Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasının ardından, yıllarca yasaklanan kenevirin kullanımındaki engeller kalkınca, Eskişehir’de ETİ Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri de endüstriyel kenevir lifi kompozitlerinden yararlanarak cep telefonu kabı yaptı. Bu kaplar, cep telefonlarının yaydığı kansere neden olan elektromanyetik radyasyonun etkilerini azaltıyor. 

500 PROJEDEN İLK 30'A GİRDİLER 
Milli Eğitim Bakanlığı ve Genç Başarı Eğitim Vakfı’nın düzenlediği GençBizz Liselerarası Girişimcilik Programı’na katılarak 500’den fazla projenin içinden ilk 30'a kalan öğrenciler, 25 Mayıs tarihinde İzmir’deki ulusal finale katılacak, buradan da başarılı bir sonuç alabilirlerse sırada 123 ülkenin katılacağı dünya finali olacak. Yarışma formatına göre bir şirket kuran öğrenciler, TULPAR ismini verdikleri şirketlerinde geliştirdikleri Radoff adını verdikleri bu cep telefonu kabı ile önemli bir girişimcilik örneği de vermiş oldular. Lise öğrencileri, fen alanında geliştirdikleri bu çalışmada; kenevir liflerinden yaptıkları cep telefonu kabı ile cep telefonlarının yaydığı, kansere neden olan elektro manyetik radyasyonu keserek insan sağlığına zararlı etkilerini azalttılar. 

ÖNCE LÜLETAŞI SONRA BOR MADENİNİ DENEDİLER 
Öğrenciler Nurullah Çelik, Emrullah Çelik, Hüseyin Çağrı, Melike Nur Dumlupınar, Öykü Simay Şağban yarışmaya Danışman Öğretmenleri Sema Yalçın ve Mentorleri ESOGÜ Öğretim Üyesi Umut Koç ile birlikte hazırlandı. Öğrencilerden Nurullah Çelik, buluşları Radoff’u şöyle anlattı: 
“Cep telefonlarının yaymış olduğu elektromanyetik radyasyon çeşitli araştırmalarca kanıtlanmış durumda, biz de bu maruziyeti ve zararları engelleyebilmek adına kenevir liflerinden bir kompozit üreterek, bunu cep telefonu kabına entegre ettik. Şu an Türkiye’nin de gündeminde olan endüstriyel kenevir lifi kompozitlerinden ilk prototipimizi ürettik. Yola çıkarken, ürünün pazarının büyük olmasını hedefledik. Günümüzde herkesin elinde bir telefon var ve cep telefonlarının zararlı etkilerini hepimiz biliyoruz. Bunun için bir kap üretmeye karar verdik, bu kabın zararlı etkileri azaltmasını hedefledik. İlk denediğimiz ürün lületaşı oldu, bunun elektro manyetik dalgaları emmede çok etkili olmadığını gördük. Sonra borun saflaştırılması ile üretilen sodyum pentaborat madenini araştırdık, ancak bunun da cilt üzerindeki tahriş edici etkilerini öğrenince bundan da vazgeçtik. Sonra kenevir lifleri ile devam ettik, kenevir liflerinden bir kompozit ürettik ve bunu da cep telefonu kabına entegre ettik, ilk prototipimizi yaptık ve yarışmaya katıldık. Cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyon, kısa vadede stres, baş ağrısı gibi sorunlara neden olurken, uzun vadede alzheimer, kanser gibi hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda bu zarar yetişkinlere göre daha fazla, ilerde bu zarar ortaya çıkıyor, bunun çocuklarda lösemiye neden olduğu kanıtlandı.” 

YATIRIMCILARIN DESTEĞİNE İHTİYAÇLARI VAR 
Şu anda 12 bin 90 liraya ihtiyaçları olduğunu belirten Nurullah Çelik, “İstanbul ve Ankara’da olan firmaların görüşmelere gidip gelişleri için yol paraları, ürünü daha da geliştirmek için, Ar-Ge bütçesi için gerekli bu para. Bu parayı temin için yaptığımız görüşmeler sonrası Ankara’daki Teknopark’ta fonbulucu adında bir firma bulduk. Kitlesel fonlama platformu olan bu firmaya 2019 Ocak ayında başvurduk ve projemiz 4817 oy alarak birinci oldu. Bu, ürünümüzün başarılı olduğunu bize bir kez daha gösterdi. 5 aydır birlikte çalışıyoruz, bu işi ilerletmek istiyoruz ve melek yatırımcılara ihtiyacımız var. Ürünümüzün patentini alıp seri üretime geçmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. 


PATENT ALARAK SERİ ÜRETİME GEÇMEK İSTİYORLAR 
Melike Nur Dumlupınar ise “Bu fikrimizin kopyalanma riskine karşı önlem almak için patent almamız gerekiyor, bunun için de yatırımcıların desteğine ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Emrullah Çelik ise, bu proje için yatırıma ihtiyaç olduğunu anlatarak "Bu tür destekler bizim için çok önemli, çünkü amacımız uluslararası arenada bir başarı elde edebilmek” dedi. Hüseyin Çağrı da şöyle konuştu, 
“Bu telefon kabını üretirken, çok sayıda sponsorluk görüşmesinde bulunduk, ancak küçük desteklerle bunu yapamayacağımızı anladık, kendimiz kaynak oluşturalım dedik ve Esstore ile uzun görüşmelerin ardından, özel tasarım telefon kaplarımızı satışa sunduk. Kenevir liflerinden bileklikler ve duvar süsleri yaptık, buradan elde ettiğimiz küçük miktarlar ile elimizde gördüğünüz prototipi yapabildik, bundan sonrasında seri üretime geçebilmek ve tanıtımımızı yapabilmek için daha çok desteğe ihtiyacımız var, buradan melek yatırımcılara sesleniyoruz, bize destek olsunlar” diye konuştu. 
Öykü Simay Şağban da çalışmalarını sürdürebilmek için çok sayıda sponsorluk görüşmesi gerçekleştirdiklerini, ancak henüz bir sonuç alamadıklarını kaydetti. Öykü Simay Şağban, seri üretime geçebilmek için maddi olarak desteklenmeleri gerektiğini belirterek, melek yatırımcıların bu aşamada yardımlarını beklediklerini vurguladı. 

GİRİŞİMCİLİK ÖRNEĞİ 
Proje Danışmanı Tarih Öğretmeni Sema Yalçın ise şunları söyledi: 
“Bu projeye başlarken öğrencilerimiz kendi istekleri ile bu işe girdiler. Sadece desteğe ihtiyaçları var, eğer melek yatırımcı bulabilirlerse gençlerimizin önü çok açılacak, ben bundan eminim. Okulumuz bir proje okulu öğrencilerimiz şimdiye kadar TÜBİTAK’ta başarı gösterdiler ve okulumuzda ilk defa girişimcilik adına bir misyon üstlendiler, ben istiyorum ki kendilerinden sonra gelen öğrencilere örnek olsunlar. Sadece yatırımcılardan destek bekliyoruz, biz onlarla gurur duyuyoruz.”