Haber Kaynağı: Manşet

Söyleşi: Tuğba Koçal

Büyük Birlik Partisi İl Başkanı Hamdi Salim Uzunoğlu ile gerçekleştirdik söyleşide Uzunoğlu, siyasete bakışını, partisinin politikalarını ve hedeflerini anlattı.

Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

1974 yılında Sivrihisar ilçesi, Sadıkbağı köyünde doğdum. 4 çocuk babasıyım. Eczacılık mesleğini icra etmekteyim. İlk ve orta öğrenimimi Sivrihisar’da, lise eğitimimi Eskişehir Fatih Fen Lisesinde aldım. Ancak lise 3.sınıfın 1. döneminin ortalarında orta öğretim başarı puanını yükseltmek maksadıyla Sivrihisar Lisesine geri döndüm. Oradan mezun oldum. Yüksek öğrenimimi ege üniversitesi eczacılık fakültesinde tamamladım. 17 yıldır da bu mesleği icra etmekteyim.

SİYASETE GİRMEYİ İSTEMİYORDUM

Siyasete ne zaman ve nasıl girdiniz?

Siyasete yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılında Günyüzü ilçesinde AK Parti ilçe başkan yardımcısı olarak başladım. Ben pek siyasete dahil olmak istemiyordum. O günkü ilçe başkanı samimi dostumuz Hızır Ayık’ın yoğun ısrarı üzerine başladım. Üniversite okumuş eğitimli biri olarak bölgenin ve ülkenin sorunlarını, gündemini daha iyi gözlemleyebilmek ve dile getirebilmek maksadıyla ısrarcı olmuştu. Sonrasında Sivrihisar'a taşındım. Bir müddet siyasetten uzak durdum. Ama rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun suikastı beni derinden etkiledi. Her ne kadar AKP’den siyasete girsem de üniversite yıllarından bu yana rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na büyük bir sevgim ve saygım vardı. Savunduğu görüşler ve yaşam tarzı da benim fıtratıma siyasi yapıma en uygun olanı idi. Allah gani gani rahmet eylesin. O siyasetten öte tam bir yiğit Anadolu çocuğu, tam bir gönül adamı devasa bir şahsiyetti. Ondan bahsederken şimdi bile gözyaşlarımı içime akıtıyorum. Sessiz çığlığımı içimde haykırıyorum.

Daha sonra Mustafa Destici beyefendi Büyük Birlik Partisi'nin genel başkanı oldu. Mustafa Bey yakından tanıdığım çok düzgün karakterli, alçak gönüllü, vefalı bir siyasetçi. Malumunuz o da Sivrihisarlı. Yani Mustafa Bey bizim çocuğumuz, bizim evladımız. Muhsin başkanın şahadeti ve Mustafa başkanımızın kendi evladımız olması hasebiyle ona sahip çıkmamız gerektiğini düşündüm ve takriben 2010-2011 yıllarında Büyük Birlik Partisi’ne üye oldum. Muradımız Genel Başkanımız Mustafa Destici’yi meclise taşımak, ağabeyi Halil Nural Destici'yi de Sivrihisar Belediye Başkanı yaparak dar alanda Sivrihisar, geniş alanda ülkeye hizmet etmektir.

Eskişehirli bir genel başkanın partisinde il başkanı olmak nasıl bir duygu? Sizin için avantajları ne oluyor?

Her ilden, yöreden milletvekili, siyasetçi çıkabilir ama bir siyasi partinin genel başkanı çıkması çok daha enderdir. Bu Cenab-ı Allah'ın bence o yöre insanına bir lütfüdür. Açılması zor olan pek çok kapının açılmasına, pek çok problemin çözüm bulmasına vesile olabilecek imkandır. Bizim yöre olarak bunun kıymetini bildiğimiz kanaatinde değilim. Bölge olarak Mustafa Bey'den herkesin çok fazla beklentisi var. Ama o adamı hizmet edebilmesi için bizim belli bir yere getirmemiz gerekli. Bu konuda yöre olarak gerekeni yaptığımız kanaatinde değilim. Vefalı olduğumuzu hiç mi hiç söyleyemem.

Bir söz vardır Anadolu'da, "Elin iyisinden kendi kötün iyidir" diye... Bu bölgeyi, bu yöreyi, coğrafyayı, insanımızın yapısını, hissiyatını, sorunlarını en iyi bu bölgede doğup büyümüş insanlar, kabiliyetleri ölçüsünde bilir, en iyi ideal çözümü de onlar getirir. Siirtli veya başka bir ilden bir siyasetçi gelip kabiliyeti ölçüsünde değil de, partisinin etkinliği ölçüsünde Eskişehir’den milletvekili olup seçiliyor. Nereden bilsin Eskişehir'i, Eskişehirlileri, Eskişehir'in sorunlarını.

Büyük Birlik Partisi olarak Eskişehir'de hedefiniz nedir?

Şahsım adına hiçbir şey beklemiyorum. Ama yöre insanları ve milletim için; partim adına bir milletvekili çıkarmak ve ilimi partim adıyla temsil ettirmek ve sorunlarına çözüm getirmek. Eskişehirli hemşerilerime doğduğu yerde doyma imkanı sağlamak, onların huzur ve refahını, gelişmişlik düzeyini hak ettikleri en üst seviyeye getirmek arzusundayım.

Siyasette ileriye dönük hedefiniz nedir?

Ben vitrinde değil, mutfakta olmayı yeğlerim. Ben Cenab-ı Allah'ın bana lütfettiği lütuflardan, bilgi birikimi ve kabiliyetlerimden ülkemin milletimin en azmi ölçüde istifade etmesi için gereken ne varsa en üst seviyede yapmayı isterim. Benim de bir hayalim var. 6 asır İslam’a bayraktarlık ve hizmetkarlık yapan, insanlara insanlığı öğreten aziz Türk Milleti'nin hak ettiği saygınlığı ve etkinliğini yeniden kazandırmaktır. Böylece Türk milletinin sevk ve idaresiyle tüm dünya insanlarına barış, huzur ve hak ettiği refahı sağlamaktır. Milletvekili, şu bu sıfatta gözüm yok. Ama nasip olan her görevde gereğini en iyi şekilde ifa etmek isterim.

Dünya coğrafyasına baktığımızda yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının büyük kısmı Türk ve İslam coğrafyasında bulunmakta. Emperyalist güçler ve onların maşası, işbirlikçileri, bizleri dinden, imandan, ahlaktan bizi biz yapan toplumumuzda harç vazifesi gören değerlerden uzaklaştırarak bizi bölmekte ayrıştırmakta. Toplumumuzun yüzde 90’ı dinimizi, diyanetimizi, ahlakımızı, örf ve ananelerimi tam anlamıyla bilmemekte. Hızla da bilmekten uzaklaşmakta ve yozlaşmaktayız.

Bu konudaki cehaletimizi çok iyi kullanarak bizim farklılıklarımızı, kültürel zenginliklerimizi ayrıştırmak, bölmek ve bizi birbirimize düşürmek için kullanmaktalar. Bölüp parçalayıp istedikleri gibi yönlendirerek sahip oluğumuz değerleri, zenginlikleri elimizden almak istemekteler. Buna karşı bizlerin çok dikkatli olması gerekir. İvedilikle iyi bir şekilde dinimizi, ilmimizi, kültürümüzü, bizi birbirimize kenetleyen değerlerimizi öğrenmeli, sahip çıkmalı ve hayatımızda uygulamalıyız. Gücü ve inisiyatifi biz iyi niyetli, güzel insanlar ellerinde tutsun ki şer ve kötülükler dünyaya hakim olmasın. Huzur, mutluluk ve refah gelsin. Hayata ve dünyaya güzellikler, iyilikler, barış ve huzur hakim olsun. Tüm insanlık insanca ve adil bir şekilde, başkasına zarar vermeden özgürce yaşayabilsin.

Editör: TE Bilişim