Gündem

Milyonlarca çocuk tarikatların ve cemaatlerin elinde

 Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Cihan Taşar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişikliğine ve tarikat açıklamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Taşar, “Eğitimde bilimsellikten tümüyle uzaklaşılarak dincileştirilmiştir.” dedi. 

Abone Ol

 

Müfredat değişikliğine yönelik konuşan Taşar, “22 yıllık AKP iktidarında Milli Eğitim Bakanlığı 17. kez müfredat değiştiriyor. Değiştiriyor ama Eğitimde Program Geliştirme Bilim Alanı gereklerini yine dışlayarak. Oysa eğitim program ve kurumlarını bilimsel temelde oluşturmayan ülkeler; başta bilim ve teknoloji olmak üzere, sanattan spora yaşamın tüm alanlarında geriler, uluslararası sıralamalarda (PISA, TIMSS vd.) sonlara düşer. AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana atanan tüm Milli Eğitim Bakanları hiçbir bilimsel incelemeye, gerekçeye dayanmadan öğretim programlarını ideolojik saplantılarla yetersiz bulmuş; ders ekleyip çıkararak, süreleriyle oynayarak, Felsefe, Mantık, Sosyoloji, Matematik, Psikoloji gibi özgür birey yetiştirmede olmazsa olmaz nitelikli dersleri yok ederek, Evrim Kuramını dışlayarak, bilimsellikten tümüyle uzaklaştırmış, iyiden iyiye dincileştirmiştir.” açıklamasında bulundu. 

“Dinci yapıların kurumlara girmesine olanak sağladılar”
Hedeflerinin ümmet ve biat toplumu yaratma olduğunu söyleyen Taşar, “2007 yılından sonra kamu desteğiyle çoğaltılan ve etkinleştirilen İlim Yayma Cemiyeti, Hizmet Vakfı, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve benzeri onlarca dernek - vakıf adı ile örgütlenmiş tarikat ve cemaat yapılanmalarıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve İl-İlçe Müdürlüklerince protokoller imzalanmış, bu dinci yapıların öğrenci yurtları dahil bütün eğitim kurumlarımıza girmesine olanak sağlanmış, son olarak çağ dışı ÇEDES dayatması ve  ‘manevi rehber’ uydurmasıyla okullarımıza imamlar atanmaya başlanmıştır. Bugün, 3-6 yaşındaki yüzbinlerce evladımız dinci yapıların anaokullarında, milyonlarca çocuğumuz tarikat ve cemaatlerin elindedir.” şeklinde konuştu. 

“Çağdışı ideolojiler kabul edilemez”
Laik, bilimsel, parasız, kamusal ve karma eğitimin zorunluluğuna dikkat çeken Taşar, “Değerler bilgisi katarak insanı insanlaştıran, çağın temel donanımını sağlayan, analitik düşünme, yaratıcılık ve sorun çözme yetisi kazandıran, yaşamsal, mesleksel ve akademik yetkinlik veren bir eğitim almak temel insan hakkıdır. Eleştirel ve yaratıcı akıl baskılanamaz. Siyasal iktidarların saplantılı ve çağdışı şeriatçı ideolojileri ile biçimlendirdiği din, ırk, politik inanç, cinsiyet gibi ayrımcı ve kutuplaştırıcı dayatmalar asla kabul edilemez. Yatılı Kuran kursu olmaz. Din öğretimi Türkçe olmalı, ezbere dayanmadan, soyut düşün yetisi kazanıldığında ve aile onayıyla verilmelidir.” dedi.