Türkiye Kamu Sen Eskişehir İl Temsilcisi Haydar Urfalı, 2020-2021 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme süreciyle ilgili çalışmalarını tamamladıklarını belirterek, taleplerini dile getirdi.

Memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istediklerini ifade eden Haydar Urfalı şunları söyledi:

“Toplu sözleşme görüşmeleri, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin bir kangrene dönüşmüş bulunan sorunlarının çözülebileceği tek yerdir. Ancak 4688 sayılı Kanunun eksik ve yanlış hükümleri; toplu sözleşme görüşmelerini yalnızca mali ve sosyal haklarla sınırlayarak memurlarımızın yer değiştirme, atama, yükselme, disiplin, unvan değişikliği gibi sorunlarını yok saymakta; memur meselelerini adeta masadan kaçırmaktadır.

Kanundaki bu sınırlama yetmiyormuş gibi, idareciler tarafından yetkilendirilmiş çakma sendikaların, iktidara payanda olma gayretleri sonucunda memurlar, toplu sözleşme masasında gerçek anlamıyla temsil edilememekte, sesleri yeterince duyulmamaktadır.

İşte biz sesimizi kısma, memurlarımızın geniş anlamda temsil edilmesini engelleme arzusunda olanlara rağmen üzerimize düşen görevi yerine getirecek ve kamu görevlilerinin haklarını bütün imkânlarıyla korumaya ve geliştirmeye çalışacağız.

Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en önemli talebimiz, kamu görevlilerinin hakkı olan toplu sözleşmenin, grev ve siyasete katılma ile birlikte kullanılabilmesi ve uluslararası ölçekte bir toplu sözleşme sistemine geçilmesi yönündedir.

Çalışanlara, masa başında hazırlanan enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların gerçek enflasyon karşısında kaderiyle baş başa bırakılması kabul edilemez.

Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir.

Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir.

Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz.

Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık.

Son yıllarda, Devletin asli ve sürekli görevlerinin Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde kadrosuz personel eliyle sağlandığı, sözleşmeli, geçici, vekil gibi sıfatlar altında güvencesiz istihdamın alabildiğine arttığı görülmektedir.

Malum konfederasyonun bundan önceki toplu sözleşme maceraları her dönem memur ve emeklilerimizin 730 gününü çalmakta, emeklerini heba etmekte, hayallerini yıkmaktadır.

Türkiye Kamu-Sen olarak, ‘Geçmiş döneme ilişkin hesap kapanmadan yeni dönemin hesabına bakılmamalıdır.’ diyoruz.

Bu nedenle 2020 ve 2021 yıllarının maaş zammı belirlenmeden önce, geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, toplu sözleşme fiyaskolarının yaralarının sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz.

Bu kaybın yalnızca 2018 yılı için 600 TL olduğunu ifade etmiştik. 

•Biz de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bu kaybımıza mahsuben taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi artışı istiyoruz. 

Taban aylığa yapılmasını istediğimiz net 600 TL artıştan sonra 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin taleplerimizi ise şu şekilde ifade edebiliriz:

•Kamu görevlilerine ve emeklilere 2020 yılının birinci ve ikinci altı aylık dilimlerinde %10 + %10 ve ocak ayından itibaren ayrıca %3 refah payı artışı istiyoruz.

•2021 yılı için ise Ocak 2021’de ise tüm kamu görevlilerinin ve emeklilerinin maaşlarına %8+%8 zam ve yine Ocak 2021’den geçerli olmak üzere %3 refah payı talep ediyoruz.

•Enflasyon farkının ise TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz.

Elbette taleplerimiz bunlarla sınırlı değil, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözecek önerilerimiz, hazırladığımız çalışmamızda mevcut.

Kısaca genel bir değerlendirme yaparak, özetlemeye çalıştığım taleplerimizin karşılanması, memurlarımızın biriken sorunlarının çözülmesi için büyük bir adım olacaktır. Taleplerimiz, geçerli temellere dayanan, son derece makul ve karşılanabilir bir şekilde hazırlanmıştır. Gereken ciddiyet ve azim gösterildiğinde, tüm taleplerimizin karşılanacağından eminiz.Taleplerimizin karşılanmaması için tek engel, ekonomik tercihler ve yetkilendirilmiş sözde sendikaların masa başında siyasiler karşısında teslim bayrağını çekerek, bir yerlerden gelen talimatlara uyması olacaktır.

Kamu görevlilerinin hakları için verilecek her türlü yasal mücadelede, yetkili konfederasyonun sonuna kadar arkasında ve destekçisi olacağız.  Kamu görevlilerini mutlu etmek, gösterilecek iradeye bağlıdır.

Ekonomik tercihler, vatandaşlarımızı mutlu etme ve geliri adil paylaşma yönünde kullanılırsa kamu görevlilerinin yüzü bir nebze olsun gülecek ve kayıpları karşılanacaktır.

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak kanunların bizlere tanıdığı yetkiler ölçüsünde, kamu görevlilerinin masa başı oyunlarla haklarının gasp edilmesinin önüne geçmek için elimizden geleni yapmaktan geri durmayacağız.  Memurları masada satmaya kalkan olursa, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da onların ipliğini pazara çıkarmak bizim asli görevimizdir.”