Söyleşi: Şenay Yıldırım

Haber Kaynağı Manşet Gazetesi 

 Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Platformu (AHPADİ) Platform Sözcüsü Avukat Mehmet Ektaş Manşet Gazetesi’nin konuğu oldu. AHPADİ’nin nasıl kurulduğunu ve amaçlarını anlatan Ektaş, “Ekonomiden, dış politikaya, eğitimden spora her alandaki problemleri çözebilmek için öncelikle adil, hukukun üstünlüğüne dayalı, bireylerin yönetime, denetime ve yasama faaliyetlerine etkili katılımına imkân sağlayan demokratik bir düzen kurmalıyız.” diyor.

AHPADİ’nin kuruluş sürecini özetler misiniz?

“Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz” diyen Herakleitos ile ondan yaklaşık 2000 yıl sonra “Memleketler kılıçla alınır, adaletle muhafaza edilir” diyen Timurlenk aynı şeyi ifade ediyorlardı. Adalet düzenin temelidir. Yangın bir evi, adaletsizlik ise bir ülkeyi yakar. Düzeni, egemenliği, insanımızı, birliğimizi, korumak istiyorsak önce Adaleti inşa etmeli, korumalı, yaşatmalı ve geliştirmeliyiz.

Ülkemizde en fazla tartıştığımız konuların başında Hukuk Devleti, Hukukun Üstünlüğü, Adalet, Demokrasi, temsilde adalet, seçim hakkı ihlali gibi konular yer alıyor. Adalete ve hukuka güvenin yitirildiği ülkelerin ekonomik performanslarının da çok kötü olduğu bilinen bir gerçek. Bu olumsuzluklar, her vatandaşımız gibi bizim de hayatımıza dokunuyor.

Sıraladığımız konulara karşı duyarlı, bilgi ve düşünce üretebilen arkadaşlarımızla zaman zaman bir araya gelerek gündeme ilişkin sohbetler yapıyorduk. Daha geniş katılımlı bir sivil toplum hareketine dönüşerek daha geniş bir kitleye düşüncelerimizi iletebilmek amacıyla, bu yılın ikinci çeyreğinde kısa adı  AHPADİ olan Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Platformunu oluşturduk.

Siyaset ya da Politika, Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayıştır. Bu tanım bağlamında siyaset yapmak, hukuk, ekonomi, finans, ticaret, güvenlik gibi alansal birikim ve yetkinliğini siyasete koşturmak her yurttaşın ve aydının görevidir. Siyaset yapılacak zeminler sadece siyasi partilerden ibaret değildir. Özellikle sivil toplum örgütleri ve platformlar, daha bağımsız ve özgürlükçü ortamlarda düşüncelerin ifade edilmesine ve değer bulmasına olanak sağlayan araçlardır. Bu aracın sağladığı zengin olanaklardan yararlanmak amacıyla biz de platform seçeneği etrafında toplandık.

AHPADİ Platformunun kuruluş amacı nedir?

Adalet ya da adil bir hukuk sistemi, en iyi şekilde hukuk devletinde gerçekleşebilir.  Ancak yüzyıllardır gözlemlediğimiz  pratikler, Hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin adaleti sağlamak için yeterli olmadığını göstermiştir. Geçmiş dönem mitlerimizle adil olduğuna inandığımız hukuk kurallarının zamanla adaleti sağlamadığını hep beraber gördük. Bu bağlamda, şimdi ki mitlerimizle adil olduğuna inandığımız hukuk kurallarını da adalet yönünden sürekli sorgulamalı ve ADALETİN HUKUKUNU ARAMALIYIZ. Diğer yandan, vatandaşların yönetim, yasama ve denetime katılmalarının, demokratik bir devlet düzeninin en iyi sağlanabildiği düzen, parlamenter demokrasidir. Ülkemizin de bu konuda meşrutiyetten bu yana devam eden deneyimi vardır.

İşte AHPADİ, Türk hukukunun gelişmesine, Türkiye’de hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin kurum ve kurallarıyla yerleşmesine,  adaletin hukuku ve parlamenter demokrasinin gerçek anlamda uygulanmasına katkı sağlamak amacıyla oluştu.  Ayrıca, kadına şiddet, çocuk istismarı, hayvanlara işkence, ayrımcılık, doğa ve çevre katliamı başta olmak üzere her türlü toplumsal ya da bireysel şiddet, terör, soykırım, işkence vs benzeri suçların bertaraf edilmesi, suç mağdurlarının korunması ve suçluların cezalandırılması maksadıyla hukukun izin verdiği ve mevzuatın çizdiği sınırlar dahilinde ulusal ve uluslararası mecrada mücadele etmekte AHPADİ’nin hedefleri ve faaliyet alanları içinde yer almaktadır.

AHPADİ Platformu kimlerden oluşuyor

Hukuk, ana karnına düşmüş ceninden vefat eden bireye, kadınlardan erkeklere, çiftçilerden profesörlere, her yurttaşın hayatını etkileyen, her yurttaşın da üzerinde sözü olduğu, olması gerektiği bir alan. O nedenle, platform sadece hukukçulardan oluşmuyor. Her meslek grubundan her yaş grubundan gerçek kişileri, özellikle dezavantajlı grupların haklarını korumak ve ifade etmek için kurulmuş sivil toplum kuruluşlarını kapsıyor. Böylece, toplumun tüm kesimlerinin adalet beklentisinin çerçevesini net olarak ortaya koyabileceğimizi ve çözüm önerileri geliştirebileceğimizi düşünüyoruz.

Ülkenin için bulunduğu sorunlardan çıkışı için siyaset mi daha etkili yoksa hukukun doğru işlemesi, düzeltilmesi mi?

Siyasete yüklenen misyon çerçevesinde, devlet düzeni içinde tüm sorunların çözüm yöntemi siyaset, siyasetin öncül aracı siyasal partiler, siyasal düzenin kanunlaştırıldığı yer ise TBMM’dir. Hukuk normlarının geliştirilmesi, evrensel ve çağcıl yasaların oluşturularak yasalaştırılması, yasaların amaçlarına uygun şekilde uygulanması için yürütmenin ve yasamanın çerçevesinin düzenlenmesi siyasetin işidir. Bu bağlamda, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlardan çıkışı için siyasetin nefes alma boruları açılmalı, siyaset kurumları ve siyasetçiler üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır.

Başkanlık Hükümet Sistemi ile hukukun doğru işlemesi veya demokrasinin sağlıklı olabilmesi olanaklı mı?

Kararname çıkarma, yasama ve yürütmeye atama yapma yetkilerine, siyasi partiler ve dolayısıyla milletvekilleri üzerinde söz sahibi olan Güçlü Başkanlık Sistemleri, yasama ve yargı üzerinde kısa zamanda “yürütmenin vesayeti” soncunu doğurmakta, demokratik yollarla gelen “lider” yöneticiler öndere, sistem otoriterleşmeye, demokrasi ise sembolikleşmeye başlamakta, yolculuk diktatörlüklerle son bulmaktadır.

Daraltılmış Bölge Sistemi hayata geçerse bizi neler bekliyor? Siz buna neden karşısınız?

Modern Demokrasiyi tanımlayan ilkeler; çoğulculuk, katılımcılık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve temsilde adalettir. Seçim bölgeleri daraldıkça, yani bir seçim bölgesinde seçilecek milletvekili sayısı azaldıkça, o bölgedeki “doğal seçim barajı oranı” yükselmekte, meclis 2-3 partili yapıya dönüşmektedir. Bu durum, seçmen iradesinin büyük oranda meclise yansımamasına, temsilde adaletin sağlanmaması da çoğulculuk ve yönetime katılmayı engellemekte, toplumsal barış yerini toplumsal çatışmaya bırakmaktadır. Bu nedenle, seçim bölgeleri mümkün olduğunca geniş belirlenmelidir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi örneğinde olduğu gibi, seçimlerin çoğunluk sistemine göre yapıldığı hiçbir ülkede seçim barajı yoktur diyorsunuz, peki bizde neden var?

Başkanlık ya da biz de promatüre örneğini gördüğümüz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemlerinde uygulanan yüzde 50 +1 oy oranı aslında bir ülke seçim barajdır. Dolayısıyla her partiyi ittifak kurmaya zorlamaktadır. İttifak içinde yer almayan partilerin adaylarının Cumhurbaşkanı olamayacağı, yürütmeyi elde edemeyeceği, meclise milletvekili vermeyeceği, artık oyların heba olacağı bir ceza sopası varken ittifak dışında seçime girmek mümkün değildir. Bu halde, ayrıca ikinci bir ülke seçim barajı anlamsız ve işlevsizdir.

Yüzde 7 seçim barajını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok yanlış ve gereksiz buluyoruz. Öncelikle, prensip olarak temsilde adaletin önündeki engel olan seçim barajı, adil seçim hakkının ihlaldir. Diğer yandan yüzde 10 seçim barajı gibi işlevsiz kalacaktır. Yüzde 50+1 için çeyrek puanlık partilerin bile önem kazandığı seçim sisteminde ittifaklar üzerinden her partinin meclise milletvekili gönderme şansı ortaya çıkmıştır.

Seçim Kanunu neden değişmeli ve seçim sistemi nasıl değişir?

Az önce açıkladığım gibi seçim kanununda temsilde adaletin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Nüfus yoğunluğu olmayan ve bu nedenle 2-3-4 milletvekili çıkarılacak seçim bölgeleri birleştirilerek “doğal seçim barajı” oranı düşürülmeli, bu yolla geniş seçim çevreleri ile dar seçim bölgeleri seçmenleri oylarının değerleri arasındaki orantısızlık ortadan kaldırılmalıdır.

Kadına şiddet davalarındaki ceza adaletsizliği konusundaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Kadına şiddet davalarında, özellikle hukuki tanı konusunda ve ceza tayininde kamuoyunun  vicdanını yaralayan uygulamalar yapılmaktadır. Eşini 16 yerinden bıçaklayan bir sanığın işlediği suç, kasten öldürme yerine “neticesi itibarıyla ağırlaşmış kasten yaralama” olarak nitelendirilebilmekte, “haksız tahrik indirimi”ne çok kolay başvurulmakta, aile birliği ve bütünlüğü korunmalı yaklaşımıyla ceza tayinlerinde alt sınırdan uzaklaşılmamaya özen gösterilmekte, kamuoyunda “iyi hal” olarak bilinen indirimler otomatiğe bağlanmış şekilde yapılmakta, infaz sistemindeki denetimli serbestlik, şartlı tahliye müesseseleri hükmedilen cezaları hükümsüzleştirmekte, ıslah ve topluma kazandırma programlarının etkisizliği ise suçların tekrarına neden olmaktadır. Ne yazık ki Ülkemizde bireyin can ve vücut bütünlüğü, malından daha az değerlidir. Ceza yasamız bireyden daha çok malı ve devlet düzenini korumaya odaklanmıştır. Çok ciddi bir ceza yasası düzenlemesine ve yorumlamasına ihtiyacımız vardır.

AHPADİ’nin Eskişehir özelinde söyleyeceği sözleri var mı? Varsa nelerdir?

Görece olarak bir çok ilden iyi durumda olsak da, Şehrimizde de zaman zaman hak ihlalleri, insan haklarına aykırı uygulamalar, adaletsiz ve yetersiz hizmet sunumları gibi Platform amaç ve faaliyet alanlarımız içinde kalan sorunlar yaşanmaktadır. Platform olarak İlimizin özel sorunlarının da takipçisi olmak istiyoruz.

Platform olarak önümüzdeki süreçte nasıl etkinliklerle karşımızda olacaksınız?

Düzenleyeceğimiz konferans ve panellerle, demokrasimizin karşı karşıya olduğu tehlikeler konusunda farkındalık oluşturmaya çabalayacağız. Şehrimizin tüm STK’larını ziyaret edeceğiz, görüşlerini alacağız, görüşlerimizi paylaşacağız. Şu anda, kadına şiddeti doğuran kaynaklar, şiddetin çeşitleri, etkileri, mevzuat, yargılama, önleme ve infaz sistemi eksiklikleri konusunda yaptığımız bir çalışmamız var. Sonuçlarını ve önerilerimizi kamuoyuyla ve siyaset kurumlarımızla paylaşacağız.

Son sözleriniz?

Toplum düzeninde, bireyin refah ve mutluluğunu belirleyen tüm parametreler, adaletli bir devlet düzeninde işlevsel hale gelebilmektedir. Ekonomiden, dış politikaya, eğitimden spora her alandaki problemleri çözebilmek için öncelikle adil, hukukun üstünlüğüne dayalı, bireylerin yönetime, denetime ve yasama faaliyetlerine etkili katılımına imkân sağlayan demokratik bir düzen kurmalıyız.  Bu düşünceyi paylaşan ve üzerinde sorumluluk hisseden tüm hemşerilerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı platformda birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Görüş ve düşüncelerimizi Eskişehir kamuoyuyla paylaşmamıza olanak veren Manşet Gazetesi ailesine teşekkür ediyoruz.

Editör: Mustafa YILDIRIM