Kaynak: Manşet Gazetesi

Söyleşi :Tuğba Koçal

AK Parti Meclis Üyesi Mustafa Birsen ile bir araya gelerek şehir gündemini konuştuk. Birsen, Aşağı Ilıca Barajı, termik santral ve şehirde yaşanan sorunlar ile bu konularda yaşanan tartışmalar hakkında konuştu.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi hep yaşanılan tartışmalarla gündemde. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Siyasetin içinde olan biri olarak siz bunu nasıl görüyorsunuz?

Eskişehir siyasetinde çok büyük sıkıntılar olduğunu düşünmüyorum. Sadece küçük kaprisler ve inatlaşmalar var. Bunlar Yılmaz Büyükerşen’in despot tavrından kaynaklanıyor. Belediye meclisi toplantılarında söz vermemek, ‘dışarı atarım’ diye tehdit etmek ya da bağırmak, azarlamak şeklinde bir tavrı var. ‘Her şey istediğim gibi olsun, sorulmasın, tartışılmasın bile’ diye bir tavır içinde. Despot bir yönetim şekliyle meclise müdahale ediyor. Bu da ister istemez gerginlik yaratıyor. Yılmaz hocanın her dediğini kabul etmemiz mümkün değil. Kendi partisinin çoğunlukta olduğu dönemlerde bile bu gerçekleşmemiş. CHP’li arkadaşları ile anlaşamadığı konular da oldu. Kendi partisinin çoğunlukta olduğu dönemde kabul ettiremediği konunun AK Parti çoğunluğunda itirazsız kabul edilmesini bekliyor. Bu da tartışmalara neden oluyor. Bazen nezaket sınırları zorlanıyor. Bu anlamda kamuoyundan özür de dilemek lazım. Siyasette, belediye meclis toplantılarından bazı tartışmalar da kaçınılmaz görünüyor.

ENGELLENDİĞİNİ İDDİA EDEREK PROPAGANDA YAPIYOR

Sayın Büyükerşen’in sürekli ‘engelleniyorum’ diyerek, AK Parti çoğunluğunu art niyetli kullandığını düşünüyorum. Yapmak istemediği her şeyin AK Parti çoğunluğu tarafından engellendiğini iddia ederek propaganda yapıyor. Ya da yaptığı yanlışların faturasını AK Parti çoğunluğuna yükleme gayreti var. Siyasette, özellikle de yerel siyasette, samimiyet çok önemlidir. Demokrasilerde iktidardan daha önemli bir ayak vardır, o da muhalefet. Demokrasiyi ayakta tutan şey muhalefettir. Siz iktidarsınız, karşınızda muhalefet varsa bu demokrasi olur. Yılmaz hocanın biraz daha demokrat olmasını bekliyoruz. Bu saatten sonra olur mu, değişir mi, bu konuda da çok ümit var değiliz.

Vatandaş 4 dönemdir Büyükerşen’i seçiyor. Bu konuda söyleyeceğimiz bir şey yok. Demek ki o kendini daha iyi anlatıyor, biz kendimizi anlatamıyoruz. Bundan sonraki gayretimiz, karalamak, küçük düşürmek üzerine değil, daha iyisini yapmak ve Eskişehirliyi ikna etmek. İnşallah 2019 yerel seçimlerinde Eskişehir merkezinde hiçbir sıkıntı yaşamadan 3 belediyeyi de alacağımızı düşünüyorum. Bundan hiçbir tereddüdümüz yok.

“CHP’nin çoğunluk olduğu dönemde kabul ettiremediği konular” dediniz, bunu biraz açar mısınız?

Son 3 yılda AK Parti’nin çoğunlukta olduğu Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, şehrin önemli sorunlarının çözümüne katkı sunduk. CHP’nin çoğunlukta olduğu dönemde yapılmayan konular bunlar. Mesela Kızılyer bölgesi ile ilgili konu aylarca, yıllarca belediye meclis gündeminde kalmış ve kabul edilmemiş. Sonra AK Parti çoğunluğuna kadar sarktı ve bizim dönemimizde kabul edildi. Mesela 25 binlik planlar bizim dönemimizde çözüldü. CHP çoğunluğunda yapılmayanları, AK Parti çoğunluğu olarak biz yapıyoruz, biz onaylıyoruz. 2015’te 30 milyon avro kredi yetkisi verdik. Geçen yıl tramvayla ilgili 100 trilyon kredi yetkisi verdik.

“190 OTOBÜSÜN TRAFİKTE OLMASI GEREKİRDİ”

Büyükşehir Belediyesi şehrin gerçek gündemini ıskalayarak hareket ediyor. Bu şehirde trafik büyük bir problem, imar sorunu, toplu ulaşım büyük problem. AK Parti meclis üyeleri olarak son 3 yılda yeni otobüs alımları, İzmir’den alınan hibe otobüsler gibi pek çok konuda mecliste yetki verdik. Ama İzmir’den aldığımız 50 tane hibe otobüsün sadece 4 tanesi çalışıyor, 46 otobüsün ne olduğunu bilmiyoruz. AK Parti çoğunluğu ile önce 40, sonra da 100 otobüs kararı var. Bu 140 yeni otobüsün kaç tanesi çalışıyor, kaç tanesi otogarda bekliyor? İzmir’den gelenlerle birlikte toplam 190 otobüs Eskişehir’in ulaşım filosuna eklendi. Ama toplu ulaşım hala rahatlamadı. Vatandaş hala mağdur. AK Parti grubu olarak üstümüze düşen ne varsa yaptık, yine yapmaya hazırız. Ama şehirde bunların karşılığını görmek istiyoruz. Vatandaşın rahat yolculuk yapmasını istiyoruz.

“KABUL ETSEK HUKUKSUZLUK YAPMIŞ OLACAKTIK”

Aşağı Ilıca Barajı ile ilgili yaşananlar hakkında ne söylemek istersiniz? Bu konuda siz AK Partili meclis üyelerine karşı ciddi bir tepki de var.

Evet, engelleniyoruz edebiyatının nereye vardığını şehir bülteninde gördük. Şehir bülteninde Ilıca Göleti ile ilgili kirli bir propaganda yapıldı. Ilıca Göleti'nde 2012 yılında bir mahkeme kararı var. Büyükşehir Belediyesi Danıştay’a götürmüş. Orası da vatandaşı haklı görmüş. Göletin yapımını durdurmuş. Buna rağmen buna ödenek ayırarak yatırım yapmak, mahkeme kararını görmezden gelmek söz konusu olamaz. 2 mahkemenin verdiği karar var, Valiliğin yazdığı yazı var. Bunlara rağmen buraya ödenek ayırmamız hukuksuz olurdu.

BÜYÜKERŞEN VE ÖZKAR'IN SÖYLEMLERİ YARGIYA TAŞINACAK

Şehir bülteninde hiç şık olmayan şekilde meclis üyelerinin fotoğraflarını yayınlayarak, ‘Eskişehir’e ihanet ettiler’ demesi kendisine yakışmadı. Eğer biz Valiliğin ve iki mahkemenin kararını görmezden gelsek ve oraya ödenek ayırsaydık hukuksuzluk yapmış olacaktık. Biz mahkemelerin verdiği karara, Valiliğin yazısına dayanarak bu kararı aldık. Keşke Şehir bülteninde valiliğin yazısı ile mahkeme kararlarını da yayınlasalardı. AK Partililerin buna dayanarak ödenek koymadığı anlaşılsaydı. AK Parti meclis gurubuna iftira atması hiç şık olmadı. CHP İl Başkanı, “Bunlara selam vermeyin, ellerini sıkmayın” dedi. Böyle bir siyasi anlayış Eskişehir’e yakışmaz. Biz Eskişehir’de böyle bir siyaset yapılmasını istemiyoruz. Gerçeklere dayanan samimi bir siyaset yapalım. AK Parti çoğunluğu, Ilıca Göleti ile ilgili aldığı kararı keyfi olarak almadı. Yasal dayanağımız var. Bu konuda yasal hakkımızı arayacağız. Hukukçu arkadaşlarımız çalışıyorlar. Yılmaz Büyükerşen’in bu iftiraları ve il başkanının açıklamalarını yargıya taşıyacağız. Kesinlikle yasal süreç başlayacak. Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek noktasında bir kanaat oluştu. Bunu yargıya taşıyacağız. Bir bardak suda fırtına koparmak tabiri tam bu konu ilgili. Buradaki su, Eskişehir’in 55-60 günlük su ihtiyacını karşılayacak geçici bir çözüm. Gerçek çözüm, Çifteler’den Sakarbaşı’ndan Eskişehir’e arıtma su getirmektir.

“HUKUKA UYGUN HALE GELSİN DESTEKLERİZ”

Su her zaman ihtiyaç, orada da yüzde 80’i bitmiş bir proje var. Siyasi rekabeti bir kenara bırakarak, siz iktidar partisi olarak o suyun şehre gelmesi için bir şey yapamaz mıydınız?

Tabi ki şehrimizde de ülkemizde de su ile ilgili ihtiyaç her zaman var. DSİ’nin, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın bu konuda gayreti var. Eskişehir’de Ilıca Göleti gibi onlarca gölet şu an iktidar partisi tarafından yapılıyor. Ilıca Göleti de yapılmalı. Ama yasaya uygun hale getirmek lazı. Bu mahkeme kararlarını yok saymak ‘Ben hukuku tanımıyorum’ demektir. Hukuk hepimize lazım. Hukuk kararlarına uymak zorundayız. Bu kararların değiştirilmesi adına adım atılabilir. Mahkeme süreci yeniden başlayabilir. Yasal süreç tekrar başlasın. Vatandaş ikna edilsin, mahkeme de kararı onaylarsa tabi ki o gölet oraya yapılmalı. Yasal sürecin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bizim anlatmak istediğimiz bu. O zaman biz de destekleriz.

Siz AK Parti olarak vatandaşa kendinizi doğru anlatabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Bu konuda sıkıntımız var, anlatamıyoruz demek ki… Büyükerşen’in yasadan kaynaklı bir avantajı var. 5216 sayılı Büyükşehir Yasası ve 5393 Sayılı Belediye Yasası'nda belediye meclisinin nasıl yönetileceği yazıyor. Belediye meclisinde söz hakkının belediye başkanında olduğu, istediği kadar söz hakkı vereceği, gerektiğinde meclisten çıkarma cezası verebileceği gibi maddeler var. Belediye başkanın sınırsız konuşma, istediğini söyleme hakkı var. Ama belediye meclis üyesi birkaç cümle söylediğinde azarlayarak, bağırarak susturmaya çalıştığına Eskişehir kamuoyu şahit. Kendimizi anlatmakta sıkıntı yaşadığımız gerçek.

Son olarak Eskişehir’e yapılması planlanan kömürlü termik santral ile ilgili görüşlerinizi sormak istiyorum.

İl Başkanımız Dündar Ünlü, ‘Bu konuyu bilim adamları tartışsın’ dedi. Kesinlikle katılıyorum. Son 3 aydır şehirde bir bilgi kirliliği var. Termik santralin ne olduğu, ne olması gerektiği konusunda, enerji açığımız konusunda, cari açığımız konusunda konuşulmuyor. Sadece kulaktan dolma bilgilerle, siyasi amaçlarla kullanılan bir argüman haline geldi. Hastalık yayacağı, kül olacağı, toz olacağı, çevre kirliği oluşturacağı, tarımı hayvancılığı bitireceği kulaktan dolma bilgiler. Yeni nesil termik santral ile ilgili Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı tarafından bir seminer verildi. Çevreci Orhan Kural konuştu. Dünyada termik santralin yeri neresi buna bakmak gerek. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya’da elektrik üretiminde kömürlü termik santral 1 numarada. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesi bundan vazgeçmemiş. Dikkat edilmesi gereken tek şey var. Baca ve flitre sistemi.
Yeni nesil termik santral olarak Çanakkale’nin Çan ilçesinde 8 yıl önce yapılan termik santral örnek gösteriliyor. Bu termik santralin etrafında seracılık, hayvancılık, meyve üretimi yapıldığı gerçeği var. Bunları görmezden gelerek 50 yıl önceki termik santral teknolojisi ile hareket etmek, kulaktan dolma bilgilerle sağlığımız gidecek, tarım bitecek, hayvancılık bitecek söylemleri siyasidir. Cari açığımız nedir, enerjiye olan bağımlılığımız nedir bakılmıyor. Rusya’dan, İran’dan aldığımız doğalgazdan elektrik üretiyoruz. İki dudağının arasında, vanayı kapattığında ne olacağız? Bunları da düşünmek lazım. Mevcut halimize bakarak, ‘aman ne olacak doğalgazdan ürettiğimiz elektrik bize yeter’ dersek yarın açıkta kalabiliriz. Bugün Türkiye’de tedbir almamız gereken konuların başında bu geliyor.

“GELİŞMİŞ ÜLKELERDE TERMİK SANTRALLERİN KAPATILDIĞI KOCA BİR YALAN”

Gelişmiş ülkelerde termik santrallerin kapatıldığı söyleniyor. Bu konuda doğrusu nedir?

Öyle bir şey yok, koca bir yalan. Almanya geçen yıl bir termik santralini kapatmış. Ama sadece 1 kiometre öteleyerek yenisini kurmuş. Almanya, İngiltere, Japonya, Fransa, Amerika termik santralden vazgeçmiyor. Sadece teknolojilerini yeniliyorlar. Dünyanın bu gelişmiş ülkelerinin tamamında yüzde 40 ile 60 arasında değişen oranlarda, kömürlü termik santraller elektrik üretiminde hala 1 numara. Kapatmıyorlar, yeni nesil termik santraller kuruyorlar. Mesela Almanya’nın terk ettiği teknolojiyi biz kurmayalım, bunu tartışalım. Bizim termik santral hangi teknoloji ile yapılacak bunu konuşalım. Bacasını, filtresini tartışalım. İnsan sağlığına zarar veren sistemlere yaklaşmayalım. Buna en önce biz karşı çıkalım. AK Parti hükümeti Eskişehirliye ya da termik santral kuracağı yerde yaşayan insanlara düşmanlık yapmak mı istiyor? Bizim çocuklarımız, torunlarımız da burada yaşayacak.

TARIM ALANI DEĞİL TERK EDİLMİŞ LÜLETAŞI OCAKLARI

Tarım alanı olması konusundaki eleştiriler hakkında ne söylemek istersiniz?

1200 hektarlık bir alandan söz ediliyor. Bu alanın tamamının tarım dışı alan olduğundan söz ediliyor. Eski lületaşı ocaklarının olduğu bir bölge. Ocaklar açılmış, lületaşı alınmış ve terk edilmiş bir yer. Tarımın hiçbir şekilde yapılmadığı bir bölge. En kıymetli ovamızın ortasına bunu yapmak tabi ki kabul edilemez. Almanya’daki vatandaşlar zarar görmüyorsa, diğer gelişmiş ülkelerdeki insanlar zarar görmüyorsa Türkiye’deki vatandaşların da zarar görmeyeceği sonucu ortaya çıkıyor. Onların vatandaşları bizimkilerden daha mı değersiz? Bu alan atıl ve tarım yapılmayan bir bölge ise, yeni nesil teknoloji ile kurulacaksa neden karşı çıkalım? Niye yapılmasın?

Editör: TE Bilişim