Eskişehir'de URAYSİM ve Alpu Ovası tartışmaları sürüyor.

Milyonluk yatırım yapılan URAYSİM için CHP'li Alpu Belediyesi yürütmeyi durdurmak için mahkemeye başvurdu.

Halbuki; URAYSİM için yıllar önce CHP'li belediyeler onay vermişti ki yatırıma başlanmıştı.

Bu yatırım Eskişehir'i uçuracak bir proje olarak görülüyor.

Hızlı trenlerin yapımı ile ilgili önemli bir adım olmasının yanı sıra trenlerin test sürüşleri de burada yapılacak.

Avrupa çapında bir proje...

Binlerce istihdamın yanı sıra kente ekonomik olarak da katkı sunacak...

Demezler mi bu kadar zaman sonra “Eniştem beni neden öptü” diye...

Bununla ilgili tatmin edici bir açıklama yapılmadı...

Burada yapılması gereken bir masa etrafında oturup konuşmak. Ancak siyasi olarak Eskişehir için o masa çoktan devrilmişti.

Siyasetten uzak ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, birlik için çok çabaladı ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen her fırsatta geri çevirdi.

Belki de Kesikbaş’ı rakip olarak gördü...

Daha önce Kesikbaş kendisini ziyaret etmiş, Büyükerşen'in kitabını kendisine imzalatmıştı.

O görüşme sonrası bile fırtınalar kopartıldı...

Son olarak meclis toplantısında Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen “kırmızı nokta”yı koydu...

Bence o nokta; Eskişehir için çok şey ifade ediyor...

O nokta kendi siyasi hayatı için mi yoksa Eskişehir için mi zaman gösterecek, ancak diğer pencereden bakarsak Büyükerşen aslında bir anlamda bu açıklamaları ile yerel seçimlerin startını da vermiş oldu...

Büyükerşen, “Belediye başkanlığını bırakacak mı?” sorusunu soranlara da cevap vermiş oldu...

Adaylığına bir anlamda zemin de hazırlıyor Büyükerşen...

“Bakın ben olmazsam, Eskişehir'e zarar verecekler, benden başkası buna mani olamaz” algısı ile seçime hazırlanacak...

Peki ne dedi Büyükerşen: “Alpu Ovası dahil tarım arazilerinde spekülasyon yaparak kendilerine yeni bir Sanayi Odası hevesinde olanları, kendilerine ait sanayi bölgesi kurmak isteyenleri gazetelerde görüyorum. ‘Kendisi kaçak yapı yapar ama sanayi kurulmasını istemez’ diyenlerle hesaplaşacağız sonra. Ben sesimi çıkarmamaya, herkesle iyi geçinmeye gayret ederim ama kırmızı noktayı vurdum mu da sonuna kadar getiririm.”

Bu açıklamalarından sonra Celalettin Kesikbaş sosyal medya paylaşımında kırmızı noktaya ince bir gönderme yaptı. "T" harfini de büyük yazarak...

“Eskişehir için hedefimiz

KIRMIZI noktaya getir(T)mek değil.

MAVİ noktaya gelmek.

Maske+Mesafe+Hijyen+Empati”dedi.

Korona virüs tablosu ile bu gönderiyi paylaşan Kesikbaş, “Mavilim mavişelim, tenhada buluşalım :)” diyerek ortamın ısınmasını istemiyor.

Aslında masaya oturalım, ortak noktada buluşalım, bizim kırmızılar ile işimiz yok, ortamı ısıtmak yerine soğutmak istiyor, Eskişehir için hedeflerimiz var diyor.

Empati de kurulmasını isteyen Kesikbaş, kırmızı ve mavi kelimelerini de büyük yazıyor ki; vermek istediği mesaj daha iyi anlaşılsın…

  Ortamın gerilmesini istemiyor.

Eskişehir hedefi cümlesinde ise; siyasi bir hedef var mı onu kendisi defalarca “Arkamda bagajım yok, siyasi bir beklentim yok dese de, ilerde ne olur kimse bilemez :)

Kentin ağabeyleri Vali Erol Ayyıldız, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Prof. Dr. Nabi Avcı bir masa etrafında ilgileri toplayarak, kentin kanayan yaraları ile ilgili konuşabilmeli artık, yıllardır bu kent ortak bir dil bulunmadığı için çok şey kaybetti, tekrar tekrar aynı hataların yapılmasını kabul etmemeliyiz!

Bu tartışmaların ötesinde şunu kabul edelim; Kesikbaş Eskişehir'in çıtasını yukarılara taşıdı, vizyonu ile kente çok değer kattı ve tüm baskılara karşın açıklıkla sözünü ortaya koymaktan çekinmiyor, şimdi Eskişehir’e değer katmak isteyen Kesikbaş gibi isimlerin baskılanmasını kabul mü edelim, yoksa yeni fikirlerin, yeni zihniyetlerin, yeni isimlerin de bu kent için konuşabilmeleri için özgür bir ortam mı sağlayalım? Hangisi Eskişehir’in geleceği için daha iyi olur, onu düşünelim…