Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde Prof. Dr. Sibel Sevim tarafından üretilen her takı, hikayesi ile dikkat çekiyor.

Yıllarca büyük projeler içerisinde yer alan Prof. Dr. Sibel Sevim, sanatı vatandaşlarla tamamen buluşturmak için bir çalışmaya girişti. Yapılan çalışmalar ile büyük seramik çalışmaları, takılara yansıtıldı. Sevim tarafından bu çalışma sırasında hissedilen duygular ise, takıların hikayesi olarak yazıldı. Kendine ait internet sitesinde takıları sergileyen Sevim, her çalışmasının hikayesini de eserlerinin yanına iliştirdi.

Halkın sanata daha fazla katılması için böyle bir çalışmaya giriştiğini anlatan Prof. Dr. Sibel Sevim, eserlerin toplum ile buluşmasını amaçlıyor. Yaklaşık 2 yıldır takı tasarımı noktasında çalıştığını anlatan Sevim, "Sanatı bütün toplumla paylaşmaya ve tanıtmaya çalıştım. Gerek yapmış olduğum bilimsel çalışmalarla, gerek sanatsal faaliyetlerle ve son 2 yıldır takıya yöneldim. Takı tasarımını ve uygulamalarını yapıyorum. Yaklaşık 37 yıllık meslek hayatım boyunca bir çok projede yer aldım. Hep büyük büyük heykeller ürettim. Seramikle ilgili büyük formlar ile büyük sergiler açtım. Öğrencilerimi de bu doğrultuda yetiştirmeye çalıştım. Fakat toplumda sanat öyle bir noktada duruyor ki, halkın katılımının çok da istediğim noktada olmadığını gördüm. Bu nedenden dolayı, topluma nasıl ulaşabilirim? Yapmış olduğum eserleri nasıl toplumla paylaşabilirim? diye düşünürken, takı üretmenin çok doğru olduğunu düşündüm. Aslında üretmiş olduğum takıların hepsi büyük heykellerin ve büyük formların küçültülmüş hali. Hepsinin bir hikayesi var, bu çok çok önemli" dedi.

"Ruh hissetti, akıl tasarladı ve bedenlerle buluştu"

Anadolu coğrafyası üzerinde bir çok kadim uygarlığın varlık gösterdiğini belirten Sevim, üretilen eserlerde bu uygarlıkların izlerinin olduğunu söyledi. Yapılan takıların bedenlerle buluşmasının mutluluk verdiğini dile getiren Sevim, "Ülkemizin çok kadim uygarlıkları bünyesinde bulundurduğunu biliyoruz. Neolitik Çağ’dan günümüze bir çok uygarlıklar gelmiş ve geçmiş bu toprakların üzerinden. Fakat bunları bir şekilde çağdaş yorumlamaları ile yeni nesillere bırakmanın gerekliliğini düşündüm. Ciddi olarak tarihin bu çağlarını araştırmanın gerekli olduğunu hissettim. Tasarımlarımı da bunlarla birleştirmeye çalıştım. Bunların hepsini sentezleyip kendi takılarımla buluşturmayı istedim. Dediğim gibi hepsinin bir hikayesi var, üzerine baktığımız zaman bu dönemlere ait izleri görüyorsunuz. Geçtiğimiz eylül ayında bir koleksiyon oluşturdum. Bu seriyi yaparken neler hissettiğimi düşünürken, ’Ruh hissetti, akıl tasarladı ve bedenlerle buluştu’ ismini verdim. O şekilde bir manifesto ile açıklamaya çalıştım. Sonra tanıtımlara çıkıldı. Bir de o serginin sonucunda ben bu takılarımın, formlarımın, heykellerimin bedenlerle buluştuğunu hissedince inanılmaz mutlu oldum" diye konuştu.
Editör: TE Bilişim