyal ve siyasal düzende insanların deklarasyonda yer alan insan haklarına ve özgürlüklerine sahip olduğuna vurgu yapar. Bu haklar ve özgürlükler vardır ve her yerde her zaman herkes için geçerlidir. Bildiri bir giriş ve 30 maddeden oluşmaktadır. Bildiri’de medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar bir bütün olarak yer alır. Bildiri’nin,  birkaç istisna ile 1-18 maddeleri medeni, 19-21 maddeleri siyasi, 22-26 maddeleri ekonomik ve sosyal ve 27-28 maddeleri kültürel hakları içermektedir. Bildiride medeni ve siyasi hak olarak 50, ekonomik, sosyal ve kültürel hak olarak da 27 olmak üzere toplam 77 hakkı…

Günümüzde en temel insan hakkı olan yaşama hakkı başta olmak üzere, kadın erkek eşitliği, ifade özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetler, ihlâl edilebilmektedir.

Bir ülkede gerçek demokrasi ve barış olmadan, insanca bir hayat olamayacağı da açıktır.

“İnsan hakları, insan olmanın kazandırdığı haklardır; başkası tarafından verilen bir söze ya da teminata bağlı olarak ya da satın alarak elde ettiğimiz haklar değillerdir. İnsan hakları, insan olmamızın ve insan onurumuzun doğal bir sonucudur” diyen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün “İnsan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğüdür, onurlu, eşit ve özgür yaşamaktır” insan hakları ile ilgili tümcesini hatırlatarak Uluslararası Af Örgütü'nün seçtiği İnsan Hakları ilgili tümcelerden bir kaçını paylaşmak istiyorum:

“İnsan haklarını inkâr etmek, insanlığa meydan okumaktır” Nelson Mandela

“Bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalete tehdittir”- Martin Luther King

 “Barış ancak insan haklarına saygı gösterildiği, insanların doyduğu ve kişiler ile ulusların özgür olduğu yerlerde devamlı olabilir”14. Dalay Lama

“Birbirimize karşı değil, birbirimize doğru döndüğümüzde, çeşitliliğimizin değerini anladığımızda daha güçlü oluruz. Ve birlikte adaletsizliğin kalın duvarlarını yıkabiliriz”- Cynthia McKinney

“Merkezinde, üzerinde, temelinde ve içinde kadınların olmadığı bir siyasi mücadele, mücadele değildir.”- Arundhati Roy,

“Hatırlayalım: Bir kitap, bir kalem, bir çocuk ve bir öğretmen dünyayı değiştirebilir.”- Malala Yousafzai

“Adalet ve insan haklarına saygı olmadan barış olmaz.”- Irene Khan,