Yunan mitolojisinde mutluluğa dair ilginç bir hikaye vardır.

Hikayeye göre; Tanrılar, insanlar mutluluğu arasın ve bulduklarında kıymetli olsun diye onu saklamaya karar verirler.

Biri der ki, ''Göklerin en uzağına saklayalım.''

Diğeri, ''Denizin en dibine...''  

Öbürü, ''Ormanın en kuytusuna saklayalım,'' der.

Sonunda da biri der ki,  ''İçlerine saklayalım. Oraya bakmak akıllarına gelmez. ''

Hiç düşündünüz mü acaba,  mutluluk nerede olabilir ?  Peki ya!  Size göre mutluluğun formülü nedir ? Sadece yaşadığınız anlarda bulunan ve her seferinde tam ulaştığınızı zannederken elinizden kaçıp giden mutluluğun formülünü merak ediyor musunuz ? Birisi çıkıp da hadi şimdi mutluluğu tanımlayın dese,  neler söylersiniz ? 

Mutluluk ile ilgili sorular da,  tanımlar da  bitmez. Ancak kim ne derse desin mutluluk göreceli bir kavramdır. Kişiden kişiye de değişiklik gösterir.                                                                                             

Mutluluğun herkese göre bir çok tanımı olsa da formülü çok basit aslında. Mutluluk,  hayatın size dayattığı kurallar içinde kuralsızlığı, çizilen sınırlar içinde sınırsızlığı yaşamanızdır. Yaşamınızın  içinde gizlenen  pozitif olayların farkında olabilmeniz  ve kendinizce nefes alabileceğiniz yeni alanlar belirleyip güzel yaşam becerinizdir. Tabi ki her insan mutluluğu kendi ölçütlerine göre belirler. Unutmayın ki;  mutluluk kişisel bir olgudur.  Kesin olan tek bir şey vardır ki mutluluk  öylece oturup beklerken gelmez. Karşılaştığınız ve uğrunda mücadele ettiğiniz her şey gibi onun içinde çaba göstermeniz gerekir. Mutlu olmayı seçmek, istemek gerek öncelikle...

Bilmeniz gereken tek şey,  mutlu olmak için kendinizden başkasına  ihtiyacınızın olmadığıdır. Karşılaştığınız negatif ya da pozitif her türlü durumun  kendi seçiminiz olduğunu  ve bütün bunların üzerinde kontrolünüzün  olduğunu unutmayın yeter. Pek farkında olamasanız da hayatınızın kumandası kendi  elinizde.  Elbette bunun farkında olabilmek o kadar da kolay değil. Öncelikle sizi nelerin  mutlu,  nelerin mutsuz  ettiğini anlamanız gerekiyor. Bir de  kendinizi  gözden geçirip hayatınızdaki negatif olguları azaltarak  pozitif bakış açısı geliştirmeniz önemli. Sonrası ise çok kolay.

Mutluluk bir taraftan da insanların hayalini kurduğu,  arzuladığı isteklerine  ulaşmak durumu. Schopenhauer mutluluğun doyum sağlanan bir şey olduğunu söylemiş. Evet, mutluluk  zihinsel ve duygusal olarak tatmin olabilmek demektir. Kişilere göre mutlu olmak çoğu zaman beklentilerle ilgili olsa da  hayat size an'ı yaşamayı, an'dan başka bir mutluluk formülü olmadığını kafanıza vura vura öğretir. Beklentiler ise sizi yaşadığınız an'dan uzaklaştırıp, mutsuz eder.  

''Sonu mutluluğa varan bir yol yoktur, yol mutluluğun kendisidir.'' demiş  Buddha, ne kadar da doğru demiş değil mi ?

Kimilerinizin an'larda, kimilerinizin ise yaşamın bütününde aradığı şey olsa da bir yaşam tarzı, kişisel bir seçimdir mutluluk.  

Bazen telefonunuza gelen kısacık bir mesaj, tesadüfen kulağınıza çalınan bir şarkı, hiç ummadığınız anda burnunuza geliveren güzel bir koku sizi alıp götürüvermez mi uzaklara  ?..

Hadi bakalım.  Tam da  bu an' larda kanatlanın işte hayatın kalbine doğru...

"...
ve
mutluluk
bir kibrit çöpü ne kadarcık yanarsa
..."
evet
Cansever'in dizeleriyle de böyle kısa ve öz!

Her daim musmutlu kalın efendim ...!!