Ağacı düşünceleriyle harmanlayıp sanat eserine dönüştüren naht sanatçısı Kaan Köse, Selçuklu ve Osmanlı dönemi eserlerinde görülen sanatın günümüz koşullarında da ayakta kalmasını sağlıyor.

Eskişehir’de bulunan atölyesinde unutulmaya yüz tutmuş naht sanatını, açılan sergilerle vatandaşlara ulaştırmaya çalışan Kaan Köse, her alanda kullanılan ahşabın sanat eseri oluncaya kadar birçok aşamadan geçtiğini anlattı. Geleneksel ahşap işleme ve oyma tekniklerinden kesme, oyma, marküteri, kakma, kündekari, eski tarz oymalar, dip oyma ve derin oyma gibi birçok tekniği kullanarak sanatını oluşturduğunu söyleyen Köse, bu sanatın tamamıyla insanların adanmışlığıyla alakalı olduğunu ve sabır gerektirdiğini ifade etti. Köse, “Amcamın doğum gününde özel bir şey yapmak istemiştim. Başladım ve bir daha bırakamadım, içimdeki canavarı uyandırmışım. Bu bir bağımlılık, yaptıkça daha iyisi olabilir deyip devam ediyorsun. Aklına daha farklı fikirler geliyor derken duramıyorsun. Hayattaki en güzel bağımlılık bu sanırım” diyerek naht sanatına olan aşkını ifade etti.

“Dünyanın en büyük sıkıntısı hız”

Köse her geleneksel sanat gibi bu sanatın da değer görmediğini, maddi kaygıların sanatın önüne geçtiğini belirterek “Ahşap birçok kişinin bildiği ama hiçbir zaman yaklaşmadığı bir şey. Hepimiz her yerde görüyoruz ahşabı ama bir kütükten sanat eseri oluncaya kadar geçen sürede ne olduğunu hiç kimse bilmiyor. Ne yazık ki günümüzde insanlar maddi kaygılarla başladılar bu işe. ‘Ben bu işe başlayacağım, nasıl başlarım?’ diye sorup eline testere, ahşap alan ve bir sene sonra sergi açan çok fazla insan var. Dünyanın en büyük sıkıntısı hız. Ortaya çıkan para kaygısı da günümüzde oluşan bu hız faktörünün etkisi. Sonuçta sanat belli bir çizgiden sonra ancak kişilerin cebine hükmetmeye başlıyor. İnsanların onu alıp evlerine koyması ve o zevki yaşaması belli bir çizgiden sonra oluyor. Amacımız kişilerde maddi kaygı oluşturmadan sanatı kendi içlerine alabilmeleri sağlamak. Sanat herkes için gerekli, küçük bir çiçek görünce bile keyif alıyorsunuz. O çiçeği koklamak herkesin hakkı, fakat sanat herkesin hakkı olmuyor bazen. İşte bizim amacımızda bunu olanaklı kılmak” dedi.

“Sabırla koruk, üzüm olur”

Kaan Köse kişilerde oluşan para kazanma arzusunun öğrenmenin de önüne geçtiğini, naht sanatında bu yüzden yeterli isteğin bulunmadığını ifade ederek “Talep olmadan arzu olmaz. Öğrenmek için talep edenler oldu, kimisi vakitten dolayı kimisi arsızlık ve maalesef sabırsızlıktan dolayı bıraktılar bu işi. ‘Ben bu işi yaptım hadi para kazanayım’ kaygısıyla gelen çok insan var maalesef. Para için bile sabır gerekli. Sabırla koruk, üzüm olur derler ya, üzümü koruk olarak yerseniz dokunur insana fakat üzüm olduğunda yerseniz tadına doyum olmaz. Tabii ki isteyen olursa elimizden geldiğince, kapımız her daim açık” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim