Emin Dağlı sivil toplum içinde iyi bir hiza önderidir. Ötekisiz, tüm alanlarda birlikteliği savunan ve uzlaşmacı tavrı ile yer alan bir eğitimcidir. “Eğitim haktır” diye yola çıkan eğitimcilerdendir ve bu konuda dayanışma oluşturmak için yaptığı çalışmalarla örnek olmuştur. Birçok projede gönüllü yer almış ve birçok projede imzası vardır. Dağlı ile bundan sonra yapmak istediği projelerini konuşacağız.

Emin Dağlı kimdir?

1949 Bilecik Söğüt doğumluyum. İlk ve orta okulu Söğüt’te, öğretmen okulunu Bolu’da 1968 yılında bitirdim. Bolu’da bir dağ köyünde tek başına üye olmadığım halde TÖS öğretmen boykotuna katıldım.1969 iki yıl askerlik döneminden sonra Eğit-Der’e üye oldum ve söğüt ilçe yönetiminde görev yaptım. 1977-1984 yılları arasında Çifteler Han kasabasına atandım.

Han’da kurulmuş olan ve işlevselliği olmayan köy kalkınma kooperatifini faal hale getirdik.

 Tüketim mağazası açtık. Aralıksız 30 yıl hizmet verdik. Kooperatifimizi köy-koop üyesi yaptık. 1 yıl köy-koop delegesi oldum. Çifteler Halkevi’ne bağlı Han Halk Odası yöneticiliğinde bulundum. Eskişehir işitme engelliler okulunda çalışırken Eğit-Sen Sendikası'na kurucu oldum. 2 dönem il temsilciliği ve merkez disiplin kuruluna seçildim. 1994 yılında emekli oldum. Hale kısa adı Eğit-Der olan Eğitimciler Derneği Eskişehir şube başkanlığını sürdürmekteyim.

Bizi Eğit-Der hakkında bilgilendirir misiniz?

Ülkemizde demokratik öğretmen örgütlenmedeki önemli çıkışı Fakir Bayburt öncülüğündeki TÖS’tür (Türkiye Öğretmenler Sendikası) TÖS’ün kapatılmasından sonra TÖB-Der kuruldu. Tüm öğretmenler Birleşme Dayanışma Derneği TÖS’ün devamı olduğu için kısa sürede 200 binden fazla öğretmeni örgütledi. Dönemin iktidarı bu hızlı öğretmen örgütlenmesinden telaşa kapılarak 1979 yılında kapatma davası açtı. 1980 darbesi ile kapatıldı ve mallarına el kondu.

TÖB’DER’in malları halen hazinenin elinde… Davası AİHM’ye taşındı. TÖB-Der 12 Eylül faşizmi tarafından kapatılınca öğretmenler örgütsüz kaldı. Her dönemde olduğu gibi öğretmenler 1988 yılında Eğitimciler Derneği’ni kurdu.

Eğit-Der’i kuran öğretmenlerin hepsi TÖS ve TÖB-Der’den gelen öğretmenlerdi. Bu geleneği dernek olarak Eğit-Der yaşatıyor.

Eğitim anlayışınızı ve bununla ilgili çalışmaları anlatır mısınız?

Eğit-Der kamusal bilimsel eğitimden yanadır, bunu savunur. Eğitimin üretim için yapılmasını, üretiminde özelden yana değil kamunun yararına yapılmasından yanadır. Büyük eğitim devrimi olan “Köy Enstitüleri”nin eğitim anlayışını savunur ve günümüz koşullarına uygun yeni yapılandırma ile sürecin devamından yanadır.

Okulları bilim ve bilgi üreten donanımlı insanların yetiştirildiği kurumlar olarak tanımlar. Okulları işe girmek için diploma alınan yer olarak görmez. Özellikle eğitim ve sağlıkta rantın olmamasını savunur.

Sınava odaklı eğitimden hiçbir olumlu sonuca ulaşılmadığı görülmüştür.

Öğretmenlerin uygulamada ezberci eğitimden uzak, araştırmacı ve yenilikçi olmaları için çabalar. Öğretmen; öğreten ve öğrettiklerini kamu yararına kullanabilen insan tipini yetiştirmeyi amaç edinmelidir.

Eğit-Der dünya eğitim sistemlerindeki uygulamaları takip eder, tüm olumsuz koşullara karşın bunu savunur ve uygulamalara öncülük eder, destekler.

Eğit-Der dünyadaki tüm insanların, bilimsel eğitim almasını savunur.

Kamusal eğitim üretilen bilimin ücretsiz halka yansıtılmasıdır.

Eğit-Der eğitim bilimi alanında yetişen bilim insanlarıyla söyleşiler düzenler.   Bu alanda yayınlanmış eserlerle kütüphane oluşturur. Yerel yönetimlerin eğitim ve kültür çalışmalarına katkı sunar. Demokratik kitle örgütleri ve yerel yönetimlerle eğitim tarihimizdeki önemli günlerde anlamlı etkinlikler düzenler.

Editör: Mustafa YILDIRIM