ESOGÜ’de 4 kişinin öldürüldüğü o katliamın ardından, Doç. Dr. Ayşe Aypay çok önemli iddialarda bulundu, onun yaşananlar hakkında anlattıkları hepimizi şoke etti. Aypay, katil zanlısı ile ilgili şikayette bulunduklarını ancak YÖK ve Rektörlüğün katil zanlısı hakkında işlem yapmadığını anlattı ve kameralar önünde YÖK ve Rekötürlük hakkında suç duyurusunda bulundu. Önce Aypay’ın isyan ettiği o sözleri taşımak istiyorum köşeme; “Fakültede olsaydım Volkan Bayar’ın kurşunlarının bir numaralı hedefi ben olacaktım. Volkan Bayar hakkında defalarca Rektörlüğe ve YÖK’e şikayette bulunduk, ancak hiçbir işlem yapılmadı… Rektörlük hakkında, YÖK hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. İşlem yapmadılar. Volkan Bayar denilen gerçek anlamda vatan hainini korudular. Volkan Bayar hakkında dilekçelerimizin sisteme girmemesi için memurlara talimat verdiler. Kavga dövüş işleme soktuk dilekçeleri. Hiçbirine yanıt alamadık. Şimdi kim verecek 4 tane canın hesabını? Bu yaşananların hesabını kim verecek…”

Aypay söz almadan önce yanındaki bazı kişilerin "konuşma" dedikleri girdi görüntülere, onun konuşmamasını isteyenler muhtemelen onu korumaya çalışan arkadaşlarıydı, konuşursa başına neler gelebileceğini öngörebiliyorlardı, oysa ben izlerken onun yanında olup daha güçlü bağırması için elinden tutmak istedim. Şimdi bizi üzüntüye boğan ve hepimizin sorgulaması gereken bu vahşeti unutmaya başlamadan önce, bu akademisyenin sözlerini bir kere daha okumalıyız, bir de bu gözle bakmalıyız yaşanan katliama… Yalnızca cinnet geçiren, akli dengesini yitirmiş, sinir krizi geçirmiş bir kişinin yaptıklarının sonucu olarak görmeyeceğiz bunu. Bu kişinin eline silah alıp kolayca üniversiteye girip, birinci şarjörü boşaltıp, ikincisini takacak vakti bulup, tam 23 kez ateş edip 4 cana kıymasını ve Aypay’ın iddiaları doğruysa bu vahşetin 1 yıldır yavaş yavaş geldiğini, yetkililerin bu konuda bir adım atmadıklarını da unutmayacağız... Ama en çok Ayşe Aypay ismini unutmayacağız… Tüm kamuoyu, özellikle de basın bu ismi takip edecek, bir süre sonra bu isim görevden alınırsa ya da konuştukları için cezalandırılırsa, biz de onun gibi korkmadan ortada bir adaletsizlik varsa sesimizi yükseltecek ve onun gibi korkmadan konuşacağız, biz ona ses olacağız bu defa…

Yaşanan bu vahşet hepimizi sarstı, hep uzaktan izlediğimiz adli olaylardan biri hemen yanı başımızda gerçekleşti, yaşamını yitiren Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mikail Yalçın, Eğitim Fakültesi Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, Eğitim Fakültesi’nde görevli Dr. Öğr. Üyesi Serdar Çağlak ve Arş. Gör. Yasir Armağan için kahrolduk. Yalnızca 4 kişi ölmedi, onlarla birlikte aileleri, iş arkadaşları, sevenleri de öldü, tamiri çok zor yaralar aldı… Tabi yazılacak her şey bu acının yanında hafif ve anlamsız kalacak, onlara da sabır dilemekten başka sözüm yok maalesef. Ve biliyorum ki onlar da yaşanan bu katliamın arkasındaki tüm gerçekler ortaya çıktığında, bu korkunç olay yavaş yavaş gelirken bu konuda görevini yerine getirmeyen her kademedeki insan hak ettiği şekilde cezalandırıldığında, daha rahat bir nefes alabilecekler. Bu nedenle işte unutmayacağız ve bu katliamın ardından neler yaşanacağını, kimlerin nasıl hesap vereceğini, kimlerin ceza alacağını takip edeceğiz ve tabi o ismi de unutmayacağız; Ayşe Aypay…