Dünya Sağlık Örgütü, 114'ten fazla ülkeye yayılan Corona Virüsü salgınını pandemi ilan etmişti.

Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve bugüne kadar 4 bin 300’den fazla insanın ölümüne, 121 binden fazla insanın karantina altına alınmasına neden olan Corona Virüs nedeniyle İtalya’da hayatını kaybedenlerin sayısının da 827’ye, vaka sayısının 12 bin 462’ye yükseldiği açıklandı. Çin’i sırayla şu ülkeler takip ediyor; İtalya, İran, Güney Kore, İspanya, Almanya, Fransa, ABD, İsviçre, Japonya, Hollanda…. Liste böyle uzuyor ve tabi ülkemizde de görüldü ve vaka sayısı en son 18 olarak açıklandı…

Şimdi durum bu kadar net bir şekilde ciddiyetini korurken, Corona Virüs'le ilgili en riskli çalışma gruplarından hastane çalışanlarından akıl almaz bilgiler geliyor. Örneğin Eskişehir Diş Hastanesi'nde hastane koridorlarında çalışanların maske takması yasaklanmış, yine bazı bankalarda da çalışanların maske takması yasaklanmış, panik yaratıyor gerekçesi ile...

Panik olunsun zaten bir zahmet, daha çok tedbir alınsın ve temkinli davranılsın. En kötüsü de şimdi promosyon nedeniyle yaşlı nüfusun gelmesi sonucunda, bazı bankalar normalin de üstünde kalabalıkmış ve hastaneler ise düşündüğümüzün aksine yine kalabalıkmış, çünkü tatil diye çocuğunu kontrole götürenler, diş muayenesine götürenlerin sayısı da artmış!!!

Cidden akıl almaz değil mi? Durumun ne kadar ciddi olduğunu kaçıncı vakadan sonra idrak edeceğiz bakalım? En çok da bu kalabalık ortamlarda çalışmak zorunda kalanlar için endişelenilmeli, onlar için daha çok koruma ve tedbir alınmalı.

Evet sağlık çalışanları bu virüsle mücadelede gece gündüz demeden çalışıyor, kendi sağlıklarını ve dahası kendi çocuklarının anne ve babalarının, yakınlarının sağlıklarını riske atarak bizleri korumak için emek veriyorlar, peki onları kim koruyacak?

Sadece virüsten de söz etmiyorum, onların akıl sağlığını kim koruyacak mesela? Biz bu kadar dışındayken bu kadar korkuyor ve panikliyorsak, onlar bu hastalığın tam göbeğinde nasıl dayanıyorlar?

Sağlık çalışanlarının şu ortamda fiziki koşullarının yanı sıra psikolojik olarak desteklenmeleri gerektiğini düşünüyorum, onların motivasyonlarının yüksek olması bu mücadelede çok değerli. Bu konuda Sağlık Sen "Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan genelgeye aykırı izin düzenlemelerinden geri dönülerek Cumhurbaşkanlığı genelgesine uyumlu bir düzenlemenin yapılmasını" istedi, bakalım sonuç ne olacak? Özellikle hamileler ve emzirenler belli süre izinli sayılabilir, yine pek çok sağlık örgütünden yapılan açıklamalara kulak verilmeli. Bunlardan biri personelin dönüşümlü mesai yapması, 24 saat nöbetlerin kalkması, istihdamın arttırılarak sağlık çalışanının zaten fazla olan iş yükünün -şu günlerde daha da arttığı göz önünde bulundurularak- azaltılmaya çalışılması ilk akla gelenler…

AVM’ler, eğlence mekânları, sinemalar gibi yerlere kalabalık olması gerekçesi ile gidilmemesi öğütlenirken, bunun gibi kalabalık ortamlarda çalışanlar için ne yapılıyor peki? Örneğin fabrikalar… fabrikalarda çalışan binlerce insan için nasıl tedbir alınıyor, alınabilir? Onlar için de tatil veya dönüşümlü mesai gündeme gelemez mi? Herkes kadar onların yaşamları da kıymetli değil mi? Evet üretim önemli, ekonominin de bu virüs ile birlikte dibe vurması an meselesi, ama hayat çok daha değerli, insan çok daha değerli…

ESO, ETO esnaf odaları, işadamı dernekleri bu konuda bir açıklama yaptı mı acaba? Ya da sendikalar; Türk-İş, DİSK vs. çalışanları korumak için beklentileri ne, açıkladılar mı? Ben hatırlamıyorum… Bu sosyal medyada; AVM’lere gitmeyin, evde vakit geçirin yazıları yazmakla çözülmüyor, üretimin başında olan isimlerin, işverenlerin, diğer yandan sendikaların, meslek örgütlerinin çalışanları korumak adına daha gerçekçi tedbirler almalarını bekliyoruz.